Kemal ASİLTÜRK

Sağ(cılık)-Sol(culuk) Kavramları ve Ülkemizdeki Gelişimi

Kemal ASİLTÜRK

Sağ ve Sol isimli siyasal kavramlar Fransız Devrimi (1789-1799)zamanında ayrı görüşteki siyasetçilerin Fransız parlamentosunda kralın sağında veya solunda oturmalarından esinlenerek oluşturulmuştur.
Fransız ihtilalinin gerçekleştiği dönemde SAĞhiyerarşiyi, geleneği, kilisenin gücünü, aristokrasiyi desteklemekteydi. SOL ise var olan hiyerarşiyi kaldırmak isteyen, kilisenin despotluğunun son bulmasını, zenginliğin ve adaletin eşit dağılımını destekleyen politik bir kavramdı.
Dünyada sağ ve sol kavramlarının siyasette kullanımı 20.yy’da başlamış olup SAĞ aslen gelenekselci, muhafazakârlık ve gericilik için tanımlansa da zamanla Demokrat, milliyetçi, klasik liberalizm ve liberal muhafazakârlık olarak çeşitlilik kazanmıştır.
Dünyada SOL ise din, ırk, milliyet, cinsiyet gibi tüm kavramlarını kaldırıp sadece doğanın gereği insan olmaktan kaynaklanan insan odaklı görüş benimsemiştir. Marksizm, sosyalizm, sosyal liberalizm, ilerlemecilik, sendikacılık ve anarşizm gibi çeşitlilik anlayışı kazanmıştır.
ÜLKEMİZDE SAĞ(CILIK) SOL(CULUK) FİKİRLERİNİN GELİŞİMİ
Türkiye’de fikir dünyası Cumhuriyetin kurulmasından çok partili hayata geçene kadar Kemalizm odaklı olmuş, sağ ve sol düşünce kendine yer bulamamıştır. Bunun nedeni Kemalist ilkelerin yapılan ilk anayasalar içerisinde yer alması ve halkın Kurtuluş Savaşını kazanmış karizmatik bir lidere duyduğu sevgi ve saygı olmuştur.
Çok partili siyasal yaşam ile birlikte 1945’den itibaren sağ düşünce belirli bir yol almış olup SAĞ İDEOLOJİ denildiğinde akla dinine bağlı, milliyetçi ve muhafazakâr insanların gelmesi Türk halkının sağ ideolojiye tarihsel yatkınlığından kaynaklanmaktadır.
Türk İslam Sentezinin1946’dan sonra kurulan birçok dernekte yer alması milliyetçilik söylemleri sağ düşüncenin yayılmasında aktif rol almıştır. Orta Asya’dan beri sürekliliği gelen tek tanrı inancı, Selçuklu ve Osmanlının İslam katkıları muhafazakâr kesimin tek millet vurgusu gibi faktörler etkili olmuştur. Ayrıca ikinci dünya savaşı Türk dış politikalarının Almanya odaklı seyretmesi ve Alman başarıları milliyetçilik duygularını hat safhaya taşımış bununla birlikte Turancı düşünce gelişmiştir. Turancılığın, Sovyetler Birliğine dönük tehdit olması Almanlarında Turancı düşünce tarzını desteklemesine neden olmuştur.
Türk toplumunun sosyolojik dinamikleri sol düşüncenin yerleşmesini oldukça sınırlandırmıştır. İkinci Meşrutiyetten sonra sosyalist ifadelere yer verilmiş olsa da alan yaratılmamıştır. Tek parti döneminde sağ düşüncenin yönetime ve Kemalist düşünceye yakın olmasına rağmen kısıtlamalara maruz kaldığı bir dönemde SOL İDEOLOJİNİN hayat bulması imkânsıza yakındı. Ayrıca toplumsal destek de bulunmaması ayrı bir neden olarak göze çarpmaktadır.Çok partili dönemde ise sol fikirler, örgütlenmeler faaliyet göstermelerine rağmen siyasal irade baskıları legal örgütlenmeyi geciktirmiştir.
Solun örgütlenme ve ideolojik düşüncenin gecikmesinin önemli bir nedeni ise SOĞUK SAVAŞ (1947-1991) döneminin başlaması ve dönemin siyasi iradesinin tercihini Batı yönünde yapmasıyla birlikte, Komünizmle mücadele siyasetini tercih etmiş olmasıdır. 1960’lara kadar sol düşünce yer altında örgütlenmiş fikri bir gelişme kaydedememiştir.
1960 sonrası Solda ki dağınık görüntü yavaş yavaş ortadan kalkmış ilerleme kaydedilmiştir. Sol yayınları artmış, sendika ve meslek kuruluşları sol yöneticilerin eline geçmiş, üniversitelerdeki sol gençlik eylemleri ses getirmiştir. 1961 Anayasası ile gelişim fırsatı bulan Sol ideoloji, sosyalistler, solcu Aydınlar ve sendikacıların bir araya gelmesi ile Türkiye İşçi Partisini kurarak meclise milletvekili seçtirebilen ilk sosyalist parti olmuştur.
Bu gelişmeler karşısında solun Marksist radikal yön alması 1965 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP),geleneksel siyasi eğilimlerini terk ederek yeni bir düşünceile Ortanın Solu Düşüncesini benimsenmiş, radikal solun ve Marksist eğilimlerin önünün kesilmesi hedeflenmiştir.
Hem sağ hem sol düşünce 1970’lerde ideolojik anlamda olgunlaşmış ve zamanla sokak çatışmalarına dönüşmüştür. Bu çatışmalar12 Mart Askeri Muhtırası ve 12 Eylül Askeri Darbesine kadar devam etmiştir.
Günümüzde yapılan son araştırmalar neticesinde %50 civarı bir kesimin sağ ve sol düşüncenin geride kaldığını benimsediğini, %50’lik diğer kesimin ise ideolojilerin tanımlamalarında farklılaşmalar olsa da anlamlarını ve karşılıklarını devam ettirdiğini dile getirmektedir. Özellikle Z Kuşağı denilen yirmili yaşlardaki gençler sağcı solcu ideolojileri benimsememekle birlikte Ekonomi temelli siyasal ideolojiyi (Neoliberalizm)sağ ve sol çiftinin içinde yorumlanıp dinamiklerini yeniden belirlenmesi ve güncellenmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.

Kemal ASİLTÜRK
twitter.com/AsltrKml
[email protected]

Yorumlar 1
Mehmet Ali-Bay 15 Şubat 2022 13:51

Tanımlamalarından dolayı Kalemine sağlık Kemal, 12 Eylüle kadar sağcı ve solcu gençlerimizin kaç bininin hayatının son bulduğunu da yazsaydın, daha detaylı olurdu

Yazarın Diğer Yazıları