Bebek cinayeti kararını Yargıtay bozdu, sanıklar yeniden yargılanıyor
Bursa'da gayrimeşru dünyaya gelen bebeği öldürürüp gömdükleri iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen 3 kişi, kararı Yargıtay'ın bozması üzerine yeniden hakim karşısına çıktı.Gemlik ilçesinde 2013 yılı Haziran...
Bursa'da gayrimeşru dünyaya gelen bebeği öldürürüp gömdükleri iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen 3 kişi, kararı Yargıtay'ın bozması üzerine yeniden hakim karşısına çıktı.
Gemlik ilçesinde 2013 yılı Haziran ayında gayrimeşru ilişki neticesinde dünyaya gelen bebeği boğarak öldürdükten sonra gömerek üzerine parke taşı döşedikleri iddia edilen biri polis memuru 5 sanık, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı duruşmaya katılmadığı ve evrakta eksik olduğu için Yargıtay tarafından ceza usulden bozulunca sanıklar yeniden hakim önüne çıktı. Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, bebeğin anneannesi Nuray G. (38), bebeğin annesi Ferda D. (21), bebeğin babası olduğu iddia edilen Murat Ç. (38), bebeğin dedesi Sebahattin G. (45) ve bebeğin dayısı Tayfun G.'nin yargılanmasına yeniden başlandı. 4 sanık davaya katılırken, askerde olan Tayfun G. ise duruşmaya katılmadı.
Daha önceki ifadelerini tekrarlayan bebeğin annesi Ferda D., 'Polis memuru olan tutuklu sanık Murat ile babam birlikte hayvancılık yapmışlar. Polis Murat, benim daha önceki cinsel istismar olayımı bildiğini söyleyerek, benimle arkadaşlık kurdu. Evlenip beni buradan götüreceğini söyledi. Mayıs ayında kendi evine davet etti. Evine gittiğimde kendi rızamla ilişkiye girdim. İlişkiden 2-3 ay sonra hamile olabileceğimi düşündüm. Bunu Murat'a söyledim. O da, 'Kesinlikle benden hamile değilsin' diyerek bebeği kabul etmedi. Birkaç kez Bursa ve İstanbul'da doktora gittik. Hamile olduğum kesinleşince Murat Ç. bebeğin alınmasını istedi, fakat bebeğin kürtaj zamanı geçtiği için alınmadı. Hamileliğimin 5. ayında Murat'ın tanıdığı bir doktora daha gittik. Zamanı geçmiş olmasına rağmen doktor 10 bin lira para istedi. Murat parayı bulamayınca bana şiddet uygulayıp beni köye gönderdi. Annem ve babamın hamileliğimi öğrenmemesi ve töreden korktuğum için sürekli korse takıp şişen karnımı herkesten gizliyordum. Bir süre sonra annem durumu öğrendi. Beni hemen görücü usulü nişanladı. Ardından Orhangazi'deki bir hastanede doğum yaptım. Hastaneden çıktıktan sonra annemle birlikte Gemlik'e geldik. Annem, çocuğu kucağımdan alıp, 'Ben bunu yuvaya vereceğim, sen git. Baban duyarsa başımıza iş açılacak' deyip beni gönderdi. Eve geldiğimde hemen odama geçip uyudum. Ertesi gün anneme sorduğumda çocuğu yuvaya verdiğini ve bir daha bu konu hakkında konuşmamamı söyledi' dedi.
'Bebeğin nasıl öldürüldüğünü hala bilmiyorum'
Bir süre sonra, sağlık ocağından bir görevlinin arayıp çocuğu getirmesini istediğini ifade eden Ferda D., 'Annem telefonu elimden aldı. Çocuğu evlatlık verdiğimizi söyledi. Hemşireler durumu polise bildirince karakoldan çağırıldık. Durumu öğrenen polis Murat, beni arayıp kendisinden bahsetmememi, çocuğun başka biriyle olan ilişkiden doğduğunu söylememi istedi. Ben de buna göre bir ifade verdim. Ardından iki kez daha karakoldan arandık, durumumdan şüphelendikleri söylendi. Ben de polis Murat ile olan ilişkimi olduğu gibi anlattım. Annemle hiçbir şey konuşmadık. Bebeğin nasıl öldürüldüğünü hala bilmiyorum. Olay gecesi kazı yapıldığına dair bir ses de duymuş değilim' diye konuştu.
'Asıl suçlu ben ve polistir, bebeği birlikte gömdük'
Tutuklu anneanne Nuray G. de daha önce duruşmadaki ifadesinde, asıl suçlunun kendisi ve polis Murat Ç. olduğunu belirterek, insanın kanını donduran bir ifade vermişti. Kızının polis Murat Ç. ile ilişkisinden hamile kaldığını öğrenince çocuğun alınıp alınmayacağı hususunu Murat Ç.'ye sorduğunu ifade eden Nuray G., 'Murat, 'Bebeğin icabına siz bakacaksınız, yoksa seni ve aileni öldürürüm' diyerek beni tehdit etti. Kızımı doğumdan sonra eve gönderdim. Niyetim bebeği karakolun önüne bırakıp kaçmaktı. O sırada bebek ağladı. Bu sırada Murat'ın bana tecavüz ettiği, kızıma yaptıkları ve bebekle ilgili söyledikleri aklıma geldi. Ben bebek sussun diye göğsüme bastırdım. Bebeğin öldüğünü anlayınca da bebekle birlikte eve geldim. Herkes evdeydi. Bebeğin cesedini ahıra koydum. Eşim ve çocuklar uyuduktan sonra, gece yarısı Murat eve geldi. Ben bebeği öldürdüğümü söyleyip ne yapacağımız sordum. O da bana vurdu. Bahçeye çukur açtı. Bebeği çukura ben koydum. Sonra da üzerini kapattık. Beni bu olaya Murat Ç. azmettirmiştir. Eşim de bebeğin gömüldüğü yerin üzerine parke taşı döşedi, ama o bebeğin orada gömülü olduğunu bilmiyordu. Eşimin bu olaylardan hiç haberi olmadı' şeklinde konuştu.
'Çocuk benden değildir'
Polis memuru Murat Ç. ise, 'Bana emniyetteki FETÖ'cü polisler kumpas kurdu. Haksız yere tutuklandım. Haksız yere cezaevinde yatıyorum. Çok büyük bir iftiraya maruz kaldım. Şerefimin geri verilmesi için beraatımı karar verilsin. Çocuk benden değildir' açıklamasını yaptı.
Yargıtay cezayı usulden bozduMahkeme heyeti, Nuray G.'ye, polis memuru Murat Ç.'ye, bebeğin annesi Ferda D.'ye ağırlaştırılmış müebbet cezası, dede Sebahattin G.'ye 'suçu gizlemek'ten 5 yıl hapis cezası ve dayı T.G.'nin beraatıne karar vermişti. Dosyayı inceleyen Yargıtay Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na tebligat yapılmadığı için davayı usulden bozdu. Savcı, yeniden hakim önüne çıkan sanıklarla alakalı Nuray G. ile Murat Ç.'ye ağırlaştırılmış müebbet, 'suçu gizlemek'ten Sabahattin G.'ye ise 5 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcı, anne Ferda D. ile dayı Tayfun G.'nin beraatı yönünde karar verilmesini talep etti. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.