Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Güre, gözyaşları içinde darbe gecesini anlattı

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, basın mensuplarına 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 1 yılın geçmesinin ardından yapılan çalışmalarla ilgili bilgi vermek için toplantı düzenledi. Güre, darbe gecesini anlatırken...

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, basın mensuplarına 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 1 yılın geçmesinin ardından yapılan çalışmalarla ilgili bilgi vermek için toplantı düzenledi. Güre, darbe gecesini anlatırken gözyaşlarını tutamadı.

Başsavcı Güre, yardımcıları ile birlikte 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yapılan çalışmalarla ilgili basın mensupları ile toplantı düzenledi. Adliye binasında düzenlenen toplantıda konuşan Başsavcı Güre, Diyarbakır’da darbe gecesi, darbe toplantısının yapıldığı evi bulduklarını söyledi. Kendilerinin darbeye direndikleri saatlerde darbe evinden askeri unsurlara talimat verildiğini belirten Başsavcı Güre, “Diyarbakır’daki FETÖ’nün üst yapılanmasının buluştuğu yeri bulduk, yaklaşık 4 ay önce bu veriye ulaşabildik. Darbe evinde, darbe toplantısını yaptığını tespit ettiğimiz evdeki unsurlar FETÖ’nün yetkilileri sivil, onların hükmettikleri, talimat verdikleri kişiler askerler, 30 kişiye yakın” dedi.

Gözyaşlarını tutamadı, kelimeler boğazına düğümlendi

Darbe gecesi yaşadıkları ve oğlu ile yaptığı görüşmeyi gözyaşları içinde anlatan Başsavcı Güre, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“O akşam, hava üssü paşalarını aradık açmadılar, alay komutanının telefonunu aradık açmadılar, kolordunun telefonunu aradık açmadılar sadece jandarma bölge paşası Musa Paşa telefonuna ulaştım ve kendisiyle bir görüşme yaptım. Darbeye karşı soruşturma yaptığımızı söyledim ve kendisine nerede durduğunu sordum bunun üzerine bana benim emrimde 8 bin kişi var dedi, benim emrimdeki herhangi bir asker darbe yönünde bir mermi sıkarsa kafasına sıkarım dedi emrindeyim dedi.”

“Kolordu komutanı bize 5 saat kaybettirdi”

Bütün darbecilerin gözaltına alınmasına yönelik yazının yazılıp kolluğa gönderildiğini aktaran Başsavcı Güre, şöyle devam etti:

“Bu süre zarfında 6 uçağın kaçırıldığı bilgisi geldi. Ankara’da bombalayan uçaklardan olduğunu değerlendirmiştik, bu bilgi gelince hava üssüne girmeye ve oraya el koymaya karar verdik. Kolordu Komutanını aradık, kendisi ile görüştük, bizi oraya davam etmişti oraya gideceğimizi söylemiştim, ancak hemen arkasından bunun doğru olmayacağını düşündük ve kendisini adliyeye davet ettim. Yanımızda tutabiliyorsak tutalım, gereğini daha sonra yaparız görüşü gelince biz de kendisine o an için kontrolümüz altında tutma ihtiyacı duyduk. Çağırdığımız kişi darbenin sıkıyönetim komutanıydı, ve listedeki herkes o an itibari ile alınmıştı. O şartlar altında kendisini çağırdık ve arkadaşlarımızın şahitliğinde darbe listesinde olduğunu, gözaltı talimatımızı şimdilik askıya aldığımızı önceliğimizin hava üssüne el koymamız olduğunu kendisine söyledim ve uçakların kalkmaya devam etmemesi için bir an evvel hava üssüne el koymamız gerektiğini istedim ve ek kuvvet desteği istedim. Kendisi hava üssüne girmememiz için her türlü bahaneyi bize uydurdu, söyledi. Gidilmemesi, gidilmesi halinde sorunlar çıkacağını söyledi, biz de ısrarla girmemiz gerektiğini söyledik. Bu bize tam 5 saat kaybettirdi. Biz ancak saat 8’de girebildik oraya.”

Darbeci Semih Terzi Diyarbakır’dan Ankara’ya gitmiş

Aynı gece, Semih Terzi’nin hava üssüne gittiğini daha sonradan tespit ettiklerini dile getiren Başsavcı Güre, şöyle dedi:

“Aynı üste 6 uçağın kaçırıldığını sonradan tespit ettik. Bütün bunlar 7. Kolordu Komutanlığı, Garnizon Komutanlığı bünyesindeki askeri birlikten olmuştur. Biz bütün çabalarımıza rağmen, buradan çıktıktan sonra kolordu makamına gittik oradan da kuvvet almak için burada da zaman kaybettirildik maalesef. 11’de darbe soruşturması talimatı verdikten 9 saat sonra hava üssüne girdik, halbuki bizim çok daha önceden girebilmemiz gerekirdi oraya diğer askeri birimleri. Girdikten sonra, biz hava üssünde bulunurken semih Terzi’nin beraberindeki özel kuvvetlerin, hava üssünde kaldığını sonradan öğrendiğimiz unsurlarının bizim bilgimiz ve talimatımız dışında, 7. Kolordu Komutanının talimatı doğrultusunda hava üssünden araba ile çekilerek kolordunun içine çekildiğini tespit ettik. Halbuki bizim tüm hava üssü içindeki unsurlara gözaltı talimatımız vardı bunu kendisi de biliyordu çünkü kendisine deklare ettik. 6 uçak kalkınca ben sordum kaç uçak var diye, 30 küsur uçak var denince dehşete düştük biz. O uçakların tamamının oradan kaldırılması halinde korkunç bir tablo çıkacaktı Ankara’da. Gerekli işlemleri yaptık, bütün uçakları uçamaz hale getirdik. Tüm subay statüsündeki personeli gözaltına aldık ve başka uçağın kalkmasını engelledik. Zor bir geceydi, bizim açımızdan da ülke açısından da zordu. Allah o günü bir daha yaşatmasın derim ama yaşatırlarsa da karşısında aynı kararlılığı göreceklerini, düşünenler varsa eğer, bilsinler. Daha ağırı ile karşı karşıya kalırlar, daha ağır muameleler görürler.”

“Kolordu Komutanı Semih Terzi’nin gitmesini engellememiş, uçaklar buradan kalkmış”

Hava üssüne gittiklerine Semih Terzi’nin buradan ayrıldığını kaydeden Başsavcı Güre, “Gittiğimizde Semih Terzi gitmişti zaten, Semih Terzi’nin gitmesini engellememiş, buradan gitmiş, uçaklar buradan kalkmış, semih terzi Silopi’den Diyarbakır’a getirilmiş. Dava delillerini Ankara’ya bizler de gönderdik, dosyalar sabit. Müdahale etmiyor, garnizon komutanı bu isim” dedi.

“7. Kolordu Komutanının bize gelişi aslında bize gelmek değilmiş, sonradan öğrendik”7. Kolordu Komutanının yanında adliyeye geldiğinde 3 ya da 4 tane emir subayının olduğunu belirten Başsavcı Güne, “Biz onlarla geldiğini sandık, 4 ya da 5 gün sonra bir başka soruşturma vesilesi ile bir görüntüye ihtiyaç olduğundan kameralar incelenirken arkadaşlar tespit etti. Biz görüntüleri gördükten sonra bize geliş saikinin bize gelme olmadığını o z aman anladık. Darbe evinde İl Jandarma Komutanının bulunduğuna ilişkin delil var, başka tespit edemedik. Tespit edilen zaten daha sonra itirafçı oldu” diye konuştu.

Bakmadan Geçme