Ailesinin terk ettiği küçük kız, koruyucu babasının desteğiyle sağlığına kavuştu

Bolu'da 4 yaşındayken ailesi tarafından terk edilen ve koruyucu aileye verilen 8 yaşındaki skolyoz hastası Sudenaz Ö., koruyucu babasının desteğiyle yapılan ameliyatının ardından sağlığına kavuştu.

Ailesinin terk ettiği küçük kız, koruyucu babasının desteğiyle sağlığına kavuştu

Bolu’da 4 yaşındayken ailesi tarafından terk edilen ve koruyucu aileye verilen 8 yaşındaki skolyoz hastası Sudenaz Ö., koruyucu babasının desteğiyle yapılan ameliyatının ardından sağlığına kavuştu.

Düzce’de emekli polis memuru olan Cengiz Poyraz isimli vatandaş, ailesi tarafından 4 yaşındayken terk edilen Sudenaz Ö. isimli küçük kızın koruyucu babası oldu. Küçük kızın skolyoz hastası olduğunu fark eden Poyraz, Sudenaz Ö.’yü tedavi ettirmek için araştırma yaptı. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde skolyoz tedavisi yapıldığını öğrenen baba, küçük kızı 5 yaşındayken Bolu’ya getirerek muayene ettirdi. Yapılan muayenede Sudenaz Ö.’ye 96 derece skolyoz teşhisi konuldu. Ameliyatla omurgasına yerleştirilen manyetik uzayabilen çubuk sayesinde Sudenaz’ın hem boyu uzayarak gelişimi normale döndü hem de skolyoz derecesi 20’ye düşürüldü.

"Çok ciddi 95-96 derecede eğriliği vardı"

Sudenaz Öztürk’ün kendisine geldiğinde 95-96 derecede eğriliği olduğunun söyleyen Omurga Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Işık, "Sudenaz bize geldiğinde 5 yaşındaydı. Omurgasında skolyoz omurga eğriliği dediğimiz önden ve arkadan baktığımızda eğriliği vardı. Yalnız Sudenaz gibi 10 yaş altındaki erken başlayan skolyozlarda ilerleme çok fazla olabiliyor. Sudenaz’ın çok ciddi 95-96 derecede eğriliği vardı. Biz o yüzden akciğer eğriliğini tamamlayabilmek için bir sürece ihtiyacımız var. Omurgayı düzeltmek yetmiyor beraberinde Akciğer’in gelişmesi için fırsat vermemiz gerekiyor. O yüzden aşamalı olarak bu omurganın uzamasını sağlamamız gerekiyor. Sudenaz büyüdükçe biz de ona müdahale edeceğiz. Akciger’in normal bir insan gibi gelişmesine yol açmamız gerekiyor" dedi.

“Şuan hedefimizdeki seviyeye ulaştık”

Sudenaz’a omurgada uzayan manyetik rod diye bilinen bir sistem kullandıklarını ve 10 yaşını geçtikten sonra bir cerrahi işlemi olabileceğini belirten Işık, "2016’nın Ocak ayında ameliyatını yaptık. Omurgada uzayan manyetik rod (Uzayan Çiviler )dediğimiz bir sistem kullandık. Daha önce ameliyatını yaptığımız çocuklarda her altı ayda bir omurgayı uzatmak için bir konnektör dediğimiz bağlantı vardı. 6 ayda bir orayı açıp kendimiz genişletirdik hem omurganın uzaması hem akciğerin gelişimi olsun diye bir fırsat oluştururduk. Ama bu sistemde tekrar cerrahi yapmadan 3 ya da bazen 6 ayda bir kendimiz dışarıdan bir cihazla ayarlama yapıp oradan boy uzamasını sağlamaya çalışıyoruz. 5 yaşındaki bir çocuğun akciğeri ile 14 yaşındaki bir çocuğun akciğeri hücre sayısı ve kapasitesi olarak aynı değil. Omurgasının dondurmadığımız için akciğerin yetişkin gibi olabilmesi için 14 yaşına kadar bir ihtiyacımız var. O dönemde biz uzatmalarını yaparak bu gelişime fayda sağlıyor. Biz dönem dönem uzatmalarını yaptık. En son hali zaten normalde 96 derece iken 20 derecede yani sıfıra yakın bir derecede bıraktık. Uzatmayı artık sonlandırdık. Bekleme dönemimiz var. Belki 10 yaşının geçtikten sonra bir cerrahi daha gerekecek, kalıcı dediğimiz cerrahi. Ama onu bize zaman gösterecek. Şu an bizim istediğimiz hem omurganın düzelme miktarı hem akciğerin gelişmesi açısından olan çabalarımız şu an istediğimiz hedefimizdeki seviyeye ulaştı" diye konuştu.

“Tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi oldu”

Sudenaz Ö.’nün rahatsızlığı ile yaşadığı süreci anlatarak gerekli tüm bakımlarını üstlendiğini ifade eden koruyucu baba Cengiz Poyraz ise, “2015 yılında, ebeveynleri yıkarken sırtındaki yamukluktan dolayı bir rahatsızlık olduğunu fark ettiler. Sudenaz o zamanlar 4,5 yaşındaydı. Sırtında 96 derecelik bir eğrilik vardı. Sırtı bildiğiniz yılan şeklindeydi. Sudenaz o zaman 4,5 kg. Yürüyemiyor, yemek yiyemiyor, nefes alamıyordu. Daha sonra yaptığımız araştırmalarda rahatsızlığının Skolyoz olduğunu öğrendik. Esas ebeveynler tarafından terkedildiği için biz bakımını üstlendik. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde bu ameliyatların yapıldığını öğrendik. Fakat ameliyat iki türlüydü, bir tanesi omurgaları delip, demir takılıp, uzun bir süreç geçirmesi gerekiyordu. Bu ameliyat Sudenaz’ı çok üzeceği için yeni bir ameliyat tipi olduğunu, vücuda implant takıldığını, bu implantların Sudenaz büyüdükçe uzatıldığını öğrendik. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Hastanesi’nde Cengiz Işık bey ile tanıştık. Kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu. 2016’ın birinci ayında Sudenaz’ı ameliyat ettirdik. O dönemden sonra Sudenaz’da boy uzaması, nefes alıp vermede rahatlamalar, hareketlerinde özgürlük, yani tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi bir şey oldu. Bu dönem zarfında Sudenaz düzgün beslenemediği için algılamada biraz zorluk çekti, onunla ilgili gerekli tahkikatları yaptırdık, ilaçları kullanmaya başladık” şeklinde konuştu.

“Tıp her şeyin çaresini buldu, Allah’a şükürler olsun”

Anne- babalara çocuklarının yaşadığı rahatsızlıklar nedeniyle toplumsal bakış açısından çekinmemeleri gerektiği vurgusunu yapan Poyraz, “Bu ameliyat, çocuklarınızın geleceği için çok önemli. Çünkü siz onlara bakmazsanız sadece bir insanı kaybetmiyorsunuz, bütün bir toplumu kaybediyorsunuz. Çocuklar bizim teminatımız, başka hiçbir şeyimiz yok. Çocuğunda herhangi bir rahatsızlığı olan arkadaşlar; çekinmeyin, ’Benim çocuğum rahatsız, toplumun buna yargısı ne olur?’ Toplum sizi ilgilendirmiyor, sizi ilgilendiren tek şey çocuğunuz. Çünkü o hayata daha güzel bakarsa, siz de güzel bakarsınız. Sudenaz bugün 9 yaşında ufacık bir kız çocuğu ama 200 sene sonra Sudenaz’ın neslinden gelen 3 bin-5 bin kişilik bir nesil olursa, herkes bir çocuk kurtarırsa 200 sene sonra herkes 5 bin kişiyi kurtarmış olur. Biz böyle mutluyuz Sudenaz’la, o da mutlu. Şuanda ilkokul 3. sınıfa gidiyor. Dediğim gibi, algılamada sorunlar yaşıyoruz ama bir tırtıl da ancak bu kadar güzel kelebeğe dönüşür. Siz de, çocuklarınızda herhangi bir rahatsızlık varsa, zihinsel ya da bedensel olabilir, çekinmeden, gücenmeden getirin. Tıp, her şeyin çaresini buldu, biz de bulduk. Allah’a şükürler olsun” ifadelerini kullandı.