2 yaş sendromunu kolay atlatın
Çocuklarda yaşanan 2-5 yaş sendromu karşısında ebeveynlerin sabırlı olması gerektiğine dikkat çeken Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Erkuş 'Aileler, 'Her istediğini yaparsak...
Çocuklarda yaşanan 2-5 yaş sendromu karşısında ebeveynlerin sabırlı olması gerektiğine dikkat çeken Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Erkuş “Aileler, 'Her istediğini yaparsak bu nereye kadar devam edecek' düşüncesine kapılabilirler ama bu davranışların 3 yaşa doğru kendiliğinden geçeceğini bilmeleri gerekir” dedi.
Çocuklardaki 2-5 yaş sendromunu, 2 yaş diye adlandırılan aslında 1-3 yaş arasındaki özerklik dönemi denilen çocuğun yürüme ve konuşma becerisini kazandığı dönem olarak açıklayan Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Erkuş "Çocuk aslında süt çocukluğunda olan bağımlılık durumundan, bağımsızlık durumuna geçmiştir. Bu dönemde bağımsızlığının sınırlarını ve yapabileceklerini keşfetmeye çalışır. Çocuk her şeyi keşfederken tehlike algısı yoktur. Anne eğer çok aşırı titiz ise dur yapma düşeceksin gibi sınırları koymaya çalışır, buda aşırı inatlaşmaya yok açabilir. Yada çocukta daha içe dönük kapanmaya sebep olabilir” dedi.
Sınırları özgürlüğüne bir kısıt olarak algılar
Bazen ailelerin geçiştirmek yada çocuğu yatıştırmak için istediğini yapma yoluna gittiklerini söyleyen Dr. Erkuş “Eğer çocuğun her istediği yapılırsa, her avazı çıktığı kadar bağırdığında yada tepinip kendini yere attığında istekleri susturulmak için yapılırsa bu seferde çocuk aşırı kuralsız, aşırı sınırsız savruk ve dağınık bir hal alır. Yada çocuk annenin her sınırında anne sevgisini kaybetmemek için bir taraftan annenin isteklerini yapmaya çalışır. Bu sefer bu hem öfkenin içe aktarımı yansıma şeklinde olur hemde bir süre sonra daha içe dönük bir çocuk hali alabilir. Bu dönemde ailelerin en sık karşılaştığı şeylerden biride tuvalet eğitimi. Anneler çocuğa her alanda sınır koymaya çalıştığı için çocuk hareketlenmiştir. Tuvaletini ne zaman bırakacağına kendisi karar vermelidir. Burada sıkıntı çok kaba tutumla tuvalet eğitimi veriliyorsa inatlaşıp tutabilir, uzun süreler yapmayabilir. Yada olur olmaz istenmedik yerlere bırakmalar olabilir. Çocuğun ilk bağlanma döneminde çocuğa fiziksel ihtiyaçları karşılayan tutarlı ve sürekli olan kişi. Bu bakıcı, anneanne, babaanne ya da annenin kendisi de olabilir” şeklinde konuştu.
Ailelerin bu dönemde sabırlı olması gerekiyor
Yeme davranışıyla ilgili aileler çok sıkıntı yaşadığını kaydeden Dr. Erkuş “Bazen aileler çok sabırsız olabiliyor. Çocuğun doymadığını yada etrafı kendisini kirletebileceğini düşünebiliyor. Yemeği çok bilemiyorlar ama bu dönemde kaslar kullanılmaya başlandığı için etrafa bulaştırsada ağzına götürebilir. Eğer anne bundan emin değilse kendisi bir miktar yedirdikten sonra devamını çocuğun kendisi yemesi için ona zaman tanıyabilir. Böylece çocuk kendisi de yemiş olur. Yada çocuğun döke saça yemesine en başından izin verebilir. 2 yaş sendromu denilen şey aslında budur. Bu dönemdeki çocuğun huysuzlaşması hırçınlaşması ağlaması, isteklerini yaptırmaya çalışması bazı çocuklarda daha belirgin oluyor. Bunu daha da belirginleştiren aslında çocuğun ruhsal yapısı ve kişilik özellikleri. Diğer taraftan da anne baba ve çevredeki kişinin tutumuyla ilgili. Ailelerin öncelikle bu dönemde sabırlı olması gerekiyor”dedi.
Ben ağlıyorum eşittir ilgi
Ebeveynlerin bazen yaşanan olumsuz davranışların geçmeyecek önünü alamayacaklar gibi endişelere kapıldığını belirten Dr.Erkuş “Aşırı her istediğini yaparsak bu nereye kadar devam edecek düşüncesine kapılabilirler ama bu 3 yaşa doğru kendiliğinden geçeceğini bilmeleri gerekir. Örneğin ev düzeni çocuğun kendine zarar veremeyeceği gibi düzenlenmeli. Çocuğa bir oyun alanı yapılmalı çocuğun orada her seyi yapabileceği bir alan sağlanmalı. Çok fazla inatlaşmaya yada işin ucunu bırakıp her dediğini yapmak olmaz. Çocuk ağladığında o esnada çocukla kesinlikle ilgilenmeyin. Bazen çocuğun ağlamasına anne babanın yanıt vermesi yapmak yada yapmamak fark etmez iletişime o anda geçmesi bir ilgidir. Çocuk bunu bir ilgi olarak görür olumlu veya olumsuz ayırt etmez. Ben ağlıyorum eşittir ilgi, çocukla o anda ilgilenmemek göz teması kurmamak gerekir”şeklinde konuştu.
Hem rekabet içindedir hemde hayranlık duyar
Normalde çocukların 3-5 yaş arası döneme kadar hissettiği bir cinsiyet kavramı olmadığına vurgu yapan Dr.Erkuş “Saf bir sevgidir. Bu yaşta kendinin ne olduğunu bilir ben kızım o erkek gibi. Kızda ne oluyor, erkekte ne oluyor bunu merak eder. Kız çocukları anneye hayrandır ve ona benzemeye çalışır anneyle yarışır. Oje sürüp süslenerek kendini de babaya göstermek ister. Burada hem anneye benzeyerek hayranlık duygusu vardır aynı zamanda anneyle bir rekabet içindedir. Anne baba konuşurken gidip babanın kucağına oturur, ben büyüyünce seninle evleneceğim baba gibi şeyler söyler. Aynı şey erkek çocuk içinde geçerli, oda annesine sen korkma ben erkeğim büyüyünce seninle ben evleneceğim gibi. Aslında erkek çocuğa göre de onun babası diğerlerinin babasını dövebilir. En büyük, en güçlü onun babasıdır bunları bilir ve hep söyler. Bir taraftan da anneyi çok seviyordur, annesininde kendisini çok sevdiğini bilir. Bilinç altı olarak şunu hisseder kendisini bu kadar çok sevdiğini bildiği annesi neden babasıyla uyumaktadır gibi. Erkek çocukta anneyle uyumak ister. Birde rekabet olduğu için ya babam beni cezalandırırsa düşüncesi başlar. Eğer çocuk anne baba ben seninle büyüyünce evleneceğim dediğinde ebeveynler sert tepki veriyorsa bu çocukta suçluluk duygusu uyandırabiliyor. Anneler bu dönemde sen benim oğlumsun seni annen olarak çok sevdiğimi biliyorsun şuan da da ben seni oğlum olarak seveceğim büyüdüğün zamanda oğlum olarak seveceğim gibi konuşabilirler. Evet evleneceğiz yada hayır böyle bir şey olamaz değil”şeklinde konuştu.