(Düzeltme) Arslanoğlu: "Dünyanın ilk robotu 8 asır önce Diyarbakır'da icat edildi"

Diyarbekir Tanıtma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Abdülkadir Arslanoğlu, Miladi 1205 tarihinde Artuklu hükümdarlarından Melik Nasiriddun Mahmud döneminde, yaşamış büyük İslam alimlerinden kısa adıyla El Cezeri olarak bilinen Bediüzzan Ebül İz İsmail b. Er'Rezzaz el Cezeri tarafından yazılan eserde, mekanik ve sibernetik biliminin temellerinin atıldığını belirtti. O dönemde dünyada daha robot, mekanik, sibernetiğin bilinmediğini vurgulayan Arslanoğlu, El Cezeri'nin eserinde su püskürten fıskiyelerden tutun da otomatik abdest alma makinesine kadar birçok aleti icat ettiği ve bu icatların nasıl kullanılacağını yazdığını kaydetti.

Diyarbekir Tanıtma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Abdülkadir Arslanoğlu, Miladi 1205 tarihinde Artuklu hükümdarlarından Melik Nasiriddun Mahmud döneminde, yaşamış büyük İslam alimlerinden kısa adıyla El Cezeri olarak bilinen Bediüzzan Ebül İz İsmail b. Er’Rezzaz el Cezeri tarafından yazılan eserde, mekanik ve sibernetik biliminin temellerinin atıldığını belirtti. O dönemde dünyada daha robot, mekanik, sibernetiğin bilinmediğini vurgulayan Arslanoğlu, El Cezeri’nin eserinde su püskürten fıskiyelerden tutun da otomatik abdest alma makinesine kadar birçok aleti icat ettiği ve bu icatların nasıl kullanılacağını yazdığını kaydetti.

Tarihi Sur ilçesine bağlı İçkale’nin önemine dikkat çeken Arslanoğlu, “Biz şu anda, asırlarca Diyarbakır ve çevresinin idare edildiği İçkale bölgesindeyiz. İstanbul’un Topkapı Sarayı’na tekabül eden Diyarbakır Saray Kapı dediğimiz noktadayız. Asırlarca Diyarbakır ve bölgesi İslam devletleri tarafından bu noktadan idare edildi. İstanbul Topkapı Sarayı İstanbul için, payitaht için ne kadar önemliyse, Osmanlı üç kıtayı o noktadan nasıl asırlar boyunca idare etti ise, Diyarbakır’da bu noktadan idare edilmiştir. Burası o bakımdan çok önemli bir merkezdir. Bu bulunduğumuz bölgeyi değerli kılan unsurlardan bir tanesi de şudur; 1205 tarihinde Diyarbakır’ı Artukluların idare ettiği bir dönemde Artuklu hükümdarı Melik Nasiriddun Mahmud’un Saraykapı, İçkale dediğimiz yerde himaye ettiği bir İslam alimi vardı; Bediüzzan Ebül İz İsmail b. Er’Rezzaz el Cezeri. Bu büyük İslam alimi o tarihte, o dönemin idarecisinin telkini, teşviki ve ricasıyla bir eser yazdı; Kitap fi Ma’rifeti’l Hiyel’il Hendesiyye El Cami Beynel ilmi ve amelin Naf’i fi Şinaatil Hiyel. Bu büyük İslam bilgini sekiz asır önce yazmış olduğu eserinde dünyanın hiçbir yerinde robot nedir, mekanik nedir, siber metrik nedir bilinmezken bu bilimin temelini attı. O muhteşem eserinde o dönemin ilk robotlarını icat etti. O eserinde su püskürten fıskiyelerden tutun da otomatik abdest alma makinesine, müzikli saatinden tutun da o dönemin cerrahisinde kullanılan alet edevata varıncaya kadar, onlarda tutun da suyun litresini hesaplayan mekanizmaya varıncaya kadar birçok mekanik ve sibernetik alanına girecek bir çok aleti icat etmiş ve eserinde bunları detaylı bir şekilde çizmiş ve nasıl kullanılacakları hususunda da lazım olan malumatı vermiştir” dedi.

“Dünyanın ilk robotu Sur’da icat edildi”

Diyarbakır’ın bir ilim ve irfan merkezi olduğunun altını çizen Arslanoğlu, “Diyarbakır’ın bir ilim ve irfan merkezi oluşunun da en büyük alameti farikası budur. Sekiz asır önce dünyanın hiçbir yerinde robot nedir, mekanik nedir, sibernetik nedir bilinmezken dünyanın ilk robotu Diyarbakır’da Sur’da, şuan bulunduğumuz noktada icat edildi. Diyarbakır’a, dışarıda yaşayan insanların böyle bir bakış açısıyla, böyle bir perspektifle bakmalarını ve en kısa zamanda dünyanın ikinci bir yerinde örneği olmayan, bu tarihi, manevi ve kültürel müktesebatı görmelerini arzu ediyor ve bütün halkımızı Diyarbakır’a davet ediyorum” diye konuştu.

“Artık misyonumuz Diyarbakırımızı tanıtmak”

Diyarbakır’ın dünyanın hiçbir yerinde ikinci bir örneği olmayan eşsiz değerleri olduğunu kaydeden Arslanoğlu, yeterince tanıtım yapılmamasına ilişkin ise şunları söyledi: “Maalesef sahip olduğumuz değerlerin, dünyanın ikinci bir yerinde örneği olmayacak kadar kıymetli, değerli, eşsiz, paha biçilmez değerlerimiz bugüne kadar deşifre edilmedi. Kamuoyu ile istediğimiz düzeyde paylaşılmadı. Artık bu saatten sonra Diyarbakırımızı, sınırları içerisindeki tarihi, manevi ve kültürel müktesebatı ve müdevvenatıyla tanıtmak durumundayız. Bundan sonraki misyonumuz Diyarbakır’ı bu yönüyle gündeme getirmek olmalıdır.”

Bakmadan Geçme