Başkan Akgün'den : 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Mesajı
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı, Metin Akgün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle Mesaj yayınladı.
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı, Metin Akgün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle Mesaj yayınladı.
İster sağlıklı, ister engelli olsun; insan, Allah'ın (c.c.) yeryüzünde yarattığı en kıymetli ve en değerli varlıktır.
Allah (c.c.);
“Biz gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık” (Tin, 95/4),
“Allah size şekil verdi ve şeklinizi en güzel yaptı” (Teğâbün, 64/3) ve
“Sonra insanı şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrâk organları yarattı” (Secde, 32/9) anlamındaki ayetlerinde, insanları en güzel ve en mükemmel biçimde yarattığını ifade eder…
Kâinatın yaratılışındaki yaratılan her şeyi onun hizmetine sunan ve yaratılanların en şereflisi olan insanın, Allah (c.c.) katındaki değeri, onun katındaki üstünlüğü; rengi, ırkı, fiziki yapısı, cinsiyeti, gücü, kuvveti, boyu, posu ile değil, imanı, güzel ahlakı, takvasındaki derecesiyledir. Allah (c.c.) insanları takvalarına göre değerlendirirken, onların sağlam veya engelli oluşlarına bakmamaktadır.
Hz. Peygamberin (sav) ; "Allah sizin suretlerinize ve servetlerinize bakmaz. Fakat kalplerinize (îman veya inkâr halinize) ve amellerinize bakar" hadisi de buna işaret eder…
Yüce dinimiz; sosyal ilişkilere büyük önem veren, sağlıklı ve engelli diye bir ayırım yapmayıp, yardıma, ilgiye ve bakıma muhtaç insanlarla daha çok ilgilenmeyi teşvik ederken, Hz. Peygamberimiz (sav) görme engellilere karşı kötü davrananları, mesela, onların yoluna engel olanları kınadığı bize örnek olmalıdır…
Hz. Muhammed (sav) bırakın herhangi bir engellinin engeliyle tahkir edilmesini veya sakatlığıyla hitap edilmesini, engelsiz kimselerin dahi boyu veya rengi sebebiyle ayıplanmasına sessiz kalmadığını, aksine bu tür tavırlara sert bir şekilde karşı çıktığı sünnetinin unutulmaması gerekir…
Sosyal hayatın ve yaşanan fiziksel çevrenin engelli kardeşlerimize hizmet odaklı düzenlenmemesi, engelli kardeşlerimizin, evlatlarımızın, yaratılışlarında kendilerine bahşedilen potansiyellerini yeterince kullanamamalarına, gündelik hayatlarında çeşitli sorunlarla karşılaşmalarına neden olurken, yaşadıkları topluma sağlayabilecekleri katma değerden de yoksun bırakılmaktadırlar…
Teoride sağlanan tüm iyi niyetli gelişmelerin, uygulamaya yansıtılması gayretlerine rağmen, uygulamada halen birçok sorunların devam ettiğinin, özellikle kadın, çocuk, yaşlı ve engelliler gibi toplumun dezavantajlı kesimlerinin hakları konusunda yapılması gereken daha çok şey olduğunun da farkındayız…
Engellilerimizin çağdaş bir toplumda, ayrım yapılmadan, toplumun diğer bireyleriyle eşit pozisyonda yer alabilmeleri için her alanda desteklenmeleri gerekmektedir. Onların yaşamdan mutlu olmaları, geleceğe güvenle bakabilmeleri ve üreten bireyler olarak kendi kendilerine yeter duruma gelmeleri için kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve tüm vatandaşlarımız işbirliği içinde olmalı, senkronize çalışmaları gerekmektedir.
Onların hakları için verilen mücadeleye, sadece aklımızla değil, yüreğimizle de evet demek, emeğimizle de yanlarında olmak gerekmektedir.
Sınırsız bir duygudaşlık ekseninde, “aynı durumda ben olsaydım” sorusunun cevabında gönül dünyamızda, vicdanen rahatlık duymak kriteri önemlidir…
Engelli kardeşlerimizin hayattan kopmaması için yaşadığımız toplumda hepimizin üzerine düşen vazifeler vardır. Unutulmamalıyız ki her an her birimiz bir anda engelli olabiliriz.
Bu süreçte, toplumsal olarak başarı düzeyimiz; “engelliler, birey olarak sahip oldukları temel hak ve özgürlükleri kullanmak için, önlerine çıkartılan engellerle de baş etmek zorunda kalmadıkları bir sosyal ve fiziki çevre, yaşam alanları, geniş çerçevede böyle bir “DÜNYA” yaratabilme başarımızdır...
Böylesine büyük ve önemli bir hedefe dönük gayret ve mücadele sürecinde; engellilerin sorunlarını görmezden gelmenin ve onları toplumdan soyutlayarak kendi kaderleriyle baş başa bırakmanın, insan hakları ihlali olduğunu kısık sesle söylemek yetmez, haykırmak gerektiğine dikkat çekeriz…
Bu süreçte arzu edilen iyileşmelerin sağlanabilmesinin eğitimden geçtiğinin de farkındayız. Bu açıdan öncelikli hedef, çözülmesi gereken temel mesele, eğitimcilerin bilinçlenmelerini sağlamak, uygulama yönündeki samimiyetlerini geliştirmektir…
Bu yönde çalışan ve gücünün ötesinde gayret gösteren güzel insanlara, değerli yöneticilerimize bir engelli ebeveyn olarak, şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerimiz adına, en kalbi şükranlarımı arz ederken, bize insan olduğumuzu hatırlatan, hatalarımıza rağmen bizleri yargılamadan, bizleri aşağılamadan seven ve hatalarımızı anladıkları nedeniyle bizleri hoş gören engelli büyüklerimizi, kardeşlerimizi evlatlarımızı gönül dolusu muhabbetle selamlıyor, saygılar sunuyorum.
Metin AKGÜN
Eğitim Müfettişi
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı