Yaşadığı sürgün yıllarını unutamıyor

Ukrayna'dan Türkiye'ye getirilerek Erzincan'a yerleştirilen Ahıska Türklerinden 81 yaşındaki Şevket Osman, 73 yıl önceki sürgün yıllarının acısını silmeye çalışıyor

Şevket Osman, "Her gün açlıktan bir kardeşimiz ölüyordu. Şaşırıyorduk, her gün bir kardeşimizi toprağa vermeye. Annem bizden ot ister, biz de otu getirip anneme verirdik. Annem, bir kazan otu kaynatıp üzerine biraz un serper ve çorba yapardı. Bu yemeği yiyerek aç kalmamaya çalışıyorduk, bu şekilde 10 yıl yaşadık"
 

"Cumhurbaşkanımız Erdoğan bizi savaşın içinden çıkartıp buraya öz vatanımıza getirdi. Allah ondan razı olsun. Bu iyiliği bize babamız yapmaz. Bize ev, yurt, toprak ne istesek verdi, ahirimiz hayır oldu"

Ukrayna'dan Türkiye'ye getirilerek Erzincan'a yerleştirilen ve Ahıska Türklerinin sürgün edilişine tanık olan Ahıska Türkü 81 yaşındaki Şevket Osman, 73 sene önceki sürgün yıllarını unutamıyor.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği (SSCB) döneminde 1944 yılında öz vatanlarından sürgüne gönderilen Ahıska Türkleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı, Başbakanlık koordinasyonuyla Ukrayna'dan getirildikleri Türkiye'de geride bıraktıkları acı dolu sürgün günlerinin izlerini silmeye çalışıyor.

Ukrayna'dan getirilerek Erzincan'ın Üzümlü ilçesine yerleştirilen Ahıska Türklerinden 81 yaşındaki Şevket Osman da bir yandan sürgün günlerinin acısını unutmaya çalışıyor, diğer taraftan öz vatanına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.

Sürgünün tanığı olan 6 çocuk babası Şevket Osman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 73 yıl önce tren vagonlarıyla sürgün edildikleri Özbekistan'da açlık nedeniyle her gün bir yakınını kaybettiğini söyledi.

Osman, o yıllarda yaşadıklarını şöyle anlattı:

"1944 yılı 14 Kasım sabahı saat 04.00'da askerler aile büyüklerimizi 'toplantı var' diyerek bir yerde toplayıp sürgünü başlattılar. Yarım saat sonra büyüklerimiz ağlaya ağlaya eve geldiler ve 'bizi başka ülkeye götürecek'' dediler. Toplanmak için bize bir saat süre verdiler. Biz de bu sürede hazırlanabildiğimiz kadar hazırlandık. Askerler bize tüfeklerle vurarak kamyonlara bindirip köyden şehre getirip tren vagonlarına bindirdiler. Üç gün vagonlarda kitli durduktan sonra tren hareket etti. O anda bütün büyüklerimiz 'bizi yurdumuzdan götürüyorlar'' diye ağladı. Vagonlar kitliydi ve sadece bazı zamanlar askerler bize kovalarla yemek veriyorlardı. Bu şekilde 20 aile 18 gün boyunca vagonda yol gidip Özbekistan'a ulaştık. Bizi orada ailelere bölerek yerli halkın evlerine yerleştirdiler. Aynı zamanda bize bir yerden bir yere gitme yasağı getirip her akşam evlere gelerek isim listelerinden yoklama yaptılar."

Sürgünde Ahıskalıların hayatta kalmak için çok büyük bir mücadele verdiğini anlatan Osman, bu süreçte çok sayıda Ahıskalının hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Osman, sürgünde açlık ve yokluk çektiklerini dile getirerek, "Ahıska Türkleri bu dönemde öyle aç kaldı ki sadece ot yedik. Hiçbir yerde ekmek, yiyecek bulamadık ot yemeye mecbur kaldık. Açlıktan, hastalıktan çok adam öldü. Sürgünde bizi karşılıksız olarak çeşitli işlerde çalıştırıyorlardı. Üç yıl aç, susuz yaşamaya çalışıp helali haramı unuttuk. Yerli halkın sahibi olduğu büyükbaş hayvan ve atlar telef olduğunda gömüyorlardı. Biz de bu leşleri topraktan kazarak çıkartıp parçalara bölerek evimizde yiyorduk. Ne yapacağımızı bilmiyor sadece hayatta kalmaya çalışıyorduk."

- "Her gün açlıktan birimiz ölüyordu"

Sürgün yıllarında birçok çocuğun da açlıktan öldüğünü aktaran Osman, şunları kaydetti:

"Bazen bizden habersiz zararlı ot yiyen çocuklarımız da hayatını kaybediyordu. Her gün açlıktan bir kardeşimiz ölüyordu. Şaşırıyorduk her gün bir kardeşimizi toprağa vermeye. Annem bizden ot ister, biz de otu getirip anneme verirdik. Annem bir kazan otu kaynatıp üzerine biraz un serper ve çorba yapardı. Bu yemeği yiyerek aç kalmamaya çalışıyorduk, bu şekilde 10 yıl yaşadık. 1953 yılında Stalin öldü ve yerine Malenkov gelerek bize çok yardım etti. Hapisteki Ahıska Türkleri serbest kalırken bir yerden bir yere gitme yasağı ve yoklamayı da kaldırdı. Bu yıldan sonra devlet güçlenmeye başlayıp bizlere de haklar vermeye başladılar."

Şevket Osman, Özbekistan'da başlayan Fergana olayları ile tekrar hayatta kalma mücadelesine girip Ukrayna'ya göç ettiklerini dile getirerek, şunları aktardı:

"1989 yılında Fergana olayları başladı ve evlerimizi yakıp yıkıp insanlarımızı öldürdüler. Bu nedenle oradan kaçıp Ukrayna'ya yerleştik. 2015 yılına kadar Ukrayna'da çok güzel yaşadık ama Ukrayna'da savaş çıkınca düzenimiz, yaşantımız bozuldu. Her gün öleceğiz korkusu ile yaşadık."

- "Erdoğan, bize ev, yurt, toprak ne istersek verdi"

Vatansızlık ile geçen yılların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde öz vatanlarına kavuşmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Osman, "Cumhurbaşkanımız Erdoğan bizi savaşın içinden çıkartıp buraya öz vatanımıza getirdi. Allah ondan razı olsun. Bu iyiliği bize babamız yapmaz. Bize ev, yurt, toprak ne istesek verdi, ahirimiz hayır oldu." dedi.

Osman, Türkiye'de mutlu olduklarını dile getirerek, "Şimdi vatanımızda yaşıyoruz. Çocuklarımız okullarda okuyor, gençlerimiz çalışıyor. Daha biz ne isteyelim? Şimdiye kadar yaşadığımız yerlerde bir şey söylemeye kalkışsak bize vatansız, bayraksız olduğumuz için söz hakkı vermediler çünkü 1944 yılında bayrağımızı, vatanımızı kaybettik. Şimdi şükürler olsun ki kaybettiklerimize kavuştuk. Allah Türk milletinden razı olsun." şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme