Adalet Bakanı Gül: 'Yargı adaleti insanımızın sığınacağı en son limandır, çaredir'
İnsanının sığınacağı en son liman ve çarenin yargı olduğunu belirten Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Edirne'den Kars'a kadar 84 milyon vatandaşımız bu hakkına kavuşacağına yönelik hiçbir şüpheyi duymamalı ve taşımamalıdır' dedi.
İnsanının sığınacağı en son liman ve çarenin yargı olduğunu belirten Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Edirne’den Kars’a kadar 84 milyon vatandaşımız bu hakkına kavuşacağına yönelik hiçbir şüpheyi duymamalı ve taşımamalıdır” dedi.
Elazığ’a gelen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantıdaki fikir alışverişlerinin kendileri için çok değerli olduğunu belirten Bakan Gül, “Bir suçun mağduru olan vatandaşımızı adliyede yalnız bırakmamak adına daha ne yapabilirizi konuştuğumuz bu toplantı çok önemli. Vatandaşımızı adliyede derdi ile baş başa bırakmayan bir sistemi inşa etmek için çalışıyoruz. Bize göre devletin esası da temeli de insanı her alanda eşit ve adil bir muamele görmesi, mağduriyetinin giderilmesidir. Bir devleti ayakta tutacak olan yegane şey mağdurun elinden tutma, göz yaşını silme ve adaleti tesis etmektir. İnsanı yaşatmaktır. İnsan yaşarsa devlet yaşar. Tüm bu çalışmalarda bu uygulamaları yerinde görmek, birlikte müzakere etmek, daha iyi olması için neler yapılması gerekiyorsa, bunları ince ince çalışmak için bu toplantıları icra ediyoruz. Biliyoruz ki inanıyoruz ki Türkiye’nin yolu, hangi inançtan düşünceden, yaşam tarzından, etnik kökenden, olursa olsun her insanı eşit gören, haklarıyla gören, saygın gören ve onun hakkını hukukunu en güçlü şekilde koruyan ve geliştiren bir yoldur. Yolumuz bu anlamda insanı ve hukukunu, hakkını korumak geliştirmektir. Tüm bunları yaparken Aliyev’in de dediği gibi ‘Biz savaşı düşmana yendiğimiz de değil, düşmana benzediğimiz kaybederiz’. Daha önce yaşanan mağduriyet vakaları, vesayet girişimleri, aktivizmler, mağrurluk bizim için hiçbir zaman ölçü ve kriteri olamaz. Onlar da yaptı, daha önce böyle olmuştu diyemeyiz. Onların yaptığı şeye bizler de benzersek onlardan hiçbir farkımız olmaz. Düşmana bezediğimiz zaman yenilmiş oluruz. Düşmana ne zaman benzersek kaybedeceğimizi unutmadan daha önce bu topraklarda hangi yanlışlıklar varsa o yanlışlıkları bir daha tekrarlamamak ve bir daha meydana gelmemesi için her türlü tedbirleri almak hepimizin ortak görevidir. Bir topluluğa olan kin, olumsuz bakış yine hiçbir zaman bizleri adaletten ayırmaması lazım. Bir insana, düşüncesine, yaşam tarzına, inanışına yada bir topluluğa olan farklı bir bakış açısı, bizi adaletten ayırmaması lazım. Bu bakış açısı bizim temel rotamızdır. Bu anlayışla emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz” dedi.
İnsanın sosyal bir varlık olduğunu aktaran Gül, “Sosyal ilişkilerini de insanlarla iyi iletişimlerle ayakta tutar ve geliştirir. Bu iletişimin yürüyebilmesinin ön koşulu da yine hukuka bağlılıktır. Vatandaşımız hukuka aykırı bir muamele ile baş başa kaldığında yine mağduriyetimin giderileceğine de inanmalıdır. Bunun için durmadan tüm kurumlarımızla çalışmaya devam ediyoruz. İnsanımız bir korkuya, kedere, suça maruz kaldığında bu hukuksuzluğun hızlı ve adil bir şekilde yargı tarafından hesabının sorulacağını bekler. Yargı adaleti insanımızın sığınacağı en son limandır, çaredir. Edirne’den Kars’a kadar 84 milyon vatandaşımız bu hakkına kavuşacağına yönelik hiçbir şüpheyi duymamalı ve taşımamalıdır” diye konuştu.
“Adliyenin kapısı vatandaş için daima huzur ve güven vermelidir”
Konuşmalarını sürdüren Gül, “Mağdur hakkı endişenin ve kaygının ortadan kaldırılmasıdır. Bunu da en iyi yapacak olan sizlersiniz. Unutmayın ki sizler, vatandaşımız için bu anlamda, devletinin gülen yüzü, insanı tutan yaşatan kıymetli elisiniz. Polisiyle, mubarişiyle, zabıt katibiyle, hakimiyle, savcıyla, şönimiyle, tüm kurum ve kurum görevlileri olarak sizler vatandaşla kucaklaşan kurumlarsınız. Vatandaşımız da size bu gözle bakıyor. Vatandaşımızla daime kucaklaşmak, samimiyeti ve özveriyi ortaya koymak sizin en temel vazifenizdir. Adliyenin kapısı vatandaş için daima huzur ve güven vermelidir. Başıma ne gelirse gelsin, burada bir devlet, adalet var ve ben adalete kavuşacağım inancını verebiliyorsak o zaman hukuk devletini inşa etmişiz demektir. Bunu bir an olsun eksikliğini vatandaşımıza hissettirmemiz lazım” şeklinde konuştu.
"Bugüne kadar 41 bin görüşme gerçekleştirildi"
Ceza adaletinin sanık odaklı olarak yoğunlaştığını aktaran Gül, “Bu elbette doğru ve önemlidir. Savunma hakkı da kutsaldır. Ancak mağdur hakkı da özellikle son zamanlarda gündeme gelen çok önemli bir başlıktır. Mağdurun bu anlamda merkezi çalışmalarda çok kıymetlidir. Elbette sanığın mahkum edilmiş olması bu anlamda mağdurun çoğu zaman tatminini de sağlamıyor. Mağdurun maruz kaldığı eylemin sonuçlarının da ortadan kaldırılması ayrıca bir ödev olarak yine durmaktadır. Bu çerçevede mağdur odaklı onarıcı adalet yaklaşımlarımızı Cumhurbaşkanımızın kamuoyuna açıkladığı yargı strateji belgeleriyle de milletimizle paylaştık. Bunları da adım adım 2023 kadar başarıyla uygulamaya devam ediyoruz. Bunu da yaparken güvencimiz sizlersiniz. Mağdurları yargılamanın bir temel unsuru olarak değerlendirdik. Bu çerçevede mağdurların davaya katılma, soruşturma aşamaları hakkında bilgi alabilme hakkını sağladık. Adli görüşme odalarını kurduk. Uzmanlar marifeti ile burada ifadelerin alınması çerçevesinde çalışmalar yaptık. Bu uygulamayla bugüne kadar 41 bin görüşme gerçekleştirildi. Elazığ adli görüşme odamızda da 141 görüşme yapılmış durumdadır. Bu rakamların her biri bir klasik sayı değildir. Bir insan hikayesidir. Elazığ’da 141 insanın hayatına dokunulmuş. O mağdurun elinden tutulmuş ve uzmanlar marifeti ile yargısal sürece destek verilmiş. Yine hukuki bilgilendirme anlamımda adliyelerde Elazığ adliyemizde 372 vatandaşımıza rehberlik yapılmış” dedi.
“Vatandaşımız şikayet edip sonuçtan bir haber kaldığı uygulamaya son verdik”
Mağdurun artık tüm gelişmeler hakkında bilgilendirileceğini dile getiren Gül, “Bir konudan dolayı mağdur olan bir kişi, şikayet ettiği zaman şikayetinin sonucu da savcılık ne işlem yapmış, adliye ne işlem yapmış, ona bunun sonucu gelmiyordu. Duruşmanın bilgisi geliyordu. Şimdi bir suça maruz kaldın. Şikayet ettin. Ben bunu araştırdım, şöyle bir sonuç buldum, failleri tespit ettim, kolluk çalıştı. Bu bir suçtu. Davasını açtım şunları da tespit ettim diye vatandaşımıza bunun sonucu bildiren bir uygulamayı başlattık. Yani vatandaşımız şikayet edip sonuçtan bir haber kaldığı uygulamaya son verdik. Şikayet ettim, devlet bunu araştırdı. Devlet adeta vatandaşa hesap veren, sonucu bildiren bir anlayış ile yaklaşımla bu uygulamayı başlattık. Vatandaşa verdiğimiz değerler anlamında çok önemli bir düzenleme olarak karşımıza çıktı. Bunların uygulamalarını geliştirmeyi de devam ediyoruz. Vatandaş benim meselemle ilgileniyor duygusu verilmesidir” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye, sosyal devlet anlayışıyla da bütün dünyaya model olmuş bir ülkedir”
Adli yargıda maddi imkansızlık yaşayan vatandaşların da yanında olmaya devam ettiklerini belirten Gül, “Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye, sosyal devlet anlayışıyla da bütün dünyaya model olmuş bir ülkedir. Bunun adli anlamda da çok yakın bir şekildeki örneklerinden birisi, adli yardım konusunda vatandaşımızın yanında olmaktır. Bu yıl hukuk davalarında adli yardım için 153 milyon lira harcama yaptık. Ceza soruşturmalarında avukat görevlendirmeleri için 444 milyon lira ödeme yapıldı. 2021’de adli yardımdan tam olarak 850 bin vatandaşımız istifade etti. 850 bin vatandaşımıza senin maddi konuda eksikliğin olduğu için hukuki anlamda adalete başvurmada eksiklik olmasın, hak kaybı olmasın, ben senin dava açmada harç paran yoksa o parayı ben ödüyorum, avukat konusunda hukuki destek konusunda savunma hakkın güçlü olsun diye destek veriyorum, diye yanlarında olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Bunları daha önümüzdeki dönemde artıracağız. Özellikle Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerimizin kurulmasıyla birlikte bu anlamda çok önemli uygulamalar yaptık. Vatandaşımız zaten suçtan mağdur olmuş, kadın şiddete maruz kalmış, birde o nu duruşma salonunun içerisinde failiyle yüz yüze getirerek tekrar o tramvayı yaşatmayalım istedik. O fail orada hakimin huzurunda olsun, yargılamaya devam etsin. Ama suçun mağduru bir daha o kişini yüzünü görmesin, bir daha onu örselemeyelim diye bir düzenlemeyi başlattık. Uzmanlar marifeti ile yine yargısal süreci takip ediyor. Konu neyse orada çok daha uygun ortamlarda bu çalışmaları hep birlikte yapıyoruz. Özellikle soruşturma savcılarımızın da adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleriyle yakından çalışmaları çok önelimdir. Belki bir mağdur için 10 dakika zaman ayıracağız ama o insan için çok önemlidir” dedi.
“Adalet yerini buldu dedirtmek çok değerlidir”
Türk milleti adına karar veren yargı mensuplarının en temel görevinin Türk milletinin mağduriyetini, meramını en iyi şekilde dinlemek ve onun mağduriyetini gidermek olduğunu ifade eden Gül, “Bu anayasal bir görevdir. Milletimizin de en temel beklentisidir. Bu konu da sadece karara çıkarmak değil, adalet yerini buldu dedirtmek çok değerlidir. Gerekçe tarafları tatmin ediyor mu, bu konuda davayı kaybeden neden kaybettiğini anlamış mı, iyi bir gerekçe yazılmış mı, bu konuda ki hassasiyeti de hep birlikte daha güçlü bir şekilde göstereceğinize inancımız tamdır. Elazığ’da da tüm Türkiye’de de personel sayımızı artıyoruz. Adli destek hizmetlerinin artması yönünde ve daha verimli olması yönünde. 2021 Ekim ayı başında 400 yeni uzmanımız göreve başladı. 200 kişilik yeni uzman alımı ilanımıza da çıkmış olduk. Çocuklara yönelik son yargı paketinde de önemli bir düzenleme oldu. Boşanmış aileler, ama faturasını çocukların çektiği çok acı örnekleri yaşıyorduk. Çocuk üzerinden o ilişkinin tramvaya dönüşmesine gönlümüz hiç razı olmadı. Cumhurbaşkanımızın yıllardır bu anlamda vermiş olduğu yaklaşım ve hedeflerde bu anlamda yasalaşmış oldu. Burada da özellikle çocuğunu görmek için anne yada baba gidip para yatırıyor. Devlete ben çocuğumu göreceğim, bin lirasını yatıyor çocuğunu görüyor. Öbür hafta adeta çocuğunu görmekten vazgeçen bu yaklaşıma, insan kendi çocuğunu görmek için para öder mi. Biz bu uygulamaya 5. Yargı paketi ile son verdik. Derhal yürürlüğe girdi. Şu anda kimse çocuğunu görmek için devlete ödeme yapmıyor. Çocuk teslimiyle ilgili de çok önemli bir düzenleme yapıldı. 2022 ‘den itibaren MEB, aile, emniyet ve ilgili tüm birimlerle uygun çocuk teslim merkezlerinde çalışmalar yapılacak. Elazığ’da da biz bir vaka bile olmasın isteriz. Bir vaka bile olsa gelin burada insanı yakışır çocuğun üstün yararına yakışır, insanı elinden tutan anlayışla şöyle bir merkez kurduk diyelim. Elazığ’da pilot uygulamasına hızlıca başlayacağımız illerden birisi olacaktır. Böylece bir hayır duası almak, bir çocuğun elinden tutmak, hepimizin en değerli ve kıymetli kazancıdır. Bu konuda da tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hukuk istatistik meselesi değildir. Sayı değildir. Bir kişi hakkında haksız bir işlem olduysa, onun vebalini hepimizi sarar. Bir suçlunun cezasız kalmaması bir masumunda cezalandırılmaması en temel beklentidir. Hukuk adalet bir istatistikten değildir. Adalet hakkında tecelli etmesinden ibarettir" ifadelerini kullandı.
Bir otelde düzenlenen toplantıya, Adalet Bakanı Gül’ün yanı sıra Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş, Elazığ Valisi Ömer Toraman, AK Parti Elazığ Milletvekili Metin Bulut, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, FÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, İl Emniyet Müdürü Celal Sel, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ali Yıldız, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karaşit, Elazığ Barosu Başkanı Mustafa Yentür, birim amirleri ve avukatlar katıldı.