Bakan Işık: 'Mevcut konjonktürde Lübnan'da huzur ve sükunetin korunması her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır''

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ''Suriye kaynaklı güvenlik tehdidi ve bölgesel çatışma riski bağlamında Lübnan askeri kuvvetlerinin desteklenmesi ve güçlendirmesi önem kazanmaktadır. Mevcut konjonktürde Lübnan'da huzur ve sükunetin korunması her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır'' dedi.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ''Suriye kaynaklı güvenlik tehdidi ve bölgesel çatışma riski bağlamında Lübnan askeri kuvvetlerinin desteklenmesi ve güçlendirmesi önem kazanmaktadır. Mevcut konjonktürde Lübnan'da huzur ve sükunetin korunması her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının 5 Eylül 2017'den itibaren 31 Ekim 2018'e kadar Birleşmiş Milletler Lübnan Görev Gücü (UNIFIL) Deniz Görev Gücüne iştirak etmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Oylama öncesi yapılan görüşmelerde konuşan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Lübnan'ın güvenlik bakımından kilit ülke konumunda olduğunu belirterek, ''Orta Doğu'da yaşanan ayrışmaların küçük modelde tezahür ettiği Lübnan, siyasi ve toplumsal, dini ve etnik topluluklarla orantısal bir paylaşıma dayanmaktadır. Lübnan'da etkin bir siyasi ve askeri güç konumundaki Hizbullah'ın artan ölçüde Suriye'de rejime destek vermesi ve Suriye'deki ihtilafta rejimin yanında bilfiil yer alması Lübnan'ı da Suriye'deki gelişmeler konusunda duyarlı hale getirmektedir'' ifadelerini kullandı.

Işık, Lübnan'daki olası bir mezhep çatışmasının küresel ölçekte bir çatışma doğurabileceğini söyleyerek, ''Suriye kaynaklı güvenlik tehdidi ve bölgesel çatışma riski bağlamında Lübnan askeri kuvvetlerinin desteklenmesi ve güçlendirmesi önem kazanmaktadır. Mevcut konjonktürde Lübnan'da huzur ve sükunetin korunması her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır'' dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal ise, FETÖ mensubu teröristlerin halkı teslim alabileceklerini sandıklarını belirtti. Ünal, ''Yakın coğrafyamızda barış ve istikrarın tesisi öncelikle dış politika hedeflerimizden birisidir. Bölgesel barış, istikrar ve güvenliği ilgilendiren gelişmelerin dış politika üzerinde şüphesiz yansımaları olabilmektedir. Son dönemde bölgemizde yaşanan gelişmeler ülkemizin istikrar ve esenliğinin bölge ülkelerinden ayrı düşünülemeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Hükümetimizin dış politikası ülkemizin etrafında bir barış, güvenlik, istikrar ve refah kuşağı oluşturulmasını hedeflemiştir. Suriye rejiminin halka karşı uyguladığı kanlı şiddet ve baskı politikalarının bölge istikrarına yönelik tehdidini artırdığı bir ortamda tüm bölgenin istikrarı bakımından kilit öneme haiz Lübnan'da barış ve istikrarın muhafazası bölgemizin içinden geçmekte olduğu bu hassas süreçte hiç şüphesiz daha da önem kazanmıştır. Bölgesel gelişmelerin etkisiyle Lübnan'daki etnik ve dinî gruplar arasında yaşanan dönemsel gerginlikler ve toplumsal huzuru hedef alan eylemlerde kaydedilen artış endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir. Hizbullah'ın artan ölçüde Suriye rejimine destek vermesi ve Suriye'deki iç savaşta rejimin yanında bilfiil yer alması Lübnan'ı da Suriye'deki gelişmelere müdahil kılmaktadır. Ayrıca çatışma ortamından kaçarak komşu ülkelere sığınmak durumunda kalan milyonlarca Suriyeli'nin yarattığı mülteci baskısı da Lübnan'ı ciddi sınamalarla baş başa bırakmaktadır'' ifadelerini kullandı.

CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Orta Doğu'daki gelişmelerden bahsederek, ''Bakınız, bugün Orta Doğu'da en önemli konu Amerika'daki yönetimin İran'ı artık tekrar hedef tahtasına oturtmuş olması. Neden? Çünkü, İran'ın Orta Doğu'da fazla nüfus alanına sahip olduğunu görüyor ve İran'ın esasen Basra Körfezi'nden Bab'ül Mendep Boğazı'na kadar olan bölgeyi Şii unsuru nedeniyle kontrol edebileceği endişesi taşıyor. Bütün bu Katar olayı, Suudi Arabistan'daki silah satışı, Katar'a silah satışı, bütün bu olayları, bütün bu genel stratejinin dışında değerlendirmek yanlış olur. Orta Doğu'nun güneyinde bunlar olurken, kuzeyinde, bizim bölgemizde de yeni bir şekillenme oluyor. Bakınız, 25 Eylül'de Barzani bağımsızlık referandumuna gideceğini açıkladı. Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı, bunu Irak'la görüşmenin, bunu Irak'ın bütünlüğü çerçevesinde bu konuları ele almak gerektiğini ve zamanlamasının yanlış olduğunu belirtti. Amerika Dışişleri Bakanlığı ve Amerikalı yetkililer de esasen olayın esasına değil, zamanlamasına karşı çıktılar ve zamanlamasıyla alakalı bir çekinceleri olduğunu söylediler. Bizim önümüzde kritik bir yaz duruyor, bu AKP Hükûmeti ne yapacak? Referandum sonucunda muhtemelen yüzde 99,9 bağımsızlık yönünde bir karar çıkacak. Onu Barzani taktik olarak hemen uygulamayabilir ama siz ne yapacaksınız? Strateji belli mi? Hiçbir şey belli değil'' şeklinde konuştu.

HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Lübnan'da ne yapıldığının açıklanması gerektiğini söyleyerek, ''Bu tezkereye yönelik daha detaylı bilgi talep ediyorum. En azından son bir yılda bu coğrafyada yüzlerce gelişme oldu. Bu gelişmelerin tezkereye etkisi olmuş mudur? Söz konusu barış gücünün katıldığı operasyonlar olmuş mudur? Bu barış gücüne Türkiye adına katılan askerler şimdi ne yapıyorlar? Bunları öğrenmek ve kamuoyuyla paylaşmak bizlerin ve Türkiye toplumunun en doğal hakkıdır'' diye konuştu. MHP Hatay Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin tarihine stratejik yaklaşmanın önemine değinerek, ''Kumpas kurulmuş, alayı birden üzerimize geliyormuş, varsın olsun, yeter ki saflarımızı sıkı tutalım. Öleceksek de adam gibi, kahraman gibi ama tam bağımsız bir şekilde ölelim. Mağduriyet varsa giderelim ama devlete ve millete kıyanları asla affetmeyelim'' ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme