Emre Alkin, 'Bu darbe başka bir ülkede yaşanmış olsa kesinlikle dağılırdı'

Altınbaş Üniversitesi tarafından 15 Temmuz'un birinci yıl dönümüne ithafen, Rektör Prof. Dr. Çağrı Erhan ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin'in konuşmacı olarak katıldığı 'Darbe Girişiminin Küresel, Ekonomik ve Siyasi Yansımaları'...

Altınbaş Üniversitesi tarafından 15 Temmuz’un birinci yıl dönümüne ithafen, Rektör Prof. Dr. Çağrı Erhan ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin’in konuşmacı olarak katıldığı “Darbe Girişiminin Küresel, Ekonomik ve Siyasi Yansımaları” başlıklı panel düzenlendi. Ekonomik anlamda darbe sonrası ülkenin çok iyi toplandığını vurgulayan Emre Alkin, “Bu darbe başka bir ülkede olsa kesinlikle dağılırdı” dedi.

Panel Altınbaş Üniversitesi Fatma Altınbaş Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Başta 15 Temmuz olmak üzere tüm şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan panelde Prof. Dr. Çağrı Erhan ve Prof. Dr. Emre Alkin 15 Temmuz ve sonrası ekonomik ve siyasi değerlendirmelerde bulundular.

“FETÖ sadece ülke içinden beslenmiyor”

Panel öncesi 15 Temmuz Darbe Kalkışması ile ilgili olarak konuşan Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, “Öncelikli olarak şehitlerimizi ve gazilerimizi şükranla anıyoruz. Türk tarihinin en hain kalkışmasını Türk milleti büyük bir azim ve kararla, gözünü kırpmadan, tankların önüne yatarak, dünya tarihinde eşi görülmemiş, canlı bir direniş göstererek engelledi. Onlar olmasaydı bugün maalesef çok hain bir planın parçası olan Türkiye belki de parçalanmış ve işgale uğramış, iç savaş içerisinde bir ülke olacaktı. Söz konusu kalkışmanın üzerinden bir yıl geçtikten sonra bugün çok daha net görüyoruz ki bu FETÖ sadece Türkiye içinden beslenen bir örgüt değil. Kurulduğu günden itibaren gerek bunların mensuplarına sağlanan istihbarat, barınma, maddi imkânlar açısından gerek bu hain darbe girişimini planlama aşamasında aldığı destek açısından gerekse darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasından sonra yine bu örgütün mensuplarına sağlanan destek açısından doğrudan doğruya dışarıyla bağlantılı bir terör örgütü olduğunu görebiliyoruz” dedi.

“Demokrasi karşıtı olan bu insanlara karşı gereken ne ise yurt dışında da uygulanması lazım”

Darbe girişiminden sonra diğer ülkelerin tavırlarını da eleştiren Erhan, terör örgütü mensuplarının hala daha AB ülkelerinde rahatça dolandığına dikkat çekti. Erhan, “Darbe girişiminden sonra bu darbeye bizzat karıştığı, her türlü belge ile ortaya konulan insanların bugün Avrupa Birliği ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak dolaşması, terör örgütünün elebaşısına ve onun lider kadrosuna ABD’de hala barınma imkânının sağlanması bizleri Türk milleti olarak üzmektedir. Dünyada eğer bu batılı, çağdaş ve gelişmiş ülkelerde demokrasi hala bir değer ise demokrasiye, seçilmiş demokratik yollarla iktidara gelen hükumetlere kast edenlerin, mutlaka cezalandırılması gerekmektedir. Bu yüzden bu terör örgütü mensuplarının ya Türkiye’ye iade edilmesi veya bulundukları yerlerde yargılanıp gerektiği cezayı alması gerekmektedir. Bu örgütün her türlü maddi kaynağının kurutulması, örgütün çatısı altında yer alan hangi isim altında olursa olsun her türlü kurum ve kuruluşun kapatılması ve faaliyetlerin sonlandırılması da lazım. Gerek uluslararası hukukta gerekse söz konusu ülkelerin iç hukuku da bunu gerektirmektedir. Fakat maalesef Türkiye darbe girişiminden bu yana geçen bir yıl zarfında kendisi ile ittifak ilişkileri içerisinde olan ülkelerden söylem desteği bile alamamıştır. Bunun yanı sıra teşekkür etmemiz gereken ülkeler de var. Başta Azerbaycan olmak üzere Türkiye’nin yanında ilk günden itibaren olan ülkeler bu terör örgütüne karşı yanımızda olup önlemlerini aldı. Biz aynı davranışı Avrupa Birliği içerisinde olan ülkelerden de gelsin isterdik” diye konuştu.

“Bu bir turnusol testiydi”

Türkiye’nin yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da terörle mücadelesine başarılı bir şekilde devam ettiğini yakın zamanda bunun meyvelerini toplayacaklarını söyleyen Erhan son olarak da, “Türkiye’ye karşı son kırk yıldır oynanan oyunlara baktığınız zaman dönemsel olarak çeşitli terör örgütlerinin ve içerideki başka isimler altındaki işbirlikçilerin bu hain planların parçası olduğunu görüyoruz. Fethullahçı Terör Örgütü de Türkiye’ye karşı araç olarak kullanılan bir örgüttür. Dolayısıyla Türkiye’nin güçlenmesini, dünyada hak ettiği yere gelmesini engellemek isteyen ne kadar düşman var ise onlar bu örgütleri kullanmaya devam edeceklerdir. Bu bir turnusol testidir. Türk milleti gerçekten kimin yanında olduğunu, kimin yanında olmadığını, kimin açıktan Türkiye’ye karşı eylemler içerisinde olduğunu bu test sayesinde 15 Temmuz’da gördü. Bundan sonra kimsenin Türkiye’ye sadece söylem düzeyinde nezaketen dostluk cümleleri kurarak destek verdiklerini söylemelerine gerek yok. Zaten gerçekten destek verip vermediği 15 Temmuz sonrasında ortaya çıkmıştı” diyerek sözlerini tamamladı.

“Türk halkı demokrasiye ve özgürlüğüne aşkını ispatlamış oldu”

Prof. Dr. Emre Alkin de özellikle ekonomik düzeyde başka bir ülkeye karşı böyle bir darbe girişimin olması durumunda o ülkenin dağılacağına dikkat çekerek Türkiye’nin bu durum karşısında aksine büyüme gösterdiğini vurguladı. Emre Alkin, “Ben birebir bu durumu yaşamış biri olarak, yurt dışından gelen misafirlerimiz, alıcılarımız ve aynı zamanda Türkiye’de ikamet eden yabancı CEO’ların ülkemize gelmediğini hatta terk ettiklerine şahit oldum. Bu gerçekten ekonomik anlamda çok kötü bir durumdu. Şehit ve gazilerimizin üzüntüsünün yanı sıra bu üzüntüyü de yüreğimizde taşıdık. Fakat bu darbe ile Türk milletinin bağımsızlığına ve demokrasisine âşık olduğunu da ispatladık. Hiçbir güç Türkiye’nin demokrasisini ve özgürlüğünü elinden alamaz. Ekonomik değerlendirmeleri bir kenara bırakarak bence bu musibetten en önemli kazancımız Türk halkının demokrasi ve cumhuriyete, Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı olduklarını ispatlamalarıdır” diyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü;

“Bu darbeyi başka bir ülke yaşamış olsa kesinlikle dağılırdı”“Başka bir ülkede olsaydı bu darbe kesinlikle ekonomik anlamda dağıtırdı. Fakat Türk sanayisi, insanı, vatandaşı, siyasetçisi, iktidarı, muhalefeti hep birlikte bu süreçte aslında her ne kadar büyük tartışmalar olsa da kenetlenmeyi bildi. Başka bir ülkenin darmadağın olacağı bu kötü deneyimden yüzümüzün ve alnımızın akıyla çıktık. Geride bıraktığımız birinci çeyrek büyümemiz harika, bu sene de yüzde 4 civarında büyüme bekleniyor. Böyle bir belayı yaşadıktan sonra bu kadar büyüme bir mucize. O yüzden Türkler mucizeleri gerçekleştiren Çılgın Türkler misali insanlardır. Fakat başka bir çılgın da elimizden özgürlüğümüzü, cumhuriyetimizi ve demokrasimizi alamaz. “

Bakmadan Geçme