Kemal ASİLTÜRK

Darbelerin Toplumsal Yansımaları

Kemal ASİLTÜRK

Bir ülkede Hükûmetlerin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası ile silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koymasına darbe denilmekle birlikte, zaman zamanda uyarmak amacıyla yazılı olarak vermiş oldukları muhtıra adı verilen darbe benzeri askeri müdahaleler ve eylemler bütünü olarak bilinir.
Ülkemizde askerî müdahaleler, tarih boyunca kimi zaman ordunun kurumsal olarak, kimi zaman ise bazı yüksek rütbeli subayların kendi başlarına inisiyatif alarak sivil yönetime el koyma girişimleri olarak vuku bulmuştur. Tüm dünyada en etkili ve düzenli yönetim sistemi olan demokrasi bu müdahaleler ile aksamakta darbe sonrası ülke siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak çöküntü ve gerileme süreci içerisine girmiştir. Demokrasinin yani halk iradesi ve seçimle yönetime gelen yöneticilerin sergiledikleri yanlışlar, aksaklıklar ve eksikleri sonucu cezalandırılmaları tekrar halkın iradesi sonucu sandıkla olmalıdır. Dış destekler ile veyahut kendi inisiyatifleri sonucu yönetimi devirmenin en büyük zararı toplum nezdinde yaşanmaktadır.
Türk siyasal hayatında darbeler kalıcı izler bırakmıştır. Her darbe bir öncekinden daha acımasız bir şekilde yapılmıştır. Darbelerin hayata geçirilişi ve sonuçları birbirinden farklı olmuştur. Türkiye’de demokratik süreç ordunun siyasete çeşitli şekillerde müdahaleleri nedeniyle 1960, 1971, 1980, 1997 ve 2016 yıllarında olmak üzere 5 kez kesintiye uğramıştır. Darbeden sonra askerler tarafından kurulmaya çalışılan düzenin 27 Mayıs darbesine giden süreçte yaşanan hataların tekrarlanmasını önleyecek mahiyette olmaması ise sırasıyla 1971 muhtırası, 1980 darbesi, 28 Şubat post-modern darbesi ile 27 Nisan tarihli e-muhtıra gibi sivil iktidara müdahale girişimlerinin yolunu açtığı görülmektedir. 12 Eylül 1980’de yapılan darbede siyasi partilere ve liderlerine çeşitli yasaklar getirilmiş, yaptırımlar uygulanmıştır.
Ortaya çıkan temel sonuç göstermektedir ki, askeri darbelerin ekonomik rakamlar üzerindeki yansımaları değişiklik göstermekle birlikte, çoğunluk açısından hiçbir kazanıma yol açmadığı açıktır. Aksine, her darbe sonrasında ülkenin demokratikleşme süreci askıya alınmış ve özellikle geniş halk kitlelerini daha da yoksullaştıran gelişmeler yaşanmıştır.  Kamuoyunun haber alma hakkı bu dönemlerde sınırlandırılmış, sorgusuz sualsiz birçok vatandaş haksızca mahkûm edilmiş insan hakları ihlalleri yaşanmış, olan bitenler basın tarafından tüm açıklığıyla duyurulamamıştır.Yasaklamalar sanata sıçramış, en ufak bir eleştiri içeren sanat eserine izin verilmemiştir. Birçok film ve kitap yasaklanmış dahası toplum psikolojik olarak yıkıma uğramıştır. Gençler kendi içine kapanıp asosyal bir kişilik yapısı benimsemiş, ülke sorunlarından da uzaklaşmışlardır. Her darbeyle kaybedilen genç nesil, bu ülkenin insan sermayesini nasıl boşa harcandığına örnektir Askeri darbeyi gerçekleştiren komutanlar devletin elindeki medya organlarını, darbeyi meşrulaştırıcı biçimde kullanmışlardır.
Darbeler, muhtıralar ve darbe girişimleri toplumun çoğunluğu tarafından kabul görmemekle birlikte, belirli bir azınlığın, başarılı olmaları durumunda ise onlar kadar başka bir gurubun desteğini görmüştür. Darbeler ve darbe girişimleri sonucunda Ülke kültürel ve sosyal olarak da yıkıma uğratılmıştır. Sonuç ne olursa olsun gerçekleşmesi ve yahut başarısızlığı sonucunda en çok etkilenen kesim halk olmuştur. Bu sebeple seçimle yönetime gelen kim olursa olsun seçimle gitmelidir.

15.07.2022
Kemal ASİLTÜRK
Twitter.com/AsltrKml
[email protected]

Yazarın Diğer Yazıları