Mehmet Görmez'den 15 Temmuz hutbesi

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'Bizi birbirimize karşı kışkırtacak bütün fısıltıları susturma zamanıdır. Gevşemeyelim, sinsi fitnecilerin vesveselerine asla kulak vermeyelim. Hasetçi münafıkların tuzaklarına düşmeyelim. Vazgeçmeyelim' dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bizi birbirimize karşı kışkırtacak bütün fısıltıları susturma zamanıdır. Gevşemeyelim, sinsi fitnecilerin vesveselerine asla kulak vermeyelim. Hasetçi münafıkların tuzaklarına düşmeyelim. Vazgeçmeyelim” dedi.

Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Beştepe Millet Camii’nde Cuma hutbesinde 15 Temmuz darbe girişimine değindi.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Cuma hutbesinde şu ifadeleri kullandı:“Bizler millet olarak şahit olduk ki 1 sene önce o en uzun, en karanlık gecede Rabbimiz milletimize yönelen bir ihanet teşebbüsünü ortadan kaldırmada bize yardım etmiştir. Bizden lütfunu, rahmetini, nusretini esirgememiştir. 15 Temmuz’un sene-i devriyesinde millet olarak, aziz milletin her ferdine düşen birinci vazife Allah’ın rahmetini unutmamaktır. Bizlere düşen seferlerdir, zaferler Allah’ındır. Rabbimizin nusretini hatırlayarak hamdımızı, şükrümüzü, senamızı artırmamız, şükür secdelerine kapanmamız gerekiyor, birinci vazifemiz budur. İkinci vazifemiz, o gece yeryüzündeki bütün mazlumların, mağdurların bizlerle beraber gözyaşı döktüğünü unutmamalıyız. İslam kardeşliği gereği yeryüzündeki bütün kardeşlerimizin bizimle beraber secdeye kapanıp ağladıklarını asla unutmamalıyız. Buna Kerkük’ün minareleri şahittir, Saray Bosna’nın bütün camileri şahittir. Buna Gazze’nin Somali’nin mabetleri, camileri şahittir. Buna 15 Temmuz’dan sonraki Cuma günü İslam aleminin bütün minberleri şahittir, hutbeler şahittir. O Cuma’da Gazze’de Hazreti Ömer Camii’nde hatip Filistinlilere şöyle hitap etmiştir, ‘ey Gazzeliler, ey Filistinliler, bugün bizim hamd, şükür günümüzdür. Zira geçen hafta Türkiye’nin semalarını kuşatan ihanet başarılı olsaydı biz bugün Gazze’de Cuma namazını kılamayacaktık’ der. Somali’de hatip, aynı Cuma günü Müslümanlara şöyle hitap etmiştir, ‘ey Somalili kardeşlerim bugün bizim hamd, şükür günümüzdür. Eğer geçen hafta hainler kardeş ülke Türkiye’de başarılı olsaydı biz bir kez daha yetim, sahipsiz kalacaktık’ diye gözyaşı döküyordu. Sudan’ın Nur Camii’nde hatip, ‘ey kardeşlerim, bugün Allah’a hamdımızı artırma günüdür. İslam aleminin ateşler içinde yandığı bir dünyada eğer geçen hafta karanlık emellerin emrinde zalimler Türkiye’de başarılı olsaydı umut bağladığımız, son umudumuz, İslam ümmetinin son büyük kalesi de yok olacaktı’ diye hitap etti. İşte o kardeşlerimiz için daha büyük bir birlik, daha büyük kardeşlikleri inşa etmeliyiz. 15 Temmuz’un sene-i devriyesinde asla unutmamız gereken bir gerçek daha var, devlet büyüklerimizin iradeli çağrıları ile aziz milletimizin ortaya koyduğu birlik ruhu, o büyük maneviyat, o büyük şehadet arzusu. Biz o gece topyekun bir milletin şehadet arzusuna şahit olduk. Bizim kalplerimizi birbirine bağlayan en büyük gücün imanımız olduğunu asla unutmayalım. Biz o gece meydanlarda sütüne şehadet şerbeti karışmış annelerimizi unutamayız. Biz o gece yeni dünyaya gelmiş yavrusunun kulağına ezan okumadan salaları duyunca tekbirler getirerek şehadet meydanlarına koşan gençlerimizi unutamayız. Bizi millet kılan en yüce değerimizin imanımız olduğunu, Allah’a kul, Muhammed Mustafa’ya ümmet oluşumuzu asla unutmamalıyız. Bugün 15 Temmuz’un sene-i devriyesinde unutmamız gereken bir gerçek daha var, tarih boyunca üzerimize gelen düşmanların bu sefer Allah’ın dinini kullanarak, fitne ve nifak hareketi olarak üzerimize gelişini asla unutmamalıyız. Kirli arzularına dinden kılıf örüp İslam’ın şerefine saldıranların saldırılarına maruz kaldığımızı asla unutmamalıyız. Bunun için dinimizi doğru öğrenmeliyiz. Din gibi yüce bir hakikati asla şahıslar üzerine bina etmemeliyiz. Verdiğimiz şehitlerin hatırına Allah bize hiç ummadığımız, adını koymadığımız bir kardeşlik bahşetti. Yıllardır aramıza nifak sokmaya çalışanların tuzağı işlemedi. Tuzakları bozanların en hayırlısının tuzağına düştüler. Yıkacaklarını umduklarını anda millet olarak ayağa kalktık. Düşeceğimizi sandılar, doğrulduk. Öldürmeyi planladılar, biz hiç ölmemek üzere dirildik. Ebedi diri şehitler çıkardık aramızdan, hayata döndük, Rabbimiz Çanakkale Destanı’nı yazmış bu millete, İstanbul’u fethetmiş bu aziz millete silahlı şer odaklarını kör edecek, tanklı, uçaklı, gözü dönmüş hainlerin kalplerini parçalayacak, düşmanları hasede düşürecek yeni bir ruh üflemiştir elhamdülillah. Şimdi yeniden keşfettiğimiz kardeşliğimize ihtimam gösterme zamanıdır Allah için. Şimdi şehitlerimizin canları ile bahşettikleri bu zaferi kardeşliğimiz ve birliğimiz ile taçlandırma zamanıdır Rabbimiz için. Bizi birbirimize karşı kışkırtacak bütün fısıltıları susturma zamanıdır. Gevşemeyelim, sinsi fitnecilerin vesveselerine asla kulak vermeyelim. Hasetçi münafıkların tuzaklarına düşmeyelim. Vazgeçmeyelim, bahanelere sığınmayalım, var olduğumuz her yerde İslam’ın nezaketini, adaletini, merhametini, imanın şefkatini, adanmışlığın cesaretini hep birlikte ayağa kaldıralım. Allah resulünün davası artık omuzlarımızdadır, düşürmeyelim. Düşürmeyelim ki, biz düşmeyelim, İslam ümmeti düşmesin.”

Bakmadan Geçme