DTSO Başkanı Kaya: 'İnşaat malzemelerindeki fiyat artışları spekülatiftir'
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, inşaat malzemelerindeki fiyat artışlarının spekülatif olduğunu söyledi.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, inşaat malzemelerindeki fiyat artışlarının spekülatif olduğunu söyledi.
Türkiye ekonomisi ve istihdamının temel dinamiklerinden olan inşaat sektörünün 2018 yılında başlayıp pandemi süreci ile birlikte hızla artan bir krizle karşılaştığını belirten DTSO Başkanı Mehmet Kaya, bu sürecin sorunsuz atlatılması için devreye sokulan kredi destek paketleri, düşen faiz oranları ve konut satışlarındaki artışla 2020 yılının bir büyüme ile kapatıldığını söyledi. Kaya, 'Ancak son zamanlarda inşaat malzemeleri fiyatlarında kur artışı ile izah edilemeyecek spekülatif artışlar yaşanmaya başlamıştır. Sektörün en önemli malzemelerinden bazılarının fiyatı son 18 ayda yüzde 250 artarken, son bir ayda ise yüzde 100'ün üzerinde gerçekleşmiştir. Oysa ki demir, çimento, cam ve alçı gibi bazı malzemeler ülkemizin yerli ve milli ürünleri olup, ithal hammadde girdisi minimum düzeydedir' dedi.
'Ödemesi peşin yapılmış malzemelerin teslimatı bile yapılmamaktadır'
Malzeme bedeli peşin ödenmiş malzemelerin teslimatının yapılmadığını vurgulayan Kaya, 'Cam ise piyasada bulunmamaktadır. Fiyat artışından kaynaklı olarak üretici, tedarikçi ve yüklenici arasındaki sözleşmeler tek taraflı fesih edilmektedir. Bu da maliyetleri daha çok artırmakta, çeklerin karşılıksız çıkmasına, işin süresinde, tesliminde aksamalara neden olmaktadır. Emek yoğun yapısı ile önemli bir istihdam sağlayan inşaat sektörü, ülkemizin de en önemli büyüme araçlarından biri olarak doğrudan ve dolaylı olarak etkileşimde olduğu 200'den fazla sektörü canlı tutan bir sektördür. Dolayısıyla bu sektörde yaşanan olumlu ve olumsuzluklar domino etkisi oluşturmakta, yüzlerce sektörü ve milyonlarca insanı da etkilemektedir. Ülkemizin alt ve üst yapılarının yanı sıra, özellikle konut sektörünü durma noktasına getiren fiyat artışlarının durdurulamaması halinde sosyal anlaşmazlıklar yaşanmaya başlayacaktır. Yap-sat yöntemiyle faaliyet gösteren konut sektöründe yapımı devam eden veya bitme aşamasına gelmiş konutların 3 ay önceki fiyatla bile satışının yapılması mümkün olamamaktadır. Bu da alıcı ve satıcı arasında anlaşmazlıklara ve kaçınılmaz olarak yıllarca sürebilecek hukuki süreçlerin başlamasına neden olacaktır. Öte yandan kurdaki artış nedeniyle nitelikli işgücü yurt dışına yönelmekte, bu da inşaat sektöründe nitelikli işgücü açığına, yapılan işlerin kalitesinde düşüşlere neden olmaktadır. Demir, çimento, alçı ve hazır beton gibi ana kalemlerdeki spekülatif fiyat artışlarına karşı gerekli önlemlerin alınması, TOKİ, YİKOB ve diğer kamu kurumlarının inşaat işlerini yapmakta olan üstlenici firmalara malzeme fiyatlarındaki artış oranı kadar fiyat farkının ödenmesi, kamu ihalelerinin üstlenici firmalarına cezai müeyyide uygulanmadan tasfiye kararı, fiyat farkı ve/veya devir hakkı tanınması, üretici firmaların stokçuluk yapmaları önlenerek, tedarikçi ve nihai tüketici durumundaki firmaların malzeme taleplerinin hemen karşılanması için ilgili kurumların gerekli tedbirlerin alması, ivedi bir kararnameyle yaşanan anlaşmazlıkların önüne geçecek tedbirlerin alınması, fiyat farkından kaynaklı olarak taahhüdünü yerine getiremeyen firmaların cezai müeyyidelerle karşılaşmalarının önlenmesi hususlarında gerekli yasal mevzuatların hayata geçirilmesi ülkemiz ekonomik kalkınması açısından büyük önem arz etmektedir' diye konuştu.
Türkiye ekonomisi ve istihdamının temel dinamiklerinden olan inşaat sektörünün 2018 yılında başlayıp pandemi süreci ile birlikte hızla artan bir krizle karşılaştığını belirten DTSO Başkanı Mehmet Kaya, bu sürecin sorunsuz atlatılması için devreye sokulan kredi destek paketleri, düşen faiz oranları ve konut satışlarındaki artışla 2020 yılının bir büyüme ile kapatıldığını söyledi. Kaya, 'Ancak son zamanlarda inşaat malzemeleri fiyatlarında kur artışı ile izah edilemeyecek spekülatif artışlar yaşanmaya başlamıştır. Sektörün en önemli malzemelerinden bazılarının fiyatı son 18 ayda yüzde 250 artarken, son bir ayda ise yüzde 100'ün üzerinde gerçekleşmiştir. Oysa ki demir, çimento, cam ve alçı gibi bazı malzemeler ülkemizin yerli ve milli ürünleri olup, ithal hammadde girdisi minimum düzeydedir' dedi.
'Ödemesi peşin yapılmış malzemelerin teslimatı bile yapılmamaktadır'
Malzeme bedeli peşin ödenmiş malzemelerin teslimatının yapılmadığını vurgulayan Kaya, 'Cam ise piyasada bulunmamaktadır. Fiyat artışından kaynaklı olarak üretici, tedarikçi ve yüklenici arasındaki sözleşmeler tek taraflı fesih edilmektedir. Bu da maliyetleri daha çok artırmakta, çeklerin karşılıksız çıkmasına, işin süresinde, tesliminde aksamalara neden olmaktadır. Emek yoğun yapısı ile önemli bir istihdam sağlayan inşaat sektörü, ülkemizin de en önemli büyüme araçlarından biri olarak doğrudan ve dolaylı olarak etkileşimde olduğu 200'den fazla sektörü canlı tutan bir sektördür. Dolayısıyla bu sektörde yaşanan olumlu ve olumsuzluklar domino etkisi oluşturmakta, yüzlerce sektörü ve milyonlarca insanı da etkilemektedir. Ülkemizin alt ve üst yapılarının yanı sıra, özellikle konut sektörünü durma noktasına getiren fiyat artışlarının durdurulamaması halinde sosyal anlaşmazlıklar yaşanmaya başlayacaktır. Yap-sat yöntemiyle faaliyet gösteren konut sektöründe yapımı devam eden veya bitme aşamasına gelmiş konutların 3 ay önceki fiyatla bile satışının yapılması mümkün olamamaktadır. Bu da alıcı ve satıcı arasında anlaşmazlıklara ve kaçınılmaz olarak yıllarca sürebilecek hukuki süreçlerin başlamasına neden olacaktır. Öte yandan kurdaki artış nedeniyle nitelikli işgücü yurt dışına yönelmekte, bu da inşaat sektöründe nitelikli işgücü açığına, yapılan işlerin kalitesinde düşüşlere neden olmaktadır. Demir, çimento, alçı ve hazır beton gibi ana kalemlerdeki spekülatif fiyat artışlarına karşı gerekli önlemlerin alınması, TOKİ, YİKOB ve diğer kamu kurumlarının inşaat işlerini yapmakta olan üstlenici firmalara malzeme fiyatlarındaki artış oranı kadar fiyat farkının ödenmesi, kamu ihalelerinin üstlenici firmalarına cezai müeyyide uygulanmadan tasfiye kararı, fiyat farkı ve/veya devir hakkı tanınması, üretici firmaların stokçuluk yapmaları önlenerek, tedarikçi ve nihai tüketici durumundaki firmaların malzeme taleplerinin hemen karşılanması için ilgili kurumların gerekli tedbirlerin alması, ivedi bir kararnameyle yaşanan anlaşmazlıkların önüne geçecek tedbirlerin alınması, fiyat farkından kaynaklı olarak taahhüdünü yerine getiremeyen firmaların cezai müeyyidelerle karşılaşmalarının önlenmesi hususlarında gerekli yasal mevzuatların hayata geçirilmesi ülkemiz ekonomik kalkınması açısından büyük önem arz etmektedir' diye konuştu.