Çocuklarda Yüksek Ateşte Kaçınmanız Gereken 7 Önemli Hata!
Çocuklarda görülen solunum yolu enfeksiyonları kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte artış gösteriyor.
Çocuklarda görülen solunum yolu enfeksiyonları kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte artış gösteriyor. Enfeksiyonların en yaygın belirtilerinden biri olan ‘yüksek ateş' ise ebeveynlerin yoğun kaygı duymalarına neden olabiliyor. Oysa yüksek ateş çocuklar için genellikle tehlikeli bir durum oluşturmuyor, tam aksine bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmasına katkı sağlıyor. Paniğe kapılan ebeveynlerin yüksek ateşi düşürmek için yaptıkları bazı hatalı uygulamalar ise yarar sağlamadığı gibi çocuğun sağlığını da tehdit ediyor! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehtap Acar, yüksek ateşin hastalık değil, vücudun savunma sisteminin yeterli çalıştığını gösteren bir yanıt olduğunu belirterek, “Ancak özellikle üç yaş altındaki çocuklarda gelişen yüksek ateşte, bazı belirtilerde zaman kaybetmemek gerekir. Örneğin, ateş üç gündür devam ediyorsa, dirençli ise ve ateşin yanı sıra halsizlik, genel durum bozukluğu, kusma, baş ağrısı, ishal, öksürük, nefes darlığı, döküntü veya bilinç kaybı gibi bulgular varsa, mutlaka doktora başvurulmalıdır” diyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehtap Acar, çocukların ateşi yükseldiğinde ebeveynlerin kaçınmaları gereken 7 hatayı anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu!
Soğuk suyla duş aldırmak
Çocuğa soğuk suyla duş aldırmak ateşi birden düşürerek hipotermiye neden olabiliyor. Dolayısıyla ateşli durumlarda soğuk değil, ılık duş aldırmanız çok önemli.
Buz ve buz torbalarıyla kompres yapmak
Yüksek ateşte buz ve buz torbalarıyla çocuğun eklem yerlerine kompres yapmaktan kaçınmanız gerekiyor. Zira, tıpkı soğuk duş gibi, buz ile yapılan uygulamalar da ateşi aniden düşürüp hipotermiye yol açabiliyor.
Sirke, alkol, kolonya kullanmak
Eklem yerlerine ıslak bez kompresini sadece normal ısıdaki bir suyla yapmalısınız. “Toplumdaki yaygın inanışın aksine, sirke, alkol veya kolonya ile yapılan kompres ateşi düşürmediği gibi çocuğun sağlığını da tehdit eder” uyarısında bulunan Dr. Mehtap Acar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Tümüyle yanlış olan bu geleneksel yöntem damarların büzülmesine neden olarak kan dolaşımını bozar. Bunun sonucunda ateşin daha da yükselmesine, hatta havaleye bile yol açabilir. Ayrıca alkol veya kolonya, bebeklerin ince olan ciltleri tarafından kolayca emildiği için alkol zehirlenmesi de gelişebilir”
Üşüdüğü için üstünü örtmek
Dr. Mehtap Acar, ateşli çocuğun üzerinin asla örtülmemesi gerektiğine işaret ederek, “Zira çocuğun ateşi daha da yükselebilir, çok daha önemlisi havale gelişebilir. Yüksek ateşte çocuğun üzerini örtmek yerine bulunduğu ortamın ısısı düşürülmelidir” diyor.
Yeterince su takviyesi yapmamak
Ateş yükseldiği zaman vücuttan sıvı kaybı arttığı için ateş daha da yükseliyor. Dolayısıyla çocuğunuz ateşlendiğinde bolca sıvı takviyesi yapmanız çok önem taşıyor.
Hemen ateş düşürücü vermek
Çocuk ateşlendiğinde (38,5- 39 dereceye kadar) ortamın serinletilmesi, ılık duş yaptırılması, üzerine ince kıyafetler giydirilmesi ve bol sıvı verilmesi çoğu zaman yeterli oluyor. Dr. Mehtap Acar, “Eğer ateş 38,5-39 dereceye çıkmışsa parasetamol ya da ibuprofen içeren ateş düşürücüleri mutlaka doktorunuzun önerdiği zaman vermeniz gerekir. Ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar doğru kullanılmazlarsa, karaciğer enzimlerinin yükselmesi ya da toksisite gibi bazı yan etkileri ortaya çıkabilir.” bilgisini veriyor. Ayrıca çocuklarda ateş düşürmeye yönelik olarak kullanılan asetilsalisilik asit etken maddeli ilaç da Reye Sendromu'na neden olabildiği için ateş durumlarında asla kullanılmamalıdır” diye konuşuyor.
Ateş düşmüyorsa antibiyotiğe başlamak
Çocuklarda özellikle kış aylarında görülen solunum yolu enfeksiyonlarının sebebi çoğunlukla virüsler oluyor, dolayısıyla genellikle antibiyotik kullanımına ihtiyaç duyulmuyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehtap Acar, çocuğun her ateşi yükseldiğinde ebeveynlerin gelişigüzel antibiyotik vermekten kaçınmaları gerektiğini vurgulayarak, “Antibiyotik tedavisine mutlaka çocuk doktorunun önerisi doğrultusunda başlanmalı. Gelişigüzel kullanıldıklarında yarar sağlamadıkları gibi antibiyotik direnci de gelişebilir. Bazı antibiyotikler alerjik reaksiyon, mantar enfeksiyonları, midede rahatsızlık, çok daha kötüsü mide kanamasıyla sonuçlanabilir. Ayrıca ibuprofen içeriğine sahip olan ve soğuk algınlığı ile gribe yönelik kullanılan ilaçlar karaciğerde hasara yol açmak gibi yan etkiler oluşturabildikleri için dikkatli olmak gerekir” bilgisini veriyor.