İyilik Atölyesi down sendromlulara ışık oldu

İzmir'de Down sendromlu çocukların aileleri birlikte çalışarak yaşama dahil olduğu 'İyilik Atölyesi' verdiği hizmetlerle downsendromlulara keyifli anlar geçiriyor. İzmir Down Sendromu Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen proje ile...

İzmir’de Down sendromlu çocukların aileleri birlikte çalışarak yaşama dahil olduğu “İyilik Atölyesi” verdiği hizmetlerle downsendromlulara keyifli anlar geçiriyor. İzmir Down Sendromu Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen proje ile farklılıkların yaşama dâhil olması amaçlanıyor.

Down sendromlu çocukların aileleri birlikte çalışarak yaşama dahil olduğu “İyilik Atölyesi” Kafe, MaviBahçe Alışveriş Merkezi’nde açıldı. Konsepti ile dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan İyilik Atölyesi’nde her ürünün mönüde gösterilen orandaki miktarı, farklı ihtiyaç sahiplerine de bağışlanıyor. Down sendromlu bireylerden hizmet alan misafirler, hem keyifli anlar geçiriyor hem de aynı anda pek çok kuruma destek olmanın huzurunu yaşıyor.

Projenin kurucusu olan JP Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Demir, İzmir Down Sendromu Derneği (İDSD) ile birlikte gerçekleştirdikleri İyilik Atölyesi’ni, sosyal sorumluluk projesi değil, insana ve doğaya değer katan pozitif bir iyilik projesi olarak tasarladıklarını söyledi. Uzun yıllar sosyal sorumluluk projelerinde yer aldığını hatırlatan Demir, “Ben bu tür projelerin kendi içinde kaynağını yaratmasını, sürdürülebilir olmasını ve en önemlisi de kar topu gibi büyüyüp zamanla içine olabildiğince çok ihtiyaç sahibini almasını önemseyen biriyim. İyilik Atölyesi bu beklentilerin tümünü içinde barındıran bir proje. Servisinizi Downsendromlu çocuklarımız yapıyor. Bağışla ayakta duran değil; kira ödeyen, personel çalıştıran, vergi veren bir kuruluş yarattık. Kendi değerini yaratarak bunu paraya dönüştüren ve ihtiyaç sahiplerine aktaran bir yapı kurguladık” dedi.

“Her alışveriş bir bağış”

İyilik Atölyesi’nin sadece down sendromlu bireyler için açılmış bir kafe olmadığını; projeyi tüm engelli bireyler, toplumda dışlanmış, görmezden gelinen herkesi, her canlı ve eşyayı içine alacak kadar geniş bir zeminde kurguladıklarına dikkat çeken Ramazan Demir, projenin ilk sonuçlarını şöyle değerlendirdi:

“Her alışverişin bir miktarına, ödediğimiz kira, maaş, ürün gideri, işletme giderleri ve operasyonel giderler için tüzel kişilikten kasa fişi kesiyoruz. Bir kısmına ise toplanan yüzde kadar bağış makbuzu veriyoruz. Yani kârımızın bir kısmını bağış olarak dağıtıyoruz. Bir ay Sokak Çocukları Derneği, bir ay sokak hayvanları, başka bir ay doğa yararına çalışan kuruluşlara katkı sağlıyoruz. Müşterilerimiz hesap öderken makbuzda, siparişine ödediği miktarın ne kadarının nereye bağışlandığını görebiliyor. Her ay kafemizdeki panoda kesilen makbuz toplamını ve aktarıldığı yardım kuruluşunu ilan ediyoruz.”

En iyi hizmet vaat ediliyor

İyilik Atölyesi, tüm personeli ile en iyi hizmeti vaat ediyor. Kafede downsendromlu bireyler ya da engelli bireyler çalıştığı için müşterilerden fazladan tolerans göstermesi ya da ödeme yapması beklenmiyor. JP Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Demir, “Bizim kafemiz aksine; en iyi ürünleri en iyi hizmetle sunan, karşılığında da her kafede olduğu gibi bu ürün ve hizmetinin gerçek karşılığını talep eden bir yerdir. Sadece hizmeti üreten ve servis edenler, buraya gelen insanların her kafede görmeye, hatta dışarda bile çok görmeye alışık olmadığı kişilerden seçiliyor” dedi.

“Bu bir yüzleşme projesi”İyilik Atölyesi’nde 20 downsendromlu birey, 10 daha önce çalışmamış down sendromlu çocuğa sahip aile ve burada çalışmasına engeli olmayan engelli bireyler çalışıyor. Ramazan Demir, kafeye ilk kez gelen insanların downsendromlu personelle nasıl konuşacağını, nasıl davranacağını bilemediğini, ancak daha sonra aileler ve çocukların yakın arkadaşlıklar kurup onlarla daha fazla vakit geçirmek istediklerini söylüyor. Müşterilerin down sendromunun bir “hastalık” değil “farklılık” olduğunu anlamalarının da başlı başına bir değer olduğunu sözlerine ekleyen Demir, “Bu yönü ile bilinçlendirici, birleştirici bir rolümüz var. İyilik Atölyesi, hem engelli bireylerin toplumla hem de toplumun engelli bireylerle yüzleşme projesidir diyebiliriz. Tek başına Mavibahçe’deki bu dükkân bile, bu kirli dünyayı daha güzel bir yer yapmaya yetmez mi? Kendi etki alanımızda hepimizin yapabileceği bir şeyler var. İyiliğin çok çabuk yayılacağını düşünüyor ve buna inanmak istiyorum. Bir sıfırdan büyüktür” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme