Metin AKGÜN

Çocuklarımızla Hayatı Paylaşalım…(2)

Metin AKGÜN

3 YAŞ
Çocukların 3 yaşından 4. Yaşına geçiş evresi, bebeklik evresinden çıkmaya başladıkları dönemdir. 3 yaşındaki çocuk artık çevresinde kendisinden bağımsız bir dünyanın varlığını ve kendisinin o dünya içinde bir birey olduğunu kabul etmiştir. 3 yaş, kişiliğin oturma evresi olduğu için, eğitim açısından fevkalade önemlidir...
Bu evrede çocuk, kendine özel, ayrı bir benlik ve cinsiyet duygusu geliştirmeye başlar. 3-4 yaşlarında çocuklar, grup halinde oynamaya, oynarken birbirleriyle konuşmaya ve grup içinde oynamak istediklerini seçmeye başlarlar,
En çok rastlanan ortak davranış, birbirlerini seyretme ve konuşmadır.
Bu evrede cinsel farkındalığa dönük söz, söylem ve eylemlerinde, çocuk utandırılmadan, anlayacağı basitlikte konuşulmalıdır.
Bu yaş evresinde;
Çocuğunuz 3 yaşında girerken sosyal beceriler edinmeye ve:
• Diğer çocuklarla birlikte rekabet içermeyen oyunları oynayabilmeye,
• Paylaşma ve sıra kavramını anlamaya,
• Alıştıkları ortamlarda ebeveynlerinden daha rahat ayrı kalabilmeye,
• Eylemlerinde daha bağımsız olmaya ve gelen yardımlara karşı gelmeye,
• Diğer çocuklara yardımsever davranmaya başlar.
Çocuğunuz bu dönemde diğer çocuklarla ya da aile bireyleriyle oynadığı oyunların zihinsel ve bedensel gelişiminde etkisi vardır. Oynamayı reddetmesi, sosyalleşmekten kaçınması ya da aynı oyunu aşırı fazla oynaması problem göstergesi olabilir.
Bunların haricinde 3 yaşındaki çocuğun ara sıra (özellikle reddedildiğinde) öfke nöbetleri geçirmesi normaldir. Bu durumlarda biraz sabırlı olmak gerekir..
Ancak sürekli agresif bir tavır takınması, hiçbir şeyden hoşnut kalmaması da 3 yaşındaki bir çocuk için sağlıklı bir davranış değildir.
Sebepleri anlamaya, hangi hallerde agresif olunduğuna, hoşlanmadığı hallerle ilgili, agresif olmak yerine süreci birlikte oyunlaştırarak onun dünyasında yaşamaya yönelinebilir.
3 Yaş Çocuklarda Motor Gelişimi
Motor, insanların hareketlerini ifade eder. Fiziksel gelişimi hızla devam eden çocuğunuz 3. yaşındayken:
• Ağaç ve merdiven tırmanabilmeye,
• Parmak ucuna kalkarak yürüyüp ve koşabilmeye,
• 3 tekerlekli bisikleti kullanabilmeye, güvenli bir şekilde manevra yapabilmeye,
• Tek ayak üzerinde birkaç saniye dengede durabilmeye,
• Top oyunlarında gelişim göstermeye başlar.
Çocuğunuzun bu aktivitelerde bulunmamasının kesinlikle bir problem olduğunu söylemek doğru değildir. Ancak ileride karşılaşılabilecek olumsuz fiziksel durumların belirtisi olabilir.
3 Yaş Çocuklarda Günlük Aktiviteler
Çocuğunuz bu yıl içinde:
•  Çatal ve kaşık kullanımında gelişmeye,
•  Ebeveynlerinin günlük aktiviteleri ile ilgilenmeye,
•  Ara sıra ‘kazalar’ gerçekleşse de tuvalet konusunda daha emniyetli olmaya başlar.
•  Ancak gece alt ıslatma çoğunlukla 3 yaşından sonra da uzun bir süre devam eder.
• Bu dönemde problem olarak görülebilecek durum çocuğunuzun tuvalet tutma konusunda 3 yaşının sonuna kadar ilerleme göstermemesidir.
3 Yaş Çocuklarda Dil ve Konuşma
Bu yıl içerisinde çocuğunuz genellikle:
• Karmaşık cümleleri doğru olarak kurabilmeye
• Hikâyelerden ve şakalardan hoşlanmaya
• Bolca soru sormaya
• Çoğunluğun anlayabileceği şekilde konuşabilmeye başlar.
Ancak çocukların bu yaşta telaffuz etmekte zorlanabildikleri s,r,z,t,v,f gibi sesler de vardır. Eğer çocuğunuz 3 yaşında belirsiz ve karışık bir şekilde konuşuyorsa ya da cümle kullanmayıp sadece kelimelerle iletişim kurmaya çalışıyorsa bu bir probleme işaret eder. Bunun yanı sıra eğer sözlü talimatlara uymuyor ve oyun oynarken konuşmuyorsa bir çocuk doktoruna götürmenizi tavsiye ediyoruz.
Bu yaştaki çocuklara nasıl yardımcı olunabilir:
Çocuklar bu dönemde yetişkinlerden çok yaşıtlarıyla konuşmak isteyeceklerdir. Bu sebeple diğer çocuklarla bir arada olabilecekleri ortamlar hazırlanmalıdır. Bu dil gelişimi için de faydalı olacaktır. Okul öncesi eğitimini gerekli kılan nedenlerden biri de budur.
Çocukların zaman içerisinde bağımsızlıklarını öğrenebilmeleri için kendi kendilerine yetmelerine ortam hazırlamak gereklidir. Örneğin gardırobundan yazlıkları kaldırıp kışlıklar arasından kendi elbisesini kendisinin tek başına seçmesine şans tanınmalıdır. Kararlarına saygı duyulmalıdır. Bu yaklaşım, onun şahsiyet kazanması açısından önemlidir. Bu nedenle tartışma ve sürtüşmelerden kaçınılmalıdır.
Birlikte gidilen kitapçıdan kitabını kendi başına seçmesine izin verilmelidir. Bu yaklaşım, onda, birey olma, kendi kararlarını alma, irade kullanma yönüyle muhteşem yaşantı zenginliği olacaktır.
Düzen alışkanlığının kazandırılması için ""Oyuncakların dağılmış, istersen birlikte toplayalım"" diyerek teşvik edilmelidir. Ardından başarısı takdir edilmelidir.
Son olarak;
Çocuğun ilk altı yılı, bireyin gelişiminin temel taşlarını oluşturması, temel bilgi ve becerilerin bu erken gelişim yıllarında kazanılması nedeniyle büyük önem taşır. 0-6 yaş arası çocuk gelişiminin hızla yönlendiği kritik yıllardır.
Bu erken gelişim yıllarında temeli atılan beden gelişimi, psiko-sosyal gelişim ve kişilik yapısının, ileri yaşlarda yön değiştirmekten çok aynı yönde gelişme şansı daha yüksektir.
Araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını büyük ölçüde biçimlendirdiğini ortaya koymaktadır.
Çocuk, 0-6 yaş döneminde, yaşaması ve yaşama umutla, mutlulukla bakması gereken en önemli şeyi öğreniyor: Sevgiyi…
Çocuk bu dönemde, ilerde kendisine başarı getirecek çok önemli bir şeyi yaşayarak öğreniyor: Özgüveni…
Çocuk bu dönemde, ileride kendisine yardımcı olacak önemli bir şeyi keşfediyor: Yeteneklerini…
Çocuk bu dönemde, kendi yaşıtlarıyla birlikte olabilmesini sağlayan çok önemli bir yeteneğini geliştiriyor: Paylaşmayı…
Çocuk bu dönemde, kendisi için gerekli olan bir özelliğini geliştiriyor: Cesaretli olmayı …
Çocuk bu dönemde, mutluluğu adına bir şey öğreniyor: İnsanlarla sağlıklı iletişim kurmayı…
Biz anne ve babalara, geniş aile içerisinde dede, ve ninelere, dolayısıyla diğer aile büyüklerimize düşen en temel vazife ise;
Çocuklarımızın eğitim ve yetişme sürecinde onların gelişim ödevlerini takip ederken, hayatı onlar yerine yaşamak değil, onlara engel olmadan, hata yaptıklarında onları utandırmadan, olayları sebep-sonuç bağıntısında izah ederek, onlarda temel değerlerin oturması sürecinde kararlar alabileceğini, sürece kakı sağlayabilecekleri farkındalığını yaşatmak gerek…
Belki de en önemlisi, çocuklarımızla, refahımızı değil, hayatımızı, tüm gerçeği ile acısıyla-tatlısıyla, varımızla-yoğumuzla, yaşadığımız hayatımızı paylaşmak, hayata hazırlamak gerek…
Metin AKGÜN
Maarif Müfettişi
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı
 

Yazarın Diğer Yazıları