Hatay'da 'yakma sanatı' bu kez de deriye işlendi
Hatay'da hobi olarak başladıkları yakma resim sanatını gün geçtikçe geliştiren Gülbol çifti, şimdi ise yakma sanatını hiç yapılmamış olan deriye milim milim işliyor.
Hatay'da hobi olarak başladıkları yakma resim sanatını gün geçtikçe geliştiren Gülbol çifti, şimdi ise yakma sanatını hiç yapılmamış olan deriye milim milim işliyor.
Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'da dünyanın ilk aydınlatılan caddesi olarak bilinen Kurtuluş Caddesi'ndeki Fransız döneminden kalma asırlık 3 katlı binada birçok tarihi mekanın yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş meslekleri büyük zahmetle ahşaba işleyen sanatçı çift, hoşgörü kenti Hatay'ın adını duyurmaya çalışıyor. Gün geçtikçe kendilerini geliştiren Gülbol çifti yakma sanatını daha önce hiç yapılmamış olan deriye işliyor.
Yakma resim sanatçısı Zeynep Gülbol, yaptıkları tablolarla hem Hatay'ı anlatmaya hem de kendilerini tanıtmaya çalıştıklarını belirterek, 'Bu işe yıllar önce atölyeyi ziyaret etmek ile başladım. Daha önce ahşap üzerine yakma sanatını hiç görmemiştim. O zamanlar eşim Naim Gülbol ile tanıştım. Bu işi öğretebileceğini söyleyince ondan kurs alıp, çalışmaya başladım. Eşim 50 seneden beri bu işi yapıyor ben de 30 senedir ahşap üzerine yakma resim sanatını yapıyorum. Biz yıllardır bu sanatı sürdürürken yurt içi yurt dışı sergilerde yaptığımız tablolarda hem Hatay'ı anlatmaya çalışıyoruz hem de kendimizi tanıtmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızda özellikle Hatay'ın tarihi mekanları, ibadet yerleri ve mozaiklerini çalışmaya başlamıştık. Mozaikleri de bugüne kadar çalışan yok. Biz yakma resimlere mozaikleri birebir çalışıyoruz' dedi.
Gülbol, sürekli yeni şeyler denediklerine işaret ederek şöyle devam etti:
'Neler yapılabilir, hangisi daha güzel olur şeklinde. Bu defa derinin üzerinde çalışmaya başladık. Eşim ile beraber çalışmalar yaptık. Mozaikleri, tarihi mekanları ilk defa derinin üzerine işlemeye çalıştık. Deriyi çalışmak daha zor, kayıyor ve çabuk yanıyor. Yakarken daha çabuk dağılıyor. Çok hassas bir çalışma, yakma da hassas ama bu kadar dağılmıyor, bunun üzerinde daha fazla dağılma yapıyor. Ama elimizden geldiği kadar net bir şekilde çalışmaları yaptık. İnanmak başarmanın yarısıdır, önemli olan güzel şeyler yapabilmek.'
Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'da dünyanın ilk aydınlatılan caddesi olarak bilinen Kurtuluş Caddesi'ndeki Fransız döneminden kalma asırlık 3 katlı binada birçok tarihi mekanın yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş meslekleri büyük zahmetle ahşaba işleyen sanatçı çift, hoşgörü kenti Hatay'ın adını duyurmaya çalışıyor. Gün geçtikçe kendilerini geliştiren Gülbol çifti yakma sanatını daha önce hiç yapılmamış olan deriye işliyor.
Yakma resim sanatçısı Zeynep Gülbol, yaptıkları tablolarla hem Hatay'ı anlatmaya hem de kendilerini tanıtmaya çalıştıklarını belirterek, 'Bu işe yıllar önce atölyeyi ziyaret etmek ile başladım. Daha önce ahşap üzerine yakma sanatını hiç görmemiştim. O zamanlar eşim Naim Gülbol ile tanıştım. Bu işi öğretebileceğini söyleyince ondan kurs alıp, çalışmaya başladım. Eşim 50 seneden beri bu işi yapıyor ben de 30 senedir ahşap üzerine yakma resim sanatını yapıyorum. Biz yıllardır bu sanatı sürdürürken yurt içi yurt dışı sergilerde yaptığımız tablolarda hem Hatay'ı anlatmaya çalışıyoruz hem de kendimizi tanıtmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızda özellikle Hatay'ın tarihi mekanları, ibadet yerleri ve mozaiklerini çalışmaya başlamıştık. Mozaikleri de bugüne kadar çalışan yok. Biz yakma resimlere mozaikleri birebir çalışıyoruz' dedi.
Gülbol, sürekli yeni şeyler denediklerine işaret ederek şöyle devam etti:
'Neler yapılabilir, hangisi daha güzel olur şeklinde. Bu defa derinin üzerinde çalışmaya başladık. Eşim ile beraber çalışmalar yaptık. Mozaikleri, tarihi mekanları ilk defa derinin üzerine işlemeye çalıştık. Deriyi çalışmak daha zor, kayıyor ve çabuk yanıyor. Yakarken daha çabuk dağılıyor. Çok hassas bir çalışma, yakma da hassas ama bu kadar dağılmıyor, bunun üzerinde daha fazla dağılma yapıyor. Ama elimizden geldiği kadar net bir şekilde çalışmaları yaptık. İnanmak başarmanın yarısıdır, önemli olan güzel şeyler yapabilmek.'