İzmir'de 'Skolyozun farkında mısın?' söyleşisi

Türkiye Fizyoterapistler Derneği İzmir Temsilciliği öncülüğünde 'Skolyozun farkında mısın?' isimli sağlık söyleşisi düzenlendi. Etkinlikte gelişen ameliyat teknolojisi ve egzersizler yardımıyla hastalığın önemli ölçüde tedavi...

Türkiye Fizyoterapistler Derneği İzmir Temsilciliği öncülüğünde “Skolyozun farkında mısın?” isimli sağlık söyleşisi düzenlendi. Etkinlikte; gelişen ameliyat teknolojisi ve egzersizler yardımıyla hastalığın önemli ölçüde tedavi edilebildiği bildirildi.

Tepekule Kongre Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye skolyoz hastaları ve sağlık personelleri katıldı. Söyleşide, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Berk, Fizyoterapist Ebru Özdemir, Uzman Psiklog Didem Turgut Çönkü ve Ortez Protez Teknisyeni Dursun İyidoğan konuşmacı olarak yer aldı.

Skolyozun tanı ve tedavi süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Berk, hastalığın görülme sıklığında ailesel ve genetik faktörlerin yoğun olduğunu, hastalığa en sık 11-18 yaşları arasında rastladıklarını ve erken tanının önemli olduğunu söyledi. Hastalar öne doğru eğildiklerinde sırtlarında kubbe benzeri bir yapının görüldüğüne dikkat çeken Berk, toplumda 10 derece olan skolyozun yüzde 7, 20 derece olan skolyozun yüzde 3, 30 ve üzeri derecedeki bir skolyozun ise yüzde 1 oranında görüldüğünü ifade etti. Berk, her skolyoz hastasının ameliyat edilmediğini, hastalığın tedavisinde korsenin ve egzersizin önemli bir yeri olduğunu söyledi.

“Korse kullanımı önemli”

Tüm dünyada, haziranda skolyoz farkındalık ayı olarak çeşitli etkinlikler düzenlendiğini belirten Fizyoterapist Ebru Özdemir, “Skolyozda erken tanı çok önemli. 11’li yaşlarda itibaren adölason çağlarda daha çok rastlanan skolyoza geç tanı konması hastaların güncel tedavi yaklaşımlarından faydalanamamasına neden oluyor. Kemik gelişimi devam ederken babet kullanılması omurgaya bir düzensizlik olarak yansıyor. Skolyozda 20-25 derecelik açılardan sonra pasif düzeltici bir etki sağlayan korse kullanımı çok önemli olup; hastaların korseye kendilerini bırakmamalarını ve korse içinde de aktif kas kontrolünün sağlanmasını öneriyoruz. Nefes prensibinin de korse kullanıcısına öğretilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Özdemir, tedavide egzersizin önemli bir rolü olduğunu, egzersiz üzerine ise en etkili metodun üç boyutlu egzersizler (Schroth Method) olduğunu söyledi. Türkiye’de yaklaşık 50 schroth terapisti olduğunu anlatan Özdemir, bu sayının giderek artmasının da sevindirici olduğunu ifade etti. Konuşmacılar söyleşinin sonunda hastalar ve sağlık personellerinin sorularını yanıtladı. Ortez Protez Teknisyeni Dursun İyidoğan, korse kullanımının öneminden bahsederken, Uzman Psikolog Çönkü, “Skolyoz; çocuk, ergen ve yetişkin her dönemde kişiyi etkileyebilir. Postür bozukluğu, vücuttaki tüm ağrıların başlıca kaynağı olabilir; çünkü tüm yükü vücudumuza yüklemiş oluruz. Bu da ruh halimizi ve ruh sağlığımızı önemli ölçüde etkiler. Ruh ve beden bir bütündür, o yüzden aralarındaki dengeyi sağlamak çok önemlidir” dedi.

Bakmadan Geçme