Ege İnci'nin Yazar İbrahim Hakkı Gündoğdu İle Röportajı

Ege İnci'nin Yazar İbrahim Hakkı Gündoğdu İle Röportajı

1- Kısaca kendinizi anlatır mısınız? 

İbrahim Hakkı Gündoğdu 

Trabzon doğumlu.
KTÜ Fatih Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler bölümünden mezunu oldu, Anadolu Üniversitesi Tarih bölümünde lisans tamamladı. 
Uzun yıllar Milli Eğitimde ve Dershaneci olarak eğitimcilik yaptı… 
Edebiyat ve resim sanatında çalışmalarda bulundu... 
Bu alanlarda halen çalışmalarını sürdürmekte… 

İki dönem Karadeniz Yazarlar Birliği Genel Başkanlığında bulundu. 
Uzunsokak ve Karadeniz Günlüğü dergilerinin kurucusu oldu. 
Ortadoğu, Karadeniz, Ayyıldız, Günebakış Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 
Başta Töre, Türk Edebiyatı, Otuzuncuharf ve Şair Çıkmazı olmak üzere bazı Edebiyat ve Fikir Dergilerinde yazı, şiir ve desenleri yayınlandı. 
Kişisel resim sergileri açtı, birçok karma sergiye katıldı. 
Eğitim, Sosyal, Siyasi, Sanat ve edebi yazılar yazdı. Birçok şehirde bu konularda konferanslar verdi. Konferanslarına devam etmektedir.

Eserleri: Küresel Değişim ve Türkiye(fikir), Sevmek Yalın Kılıçtır(şiir), Eğitimde Başarının Sırları(eğitim- fikir), Mistik Metal(şiir), Aşka Kum Saymak(deneme), Mehmet Akif(tiyatro), Bozkırın Son Atlısı TİMUR (roman), Aşkın Sultanı Ahmet Yesevi (roman), Şiirin Türk Çağlayanları (şiir-nazire)..

2- Ne kadar zamandır yazıyorsunuz? 
Ta, İlk okula ilk gittim, o andan itibaren ressam olacağım diye söylenmeye başlamıştım. 
Orta okulda yazma hevesimin olduğunu hissettim. Lise yıllarımda resim ve yazma ikisi artık dengede idi. Sonra yazma sevgisi daha öne geçti. 
Bu arada birçok kişisel resim sergisi açtım karma sergilere katıldım. 
Ancak aşkla hep yazdım… Şiir tabii ki ilk gözağrımdı… Halâ şiiri hep aşkla yazmak ilk şiarım oluyor. Üniversite yiıllarından beri birçok gazete ve dergide yazdım… Hep yazıyorum. 

3- Yazmanızda en büyük etken nedir?  
Sanıyorum, kendimi özümü, sırrımı anlatabilme arzusu… 
Yoksa niçin insan bu kadar uğraşsın, emek sarfetsin ki… 
İnsanoğlu bilinmeyi istiyor. Özünü gösterip: işte bak ben buyum, bu kadarım, ben de varım, şu işleri yaptım, şu başarıları elde ettim, şunları da yapmaya adayım… Ey sevgili gör beni, der gibi… Sanıyorum böyle bir şey. 

4- Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki? 
Aslında yazarken zorluk çekmem, kolay yazarım… 
Yazarken zorluk değil de çile çekerim. İçimdeki ilhamı, aşkı çağlarcasına sayfalara dökmek isterim, onun çilesi… 
Bu gönüllü bir çiledir ki, onulmaz, ardı bir türlü gelmez birşeydir. O zorluklardan haz alırsın, onlar sanki senin besinin, sanki vitaminlerindir.  

5- Kiitaplarınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor? 
Şiir, deneme, roman ve fikir kitaplarım var. Özellikle şu grup diye ayıramam da yazarken derinliğe, kaliteye ve sanata önem verdiğimden okuyucum biraz kafa yoracak, kitaba kendini verecek kişilerdendir diye düşünüyorum… Şiirlerin çok güzel ama çok derin bana biraz ağır geldi, hocam diyen arkadaşlarımız oldu. Fakat benim o ruh halim başka türlü de kendimi zorlayamam ki… Özellikle romanlarım daha çok tarihi şahsiyetler ağırlıklı, demek ki tarihi sevenler romanlarımı daha çok okuyor… 

6- Yazarken ilham aldığınız şey nedir. Bir kişi olabilir, bir nesne olablir, O ilham periniz size ne olunca geliyor? 
Tabii ki şiir yazarken ilhamımı beklerim. Ben boyun eğip samimiyetle bekleyince o da gelir. İnsan muhteşem yaratılmış bir varlıktır. Ve o ihtişamı arayıp bulması onun hem görevi hem de kalitesidir. Dolayısı ile o ihtişama aşkla gidilir… Şirimde aşk ve Hak önemlidir. Aşkla Hakk’a yürümek… 
Roman yazarken önce bir plan yapmak durumında kalıyorsun. Bu bir proje oluyor. İlham arkadan geliyor… İnsanlık, doğa ve yaratılma hikmetleri benim ilham kaynağım halini alıyor. 

7- Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı? 
Olmaz mı, çok yazar var… Ölen var yaşayan var… Yerli var, yabancı var… Çok değerli yazarlarımız ve şairlerimiz var… Ayırt etmem ki, kaliteyi yakaladığım an alır, not tutarak ders çalışır gibi tam içine girer ve okurum. Bazılarını bir kere daha okurum… Yusuf Has Hacıp’tan Yahya Kemal’e, Fuzuli’den Goethe’ye nice değerli yazarlar ki onları okumaya doyamam… 

8- Peki yazarlarla görüşme imkânınız olur mu, Bir araya geldiniz mi hiç? 
Tabii ki yaşayanlarla bir araya geliyoruz: bazı panellerde, özel sohbetlerde, imza günlerinde, etkinliklerde bir araya gelip güzel sohbetler yapıyoruz, fikir alışverişinde bulunuyoruz. İnsanların en önemli özelliği alabilmek ve yorumlayabilmeyi en iyi yapmaktır. İletişim insanın olmazsa olmazıdır. Birbirimizi etkileyeceğiz, birbirimizden alacağız, birbirimizi ikaz da edeceğiz. Tüm bunlardan dolayı da gocunmayacağız. İnsan almasını da vermesini de iyi bilince hızlı yükselir. 

9- Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? 
Şiirde konu seçimi olmaz ancak kişi ne ile çok uğraşırsa ilham da o taraftan gelir. Yani ilhamı senin samimiyetin ve gayretin çağırır. Deneme yazılarım da şiirimin uzantısı gibidir. 
Romanlarında ise hayata ve insanlığa bakıyorum, boşluk arıyorum, ha, diyorum şu boşluğu ben doladurayım. Böylece planlamamı yapıp romana başlıyorum… Her bir romanımın bir boşluğu doldurduğuna inanıyorum… Hoş, her söz dahi bir boşluğu doldurur. 

10- Peki son olarak buradan okurlarınıza seslenmek isteseniz ne dersiniz? 
İnsan çok değerli bir varlıktır. Hele zamanı kendisi kadar değerlidir. İnsanın zamanı kendisidir zaten… O yüzden zamana çok önem versinler. ‘Dün’ onlara sonsuz kadar uzaktır… O basit bir dündü ama o dün onundu ve onu nasıl kullandıysa o gitti. O dün ona artık sonsuz kadar uzaktır… Her gününü basit dün haline getirip heba etmesin… Bilsin ki kim zamanı ihtişamıyla, derinliği ile ve hakkıyla kullanırsa o çok mutlu olur. Çünkü mutluluk, ancak keşkesiz bir hayatın tacıdır. 
Sevgilerimle… 
İHG.

Bakmadan Geçme