Kansere yerli çözüm

Kanser tedavisinde kullanılmak üzere yerli biyobenzer ilaç molekülü geliştirmek için hazırlanan SİMAB projesi, TÜBİTAK'tan destek aldı.İLKO İlaç ve Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin (SUNUM) kanser...

Kanser tedavisinde kullanılmak üzere yerli biyobenzer ilaç molekülü geliştirmek için hazırlanan SİMAB projesi, TÜBİTAK'tan destek aldı.

İLKO İlaç ve Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin (SUNUM) kanser tedavisinde kullanılması amacıyla yerli biyobenzer ilaç geliştirmek üzere birlikte hazırladığı SİMAB projesi, TÜBİTAK Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında destek aldı.

Yaklaşık 4 yıl sürmesi planlanan proje sonunda Türkiye, küresel ilaç endüstrisinin geleceği olarak gösterilen biyoteknolojik pazarın bir oyuncusu haline gelecek ve kanser ilaçları konusunda ülkenin yurtdışına bağımlılığı azalacağı gibi ülke ekonomisine de büyük katkıda bulunulacak. Proje sonunda, biyoteknolojik yöntemlerle üretime hazır olacak ürün, Türkiye'de görülme sıklığı fazla olan kolon, akciğer, yumurtalık, rahim ağzı ve böbrek kanserlerinde kullanılabilecek ve hedefe yönelik etkin tedavi sağlayacak.

'Jenerik ilacın kamuya maliyeti 162 milyon TL'

Türkiye'nin geleceği için büyük bir işbirliği yaptıklarını belirten İLKO İlaç Genel Müdürü Hatice Öncel, 'Yeni nesil biyoteknolojik ilaçlar, küresel ilaç endüstrisinin geleceğidir. Biyoteknolojik ilaçların dünyadaki pazar payı 232,5 milyar dolar olup önümüzde 30 yıl boyunca pazarın her yıl yüzde 10'dan fazla bir oranda büyümesi beklenmektedir. Ülkemizde yaklaşık 60 adet biyofarmasötik ilaç bulunmaktadır ve bunların tümü ithaldir. Biyoteknolojik ilaçların reçeteli ilaçlar içerisindeki payı 2016'da tutar olarak yüzde 17 seviyesindedir. Yerli üretimin bu yönde geliştirilmesi hem ithalatı azaltarak hem de ilaç piyasasındaki iş olanaklarını artırarak ekonomiye büyük katkı sağlayacaktır. Geliştireceğimiz ilacın, jenerik ürününün şu anda kamuya maliyeti 162 milyon TL civarındadır. Bu ilacın yerli olarak geliştirilmesiyle birlikte kamu üzerindeki büyük yük ortadan kalkacaktır. Ayrıca ürünün geliştirilip kullanıma sunulmasından sonra dış pazarlara da ihraç edilmesiyle ekonomiye olumlu bir katkı daha sunacaktır' diye konuştu.Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi araştırmacılarından Yrd. Doç. Dr. Tolga Sütlü ise, 'Biyoteknolojik ilaçlar, moleküler biyoloji biliminin gelişmesiyle birlikte yakın dönemde üretilmesi mümkün hale gelmiş bir ilaç grubudur. Bu ilaçlar, kanserin tedavisi için sadece tümör hücrelerinin ve bu hücrelerle ilişkili önceden belirlenen moleküllerin özel olarak hedeflenebilmesi amacıyla genetik mühendisliği teknikleriyle tasarlanmaktadır. Proje kapsamında üreteceğimiz ilaç, kolon, akciğer, yumurtalık, rahim ağzı ve böbrek kanserleri tedavisinde etkinliği kanıtlanmış bir moleküldür. Protein yapıda oldukları için biyoteknolojik ürünlerin üretimleri klasik ilaçlar gibi kimyasal sentez yöntemleriyle değil laboratuvar ortamında çoğaltılan hücrelerin bu protein molekülünü üretmek üzere genetik olarak programlanmasıyla mümkün olmaktadır. Desteklenen bu projede, üretimde mikroorganizmalar yerine memeli hücrelerinin kullanımı ile de protein moleküllerinin insana uyumlu ve güvenli bir yapıda elde edilmesi sağlanacaktır. Ülkemizde henüz bu tip bir teknolojiyle ilaç üretimi yapılamamaktadır, dünyada ise bunu yapabilen ülkeler, gelişmiş ülkelerle sınırlıdır. Başladığımız bu proje sayesinde kurulacak olan Ar-Ge altyapısı ve edinilecek olan bilgi birikimi, artık bu tip ilaçları üretmek konusunda yetkin bir hale gelmemizde önemli rol oynayacaktır. Daha sonraki basamak olarak, kendi geliştirdiğimiz yeni ilaç moleküllerini üretebilmek üzere, bugün bu projenin başlıyor olması çok önemli bir adımdır' dedi.

Bakmadan Geçme