Avukat Özçelik: 'Neye imza attığınızı iyi bilin'

Kişisel veri konusunda vatandaşların bilinçlenmesinin önemli olduğunu söyleyen avukat Gamze Özçelik, 'Her alanda mutlaka bir şeyler imzalıyoruz ancak neyi imzaladığımızı bilmiyoruz. 10 dakikanızı ayırıp okumak ve sorular sorup sebeplerini öğrenmeye çalışmak bizlerin hayatında büyük bir kaybın yaşanmasının önüne geçebilir' diye konuştu.

Kişisel veri konusunda vatandaşların bilinçlenmesinin önemli olduğunu söyleyen avukat Gamze Özçelik, “Her alanda mutlaka bir şeyler imzalıyoruz ancak neyi imzaladığımızı bilmiyoruz. 10 dakikanızı ayırıp okumak ve sorular sorup sebeplerini öğrenmeye çalışmak bizlerin hayatında büyük bir kaybın yaşanmasının önüne geçebilir” diye konuştu.

Avukat Gamze Özçelik, Alanya HEP Üniversitesinde Kişisel Verileri Koruma Kanunu hakkında önemli bilgiler verdi. Kişisel Verileri Koruma Kanunun, (KVKK) özel hayatın gizliliği ve temel hak ve özgürlükleri koruma amacıyla çıkarıldığını belirten Özçelik, “Öncelikle kişisel veri dediğimiz kavramı açıklamamız gerekir. Kişisel Veri dediğimiz zaman elbette ki aklımıza ilk gelen adımız soyadımız ve telefon numaramız oluyor. Ancak kişisel veri kavramı sadece bunlardan ibaret değildir. Bir kişinin kimliğini belirleyebilen ya da belirlenebilir hale getiren her türlü veri kişisel veridir. Kişisel verilerimizin korunmasında biz vatandaşlara düşen en büyük görev bu konuya ilişkin olarak kendimizi eğitmek ve çevremizdekileri de bu yönde teşvik etmektir. Kulaktan dolma bilgiler ile hareket etmek her konuda olduğu gibi konuda da bizleri yanlışa sevk eder. Bu sebeple ilk olarak kendimizi ve çevremizi bilinçlendirmemiz gerekmektedir" şeklinde konuştu.

“İlk ihlal eden kuruma başvurmak gerekli"

Özçelik, Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesinde KVVK ihlali karşısında neler yapılması gerektiğini de anlattı. Özçelik, "Kişisel verilerinizin bir kurum tarafından ihlal edildiğini düşünüyorsanız eğer 6698 sayılı Kanun çerçevesinde başvuru yollarını kullanabilirsiniz. Kişisel Verileri Koruma Kurumuna başvurmadan önce verilerinizi ihlal edildiğini düşündüğünüz kuruma ihlali öğrendiğiniz tarihten itibaren 30 gün içerisinde başvurmanız gerekir. Eğer kuruma başvurmadan Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na başvuruda bulursanız; kurum başvurunuzu değerlendirmeye almayacaktır. Öncelikli olarak verilerinizi ihlal ettiğini düşündüğünüz kuruma başvurmanız gerekmektedir. Başvurunuzu takip eden 30 gün içerisinde ise ilgili kurum sizlere verileriniz durumu hakkında cevap verecektir aksi Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na başvurabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

"Bilinçlendirme çalışmaları sürüyor"

Özçelik, 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanununun 3 yılı aşkın bir süredir vatandaşların hayatında olduğunu, kanun koruma mekanizmalarının tam olarak işlenebilmesi için bireylere önemli görevler düştüğünü söyledi. Kişisel Verileri Koruma Kurumunun da bu konuda önemli çalışmalara imza attığını söyleyen Özçelik, “Kişisel Verileri Koruma Kurumu kurulduğu tarihten itibaren halkı bilinçlendirmek için sayısız etkinlik ve çalışma yürütmüş olup; bugün bu çalışmalarına ve etkinliklerine son hızla devam etmektedir. Bugün küçük yaştaki çocuklarımıza sorduğunuzda kişisel verilerinin neler olabileceğini, hangi hakları olduğunu ve haklarını koruyabilmek için ne şekilde yollar izleyebileceklerinin bilincindedir. Bunun en önemli sebeplerinden iri Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun yürütmüş olduğu çalışmalardır” dedi.

"Neye imza attığınızı bilin"

Yasaya rağmen vatandaştan imza ile alınan bilgilerin farklı yöntemlerle alınıp farklı kuruluşlara satılması hakkında konuşan Özçelik, “Maalesef böyle bir gerçekliğimiz bulunmaktadır ve bunu göz ardı etmemiz mümkün değildir. Bu ülkenin vatandaşları olarak verilerimizi bu şekilde hukuka aykırı yollardan elde edenlere karşı mücadelemizi sürdürmemiz gerekmektedir. Her alanda mutlaka bir şeyler imzalıyoruz evet ancak neyi imzaladığımızı bilmiyoruz. İmzalana yazıların içerleklerinin neler olduğunu zaman ayırıp okumuyoruz ancak okumamız gerekir. Okumadan imza attığımız her şey tehlikelidir çünkü bilinmezliğe imza atmış oluyoruz. Maalesef bu en büyük eksiliğimiz ve yaptığımız en büyük yanlışlık imza attığımız metinleri okumamak. 10 dakikanızı ayırıp okumak ve sorular sorup sebeplerini öğrenmeye çalışmak bizlerin hayatında büyük bir kaybın yaşanmasının önüne geçebilir. İmzalamanız gereken belgelere de kişisel verilerimizi bırakıyoruz ve kurumlar bu imzalar olmaksızın hizmeti ya da malı bizlere sağlayamayacaklarını söylüyorlar. Peki gerçekten o hizmeti ya da malı almanız için verilerinizi vermeniz gerekiyor mu bunu sorgulamamız gerek” ifadelerini kullandı.

İstenmeyen mesajlara karşı neler yapmalıyız?

İstenmeyen mesajlara karşı çeşitli devlet kurumları tarafından oluşturulmuş, çevrim içi şikayet platformları oluşturulduğunu söyleyen Özçelik, sosyal medyada da özel hayatın gizliliği hususuna dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Özçelik, “Örneğin; almış olduğunuz internet hizmetine veya internet sağlayıcınız olan firmaya ilişkin bir şikayetiniz söz konusu ise Bilgi Teknoloji Kurumu E- Devletiniz ile giriş yaptığınız Online Şikayet Platformu oluşturmuştur. Bu platforma girerek şikayetinizin kime karşı olduğunu ve şikayet sebebinizi yazılı olarak Bilgi Teknolojileri Kurumu’na online olarak bildirebiliyorsunuz. İstenmeyen mesajlara karşı ise Ticaret Bakanlığının oluşturmuş olduğu ve yine E Devlet bilgileriniz ile giriş yaptığınız online şikayet platformu söz konusudur. Bu platforma araçlığı ile söz konusu mesajı gönderen kurumun bilgilerinizi giriyorsunuz ve ardından şikayet sebebinizi yazılı olarak bu sefer direkt olarak Bakanlığa iletebiliyorsunuz. Veri alenileştirilmesinin en güzel örneği sosyal medyadır. Sosyal medyada her türlü bilgimizi kendi rızamız ile paylaşıyoruz. Örneğin; Facebook hesabınızda bulunan profilinize girip bugün benimle beraber yemek yediğinizi, nerede ve hangi saatte yemek yediğinizi rahatlıkla paylaşabiliyorsunuz. Sosyal medyada verilerimizin korunmasında en büyük sorumluluk bizlere düşmektedir. Bugün herkes sosyal medyada tüm hayatını paylaşıyor ve verilerimiz kullanıldığı zaman suçlayacak başka birilerini arıyoruz. Halbuki tüm verileri bizler kendi isteğimiz ile tanımadığımız binlerce hatta milyonlarca kişiye açıyoruz. Bu nokta kurumlardan daha ziyade kişilerin kendilerinin sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum. Özel hayat dememizin, özel hayatın gizli olmasının bir sebebi var ve bizler bu gizliliği kendimizin ihlal ettiğine inanıyorum" diye konuştu.

Bakmadan Geçme