ABD'nin İran coğrafyasını hedef alması, bölgesel bir savaşı tetikleyebilir

Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin ardından bölgedeki olası senaryolara ilişkin ipuçları veren Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, 'ABD'nin, İran coğrafyasını hedef alması, bölgesel bir savaşı tetikleyebilir. Bu suikast ve sonrasında yaşanacak tüm senaryolar en az 40 yıl sürecek bir iç savaşın kıvılcımı olabilir' dedi.

Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından bölgedeki olası senaryolara ilişkin ipuçları veren Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, “ABD’nin, İran coğrafyasını hedef alması, bölgesel bir savaşı tetikleyebilir. Bu suikast ve sonrasında yaşanacak tüm senaryolar en az 40 yıl sürecek bir iç savaşın kıvılcımı olabilir” dedi.

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin ABD’nin Bağdat Havalimanı’nda düzenlenen SİHA saldırısında öldürülmesi ve ardından yaşanan olayların kritiğini yaptı. ABD’nin İran coğrafyasını hedef almasının bölgesel bir savaşı tetikleyebileceğini savunan Dr. Babüroğlu,” ABD’nin, İran içinde belirlenen 52 hedefi vurması İran’da uzun yıllar sürecek bir iç savaşı tetikleyebilir ve en az 40 yıl sürecek bir iç savaşın kıvılcımı olabilir” dedi.

“İran’da uzun yıllar sürecek bir iç savaşı tetikleyebilir”

ABD Başkanı Trump’ın, "İran’da vurmak için 52 hedef belirledik. Yıllar önce rehin alınan 52 ABD’li vatandaşı temsil ediyor. İran için yüksek düzeyde kritik olan bu hedefler ani ve şiddetle vurulacak" şeklindeki açıklamasını hatırlatan Dr. Babüroğlu, “Bu hedefler, İran’ı ekonomik yönden çökertmek için öncelikle ekonomik tesisler ve komuta kontrol sistemleri ile silahlı kuvvetlerin önemli üsleri olacaktır. ABD’nin İran coğrafyasını hedef alması, bölgesel bir savaşın işaret fişeği olabilir. ABD’nin, İran içinde belirlenen 52 hedefi vurması İran’da uzun yıllar sürecek bir iç savaşı tetikleyebilir ve en az 40 yıl sürecek bir iç savaşın kıvılcımı olabilir” diye konuştu.

“Hibrit savaş ya da 5. Nesil Savaş”

Süleymani olayıyla Trump’ın başkanlık seçiminde bir avantaj elde ettiğini de ekleyen Babüroğlu, “İran’ın tepkisi ABD üzerinde büyük etki meydana getirirse avantaj tersine dönebilir. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, İran’a operasyonun başlatılması için Trump’ı sürekli sıkıştırdığı da bir sır değil. Bölgede, ABD askeri varlığını hızla artırırken, tüm üs ve tesisleri alarm durumunda. ABD’yle birlikte hareket eden İngiltere, bölgede askeri varlığını artırırken, Hürmüz Boğazı’na gemi gönderiyor. İsrail uçakları Lübnan üzerinde alçak uçuşlarını sürdürüyor. Aslında, vekiller üzerinden savaş var ama adı Hibrit savaş ya da 5’inci Nesil Savaş” diye konuştu.

“Bu suikast diğer bölgelerde birbirlerine mesafeli olan Şiileri birleştirdi”

“İran, vekiller üzerinden savaşı şiddetlendirecektir” diyen Babüroğlu, “Başta Irak olmak üzere Suriye, Yemen, Lübnan, Filistin’de veya başka bölgelerde, kendisine bağlı ya da yönlendirebileceği örgütler eliyle eylemler gerçekleştirebilir. İran köklü devlet olmanın refleksiyle, ‘kendini tutma stratejisi’ uygulayacaktır. Acele kararla riski hesaplanmamış adım atmayacaktır. Rusya’nın, Fransa’nın ve diğer ülkelerin bu anlamda devrede olmaları da bunun işareti. Beklenmeyen ve ABD üzerinde etkisi büyük olacak bir eylemi gerçekleştirmeye çalışacaktır. Zamanlama ve yer önemli; İran en uygun zamanı ve yeri kollayacaktır. Öldürülme olayının dünyayı etkileyecek etkileri olacaktır. İran, nükleer alanındaki çalışmalarını hızlandıracaktır. Bu olay, İran rejimine güç verdi. Ekonomik nedenlerle, iç ve dış etkenlerle başlayan protesto gösterileri karşısında İran rejiminin elini güçlendirdi. Başta İran olmak üzere, Irak ve diğer bölgelerde birbirlerine mesafeli olan Şii grupları birleştirdi” şeklinde konuştu.

“Irak, ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük üssü haline geldi”

Gelişmeler karşısında İran rejiminin daha da güçlendiğini ve bu olaydan en çok etkilenen devletin Irak olduğunu ifade eden Dr. Babüroğlu, Suriye gibi Irak’ın da artık parçalanma sürecine hızla giren başarısız bir devlet olduğuna dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: “Olan Irak’a oldu. Irak’ta dokuz ABD üssü ve yaklaşık 5 bin ABD askeri vardı. Bu sayı 10 bin askere çıktı. ABD’nin bölgede, 11 ülkede 60 bin civarında askeri var. Bu sayı daha da artacak. Irak, artık ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük üssü haline geldi. 2008’de ABD-Irak arasında imzalanan Kuvvetlerin Statüsü Anlaşması’yla (SOFA), Irak güçlerinin eğitilmesi ve IŞİD’le savaş kapsamında ABD Irak’a yerleşmişti. Irak meclisi, ABD askeri varlığının ülkeyi terk etmesi yönünde karar aldı ve hükümete yetki verdi. Ancak bu kararın bir hükmü olmaz. Bu karardan sonra ABD askeri varlığını artırır ve iç savaşı tetikler. Erbil’de, 2021’de hizmete girecek 200 bin metrekarelik, dünyanın en büyük ABD konsolosluk binası inşa ediliyor. 2017’de, Kuzey Irak’ta yapılan “bağımsızlık referandumu” tekrar masada yerini alacak. Kuzey Suriye’de PYD/PKK terör örgütünün işgal ettiği Suriye’nin yaklaşık yüzde 30’u ile Kuzey Irak yapılanmasının birleşmesi artık uzak bir ihtimal değil. Bu olay, Rusya-Suriye-İran arasındaki işbirliğini artırırken, Türkiye-ABD işbirliğini geliştirici, Rusya-Türkiye işbirliğini zayıflatıcı rol oynayacaktır. Yani, Nisan 2020’de S-400’ün aktif duruma getirilmesi tartışmaları olasılığı oldukça yüksek. Türkiye’nin komşuları değişti. Türkiye Suriye’de ABD ve Rusya ile Irak’ta ise ABD’yle komşu oldu.”

“Uluslararası hukuk yönünden oldukça tartışmalı bir eylem”

Saldırıda Haşdi Şabi örgütünün Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in de yaşamını yitirdiğini ve bununda büyük önem taşıdığını söyleyen Babüroğlu, “Haşdi Şabi (Halk Savunma Güçleri), Irak’taki en yüksek düzeydeki Şii lider olan Sistani’nin çağrısı ve meclisin onayıyla başbakanlığa bağlı olarak kurulmuş bir örgüt. Yani Irak devletine bağlı bir yapı. Beyrut’ta Hizbullah lideri Nasrallah’la görüşen Süleymani Şam’a geçti, ardından uçakla 3 Ocak 2020 günü Bağdat’a geldi, onu karşılayan Mühendis’le bindiği araç konvoyu ABD SİHA’ları tarafından vuruldu. Nokta istihbaratına dayalı, nokta hedefi. CIA-MOSSAD’ın, Irak ve yerel istihbarat kaynaklarından yararlandığına dair emareler güçlü. Süleymani, doğrudan İran ruhani lideri Hamaney’e bağlı. İran’ın Ortadoğu’daki kılıcı. İran için "efsane", "kahraman" bir komutan. İran Genelkurmay Başkanı’nın öldürülmesinden çok daha önemli bir sembol. Süleymani sadece İran için değil, Ortadoğu’da ABD-İsrail cephesine karşı mücadelede bir simge haline gelmişti. Bu nedenle, İran ABD’nin bu eylemini kendi itibarına yönelik bir saldırı olarak görüyor. Bu saldırıda, BM tarafından kabul edilen Irak’ın başkentinde, Irak’ın seçimle işbaşına gelmiş hükümetinin onayı olmadan, Irak’ın bir devlet görevlisi olan Mühendis öldürülüyor. Ayrıca, BM tarafından kabul edilen İran’ın silahlı kuvvetlerinin bir komutanı terörle mücadele gerekçesiyle yok ediliyor. Uluslararası hukuk yönünden oldukça tartışmalı bir eylem” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme