ALKÜ'de Doğu Akdeniz masaya yatırılıyor
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUİ) ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) işbirliğinde II. ALKÜSAM Uluslararası İlişkiler Kongresi düzenlendi.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUİ) ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) işbirliğinde II. ALKÜSAM Uluslararası İlişkiler Kongresi düzenlendi.
ALKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 4-5-6 Aralık tarihlerinde düzenlenen kongreye ev sahibi olarak katılan ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Can Tansel Tuğcu’nun yanı sıra T.C. Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Daire Başkanı Yasin Temizkan, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Uçak, ALKÜSAM Uluslararası İlişkiler Kongre Başkanı Prof. Dr. Leyla Harputlu, Düzenleme Kurulu Başkanı ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Tolga Öztürk ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Kongre, farklı bakış açıları kazandıracak
Türkiye ve dünya gündeminin en güncel ve önemli konularından biri olan “Doğu Akdeniz Bölgesi” ana teması ile düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Dr. Öğretim Üyesi Tolga Öztürk, dünyanın farklı bölgelerinde özellikle Türkiye’nin yakın çevresine cereyan eden mevut krizler ışığında bu kongrenin zamanlama ve içerik açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. Öztürk konuşmasının devamında, “Her ne kadar krizlerle daha çok Ortadoğu anılsa da ülkemizi çevreleyen diğer bölgeler de büyük ekonomik, siyasi ve güvenlik sınamalardan geçmekteler. Alanya’yı uluslararası ilişkilerin güncel konuları açısından önemli kılan husus Doğu Akdeniz bölgesinde bulunması olarak değerlendirilebilir. Bu bakımdan kongre ana temamızı da “Doğu Akdeniz” olarak belirledik. Akdeniz’deki politik hamlelerimiz, Kıbrıs sorunu gibi konular Alanya’nın doğrudan içinde bulunduğu coğrafya olması bakımından bizim için ayrıca önem arz etmektedir. Bu bağlamda Kongremizin ve sıradaki oturumlarda ele alınacak Doğu Akdeniz konularının bize farklı bakış açıları kazandırması bakımından çok değerli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Doğu Akmdeniz teması doğru bir karar
Ardından konuşmasını gerçekleştiren ALKÜSAM Uluslararası İlişkiler Kongre Başkanı Prof. Dr. Leyla Harputlu ALKÜSAM Uluslararası İlişkiler Kongresi’nin ikincisini düzenleniyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek emeği geçenlere teşekkür etti. Harputlu devamında; “ En büyük temennimiz bilimsel saygınlığı en üst seviyede tutarak bu kongrenin devamlılığını sağlamaktır” dedi.
ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Can Tansel Tuğcu ise konuşmasında kongrenin ana temasının “Doğu Akdeniz” olmasının isabetli bir karar olduğunu ifade ederek; “Şu anda içinde bulunduğumuz ekonomik ve politik konjektör içerisinde çok isabetli bir tema olarak düşünüyorum. Bildiğiniz üzere tüm dünyanın gözü Doğu Akdeniz’in üzerinde. Yani dünya üzerinde birçok küresel gücün Doğu Akdeniz’de mevcut olduğunu düşündüğümüz enerji kaynaklarına ulaşmak noktasında bugün Doğu Akdeniz’deki tasarruflarını yakından takip ediyoruz. Bu noktada başta Sayın Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun çok büyük uğraşlarını takip ediyoruz. Yine Dışişleri Bakanlığımızın ilgili çalışanlarının, birimlerinin ve yöneticilerinin de bu noktada çok kıymetli emekleri olduğunu görmekteyiz. Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs açıklarındaki enerji kaynaklarının dünya için bu kadar önem taşıdığı bir atmosferde böyle bir ana tema ile bir kongrenin düzenlenmiş olması takdire şayandır. Ben bu kongre içinde sunulacak bilimsel çalışmalarla, sorularla ve cevaplarla Alanya özelinde bir yanıt bulacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Son olarak salonda bulunanlara hitaben bir konuşma gerçekleştiren T.C. Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Daire Başkanı Yasin Temizkan “ Dışişleri Bakanlığı adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” diyerek sözlerine başladı. Selamlamaların ve teşekkürlerin ardından konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Temizkan, Doğu Akdeniz’de gerek kıta sahanlığındaki egemenlik haklarının gerek Kıbrıs Türklerinin Ada’nın doğal kaynakları üzerindeki asli haklarının korunacağına yönelik ilkeli tutumun önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğinin altını çizdi. Temizkan konuşmasının devamında konunun iki boyutunun olduğunu ifade ederek; “İlk boyut Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, ikinci boyut ise Kıbrıs Türklerini haklarının garanti altına alınmasıdır. İlk boyut bizim için bir egemenlik meselesidir. BM nezdinde 2004’ten itibaren kayda geçirdiğimiz kıta sahanlığı sınırlarımız içerisinde geçmiş hükümetlerimizin 2009 ve 2012’de Türkiye Petrollerine ruhsat verdiği sahalarda hidrokarbon arama ve çıkarma faaliyetlerimiz kararlılıkla sürdürülecektir. Tabiatıyla uluslararası hukuk uyarınca nihai sınırları belirlemek için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hariç, tüm bölge ülkeleriyle görüşmeye hazırız. Yunanistan ile de Ege’de yaptığımız gibi, Doğu Akdeniz için ayrı bir görüşme süreci başlatabiliriz. Kıbrıs Adası’nın batısındaki sınırları ise ancak Kıbrıs meselesi çözüldükten sonra ele alabiliriz” dedi.
Konunun ikinci boyutunu Kıbrıs Türklerinin hakları olarak ele alan Temizkan konuşmasının devamında; “Bunun için Kıbrıs meselesinin çözülmesini beklemeye gerek yoktur. Kıbrıs Rum tarafı hidrokarbon gelirlerinden yararlanmaya başladığı gün Kıbrıs Türklerinin de bundan faydalanması gerekir. Bu çerçevede Kıbrıs Türk makamları 13 Temmuz 2019 tarihinde yeni bir kapsamlı öneri yaptılar. Ancak Rumlar bu yapıcı öneriyi 2011 ve 2012’de olduğu gibi reddettiler” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’de halen Yavuz sondaj gemisi ile Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Türkiye kıta sahanlığında faaliyetlerine devam ettiğini belirten Temizkan; “Sondaj gemimiz Fatih 14 Kasım 2019 tarihinden itibaren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti’nin (KKTC) Türkiye Petrollerine verdiği ruhsat sahalarında yer alan Karpaz Yarımadası’nın güneyindeki Magosa-1 kuyusundaki planlı çalışmasına başlamıştır. Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemimiz de yine KKTC’nin Türkiye Petrollerine verdiği ruhsat sahalarında faaliyetlerini sürdürmektedir” dedi. Konuşmaların ardından ara verilen kongre diğer oturumlar ile devam etti.