Ağbaba Malatya'yı Yok Edenlerin Hesap Vermesi Lazım
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Malatya'da gündeme dair açıklamalarda bulundu. Ağbaba'' Yeniden Refah Partisinin Genel Başkanı tarım, sağlık ve milli eğitim bakanlığı dış güçlerin vesayeti altında diyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Malatya'da gündeme dair açıklamalarda bulundu. Ağbaba'' Yeniden Refah Partisinin Genel Başkanı; tarım, sağlık ve milli eğitim bakanlığı dış güçlerin vesayeti altında diyor. Peki, bu bakanları atayan kim? Demek ki Recep Tayyip dış güçlerin etkisi ve vesayeti altında. Soylu ne diyor 14 Mayıs darbe girişimi diyor, seçimlere darbe girişimi diyor. Bahçeli de biz Cumhurbaşkanlığı koltuğunu teslim etmeyiz diyor. Kaybettikleri seçimi insanlara korku salarak almaya çalışıyorlar. Halen İstanbul seçimlerinden ders alabilmiş değiller. İstanbul'da meşru seçimleri iptal ettiler, İstanbullular gereken dersi verdi. Bu söylemlerin sahiplerine seslenelim, siz darbe dedikçe yok koltuğu teslim etmeyiz dedikçe ittifakımızın ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun her gün oyu artıyor'' dedi. Ağbaba ayrıca Malatya'da depremdeki yıkımın sebebinin bilimi ve uyarıları dikkate almayan yerel yöneticiler olduğunu söyleyerek, Malatyalılara bu sorumsuzları sakın unutmayın ‘' çağrısında bulundu.
Malatya TMMOB İKK sekreteri Bektaş Tatar bugüne kadar 21 yıllık iktidarı süresince siyasi iktidar TMMOB'u yok saydı.
Malatya il koordinasyon kurulu olarak sizleri ağırlamaktan mutluluk diyoruz. Türkiye'nin bugün bulunduğu koşullar altında demokrasi, hak ve özgürlükler, adalet kavramlarının yeniden ele alınması gerekiyor. Şu anda Gezi davasından tutuklu bulunan meslektaşlarımız var. Son depremden sonra oda vize yaptığı için tutuklu bulunan meslektaşlarımız var. Bu durumun gündeme taşınması ve ilerleyen zamanlarda acilen sonlandırılmasını talep ediyoruz. Bugüne kadar 21 yıllık iktidarı süresince siyasi iktidar TMMOB'u yok saydı. Sadece merkezi iktidar değil yerel iktidarlarda yok saydı. Bugüne kadar gittiğimiz yerel yönetimlerde TMMOB'u olmamızdan kaynaklı sürekli ciddi sorunlar yaşadık. Şuan yaşadığımız deprem felaketi bizlere bilimden ne kadar uzaklaşıldığını, liyakatten ne kadar uzaklaşıldığını gösterdi. Millet ittifakının özgürlük, adalet, liyakat söylemleri bizim yıllardır dile getirdiğimiz söylemlerle örtüşmektedir. Umarım bundan sonra ki süreçte de hukuk, demokrasi ve özgürlükler herkes için geçerli olur.
Ağbaba'' Bilime karşı gelip bu yerlere imar izni verip Malatya'yı yok edenlerin hesap vermesi lazım''
20 yılsonunda geldiğimiz noktaya baktığımız zaman aslında yaşadığımız bu günleri geçmişte atılan adımlardan yaşayacağımız belliydi. Özellikle gezi sürecinden başlayarak, hatta 2010 yılından başlayarak, iktidarın odaların yetkisini alması, odaları itibarsızlaştırmaya çalışması bugün yaşadıklarımızın bir sonucudur. Hem yerel yönetimler hem ülkeyi yöneten iktidar mühendislere, mimarlara, kısacası TMMOB ‘a düşmanlık yaptı, yetkilerinizi elinizden aldı. Sadece merkezi iktidar anlamında değil Malatya özenlinde de söylüyorum, mimarlarımız mühendislerimiz adeta devletin üzerinde bir yükmüş gibi göründü. Açtığınız kamu davaları nedeniyle alınan yetkileriniz, bugün aslında yaşadığımız depremlerin acı sonuçlarını yaşamamıza neden oldu. Şunu açıklıkla dile getireyim, 1994-1995 yıllarında vize nedeniyle tutuklana mühendislerimiz var. Vize imzalayan bir mühendis proje yapmıyor sadece meslek suçu var mı bunun altında imza atıyor. Hiç kimseyi bulamadılar vizeye imza atan oda yöneticilerini tutukladılar. Bir intikam almak istediler. Burada bir mühendisin sorumluluğu varsa gereği yapılsın ancak bilimi yok sayan, mühendisi yok sayan yerel yönetimlerde cezasını çeksin. Mimarın, mühendisin söylediği şeylere yani bilime aykırı işler yapmışsın, kat izni vermişsin, tarım arazilerine binaları kondurmuşsun, o binaların hepsi çökmüş ama bir tane yerel yönetici cezalandırılmamış. Bırakın cezalandırılmayı bir tane yerel yöneticinin yüzü kızarmamış halen sokakta gezebiliyorlar. Bunu Malatya içinde söylüyorum. Malatya'da hangi yerel yöneticinin sorumluluğu varsa yargı bu yöneticilere gereğini yapmalıdır. Mimarlar, mühendisler burası tarım arazisi buraya bina yapma demiş, ben şahidi daha önce oda da basın açıklamaları da yaptık, 10 yıldan beri söylüyoruz. Ne yazık ki kamuoyu da bizim bu açıklamalarımızı görmezden geldi. Biz Bostanbaşının imara açılmasına karşıydık, TMMOB karşıydı. Şimdi bilime karşı gelip bu yerlere imar izni verip Malatya'yı yok edenlerin hesap vermesi lazım biz bunu talep ediyoruz. Ve bunun sonuna kadar takipçisi olacağız.
Malatyalılara sesleniyorum bu sorumsuzları tanıyın
Bir başka şey Malatya 2020 depreminden dolayı tecrübeli. O gün ağır hasarlı binaları hafif hasarlı binalara çevirenlerde suçludur. Bu yüzden birçok bina yıkıldı. Özellikle eski kent merkezi dediğimiz şu anda yok olan çarşı dediğimiz yer ne yazık ki bu aymazlıktan, sorumsuzluktan dolayı yıkıldı. Ne yazık ki belediye başkanlarımız belediyecilikle alakası olmayan, farklı mesleklerden gelen kişiler. Siz hâkim bey apartmanının ya da bayrak sitesinin hesabını vermelisiniz. Bu binalar güçlendirilse, ağır hasarlıdan hafif hasarlıya çevrilen binalarımızda mühendislerimizin dedikleri dikkate alınsaydı bugün bu kadar yıkım olmazdı. Malatyalılara sesleniyorum bu sorumsuzları tanıyın. Şimdi Malatya'da büyük bir belirsizlik var. Herkes haklı olarak soruyor, esnaf ne yapacak, mülk sahipleri ne yapacak. Değerli arkadaşlar bir başka ülkede yaşandı mı bilmiyorum ama önce binalara ağır hasarlı dendi bu binalar yıkılacak dendi, insanlar kapısını penceresini söktü, daha sonra binalar hafif hasarlıya çevrildi. Şimdi o sökülen şeyler önceden 20 bin TL ise şimdi 500 bin TL'ye yapılamaz. BU Kadar sorumsuzluk ve utanmazlık olur mu? Biz geldiğimiz zaman bu işleri sizlerle birlikte yapacağız, söz veriyoruz. Ben 1994 yılında belediye meclis üyesi olduğumda da tartışma şuydu, o zaman da kuzey çevre yolu, güney çevre yolu tartışılıyordu. Hiç unutmuyorum mühendis ve mimarlar güney çevre yolu yapılsın dedi ama bizimkiler ne yaptılar bir ucube kuzey çevre yolu yaptılar. Bir başka şey yine 1994 yılı alt merkezler oluşturulsun deniyordu, şehri boğmamak lazım diyorlardı. Peki, sonuç ne oldu eski tekel sigara fabrikası AVM oldu. Sümerbank fabrikası AVM oldu. Hemen yanında iki tane kültür merkezi yapıldı, emniyet müdürlüğü binası yapıldı. Hastane yapıldı. Şimdi kentin bu trafiği kaldırması mümkün mü? Örneğin kültür merkezi veya hastane başka bir yere yapılabilirdi ama yine dinlemediler.
Soylu ve Bahçeli tehdit ettikçe, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun oyu artıyor
Soylu ne diyor 14 Mayıs darbe girişimi diyor, seçimlere darbe girişimi diyor. Bahçeli de biz Cumhurbaşkanlığı koltuğunu teslim etmeyiz diyor. Kaybettikleri seçimi insanlara korku salarak almaya çalışıyorlar. Halen İstanbul seçimlerinden ders alabilmiş değiller. İstanbul'da meşru seçimleri iptal ettiler, İstanbullular gereken dersi verdi. Bu söylemlerin sahiplerine seslenelim, siz darbe dedikçe yok koltuğu teslim etmeyiz dedikçe ittifakımızın ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun her gün oyu artıyor. Allah Soyluya 'da, Bahçeliye de, Erdoğan'a da akıl fikir versin. Hiç kimse kuşku duymasın Türkiye'nin 150 yıllık bir demokrasi deneyimi var. Biz bu seçimi alacağız ve Türkiye'yi yeniden refaha ve huzura kavuşturacağız.
Fatih Erbakan açıkça Erdoğan dış güçlerin vesayeti altında diyor.
Yine ittifakın bir ortağı var Yeniden Refah Partisinin Genel Başkanı; tarım, sağlık ve milli eğitim bakanlığı dış güçlerin vesayeti altında diyor. Peki, bu bakanları atayan kim? Demek ki Recep Tayyip dış güçlerin etkisi ve vesayeti altında. Fatih Erbakan hiç merak etmesin bu vesayetin hepsini kurtaracağız. Dış güç, üst akıl gibi sanal kavramları da çöpe atacağız. Tarımın dış güçlerin etkisi altında olduğunu zaten biliyoruz. Çünkü bir tarım bakanı tarıma bu kadar kötülük yapamazdı. Milli Eğitim Bakanlığının hangi gücün altında olup olmadığını bilmiyoruz ama bir Milli Eğitim Bakanı eğitim sistemimizi bu kadar yok edemezdi. Türkiye dış güçlerin değil liyakatsizlerin yönetimindedir.
Malatya'dan söylüyorum AKP halen Öcalan ile görüşüyor.
Bir başka şey daha var. Öcalan'ı serbest bırakacaklar diye akla mantığa sığmayan yalanlar söylüyorlar. Ya bugün Öcalan ile imralı da görüşen AKP'nin görevlendirdiği insanlar var. Sayın Akşener üst düzey yargı mensupları diliyor. Malatya'dan söylüyorum Öcalan'la bugün halen görüşüyorlar. Öcalan'dan destek almaya çalışıyorlar. Biz hukuk ne emrediyorsa onu yapacağız, Öcalan'ın serbest bırakılması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bize laf söylüyorlar kendileri iş birliği yaptığı HÜDA-PAR'a bakmıyorlar. Gaffar Okan'ın cinayetinden sorumlu, bütün Türkiye'yi domuz bağıyla boğmaya çalışan Hizbullah'ın uzantısı HÜDA-PAR ne diyor? Türk bayrağı olmaz diyen bir kafa, yemin edip etmeyeceği belli olmayan bir kafa ile ittifak yapıyorlar. MHP bizimle ittifak değil diyor ama onlarla ittifaktalar. Bu kafanın bize millilik ve yerlilik dersi vermeye hakkı yok.