Konteyner kent sakinleri acı günlerin izini silemedi
Depremlerinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, felaketin yaraları tam anlamıyla sarılamadı. Barınma sorunu yaşayan depremzedeler, konteyner kentlerde zorlu yaşam koşullarıyla mücadele etmeye devam ediyor.
Depremlerinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, felaketin yaraları tam anlamıyla sarılamadı. Barınma sorunu yaşayan depremzedeler, konteyner kentlerde zorlu yaşam koşullarıyla mücadele etmeye devam ediyor.
Türkiye'yi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinde 53 bin 537 kişi hayatını kaybederken, 107 bin 213 kişi yaralandı. Depremde Kahramanmaraş'ın yanı sıra Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ büyük zarar gördü.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğrayan illerden biri olan Hatay'da, konteyner kentlerde yaşam mücadelesi devam ediyor.
Depremlerinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, felaketin yaraları tam anlamıyla sarılamadı. Barınma sorunu yaşayan depremzedeler, konteyner kentlerde zorlu yaşam koşullarıyla mücadele etmeye devam ediyor.
Hatay'ın İskenderun ilçesindeki Diyanet Alan 2 konteyner kentinde kalan depremzedeler, kalıcı konutlara geçemedikleri için yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi.
Depremzedeler, yalnızca barınma değil, ekonomik sıkıntılar nedeniyle de zor günler geçiriyor. Maddi destek alamadıklarını belirten vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını ifade etti.
Bütün bu zorluklara rağmen, kendilerine uzanacak yardım elini bekleyen depremzedeler, belirsizliğin sona ermesini istiyor. Konteyner kent sakinleri, verilen sözlerin tutulmasını ve kalıcı çözümler üretilmesini talep ediyor.
'Ev sıkıntısı çekiyoruz, destek olan kimse yok'
Depremzede Meliha Güdener, konteyner kentte yaşadıkları zorlukları anlatarak, 'Burada çok sıkıntılar yaşıyoruz, ne yapalım? Sağlık açısından kocam pek iyi durumda değil, kimsem yok ve kendi başıma çabalamaya çalışıyorum. Mecbur katlanıyoruz. Ev sıkıntısı çekiyoruz. Eşim engelli maaşı alıyor, ben de bakıcı maaşı alıyorum, yine Allah razı olsun. Kocam hasta, başka gelirim yok ve ev sıkıntım var. Gelirim olsaydı hallederdim fakat bana destek olan kimse yok. Kocam da işitme sorunu da var .' dedi.
Depremden sonra üç ay boyunca Dörtyol ilçesinde kaldığını belirten Güdener, 'Bana konteyner çıkana kadar mahvoldum. O günler aklıma geldikçe içimden ağlamak geliyor, elimde değil. O zamanlarda gelirimiz yoktu, özel hastaneye gittim. Bana, 'Bu hastayı yoğun bakımda belirli bir süre yatırabiliriz, daha sonra biz üstlenemeyiz, burası ücretli' dediler. Hastamızı arabayla şehir hastanesinin kapısının önüne bırakıp gittiler. Kocamın ayağında alçı ve platinler vardı, bir buçuk sene yatağa mahkum kaldı.' ifadelerini kullandı.
'Masraflarıyla uğraşmaktan usandık'
Konteynerlerde yaşanan altyapı sorunlarına da değinen Güdener, 'Konteyner evlerimizde çöküntüler oluyor, masraflarıyla uğraşmaktan usandık. Kendi paramızla karşılıyoruz. Biz çadırlardayken Umut Kervanı'ndaki arkadaşlar Allah razı olsun bize yardım ettiler. Millet Bahçesi'nde onlarla tanıştık, her zaman bizi düşünüyorlar. Deprem günü sabaha kadar onlara yardımcı olurken tanıştık. Bizi unutmuyorlar, hep geliyorlar.' şeklinde konuştu.
'Ne zamana kadar konteynerde kalacağız?'
Konteynerde kiracı olduğunu belirten Mine Avcı ise yaşadığı belirsizliğe dikkat çekerek, 'Oğlumun biri askerde, biri cezaevinde. Burada kiracıyım, bizi bugün de yarın da çıkartabilirler. Hiçbir yerden yardım alamıyoruz. Sesimizi artık duyurmak istiyoruz. Vaatlerin arkası yok, kesiliyor.' dedi.
Ekonomik sıkıntılarla mücadele ettiğini vurgulayan Avcı, 'Oğlumun görüşünden geliyorum ve ona haftada para yollayacağıma iki-üç ayda ancak para yatırabiliyorum. Çalışamıyorum, ellerimde problem var. Bir işe girdim, on gün çalışabildim, sonrasında çıktım. 50 yaşındayım, düşmedim ama benim de kendime göre rahatsızlıklarım var. Biz ne zamana kadar konteynerde kalacağız? İki ekmekle ne zamana kadar bizi geçiştirecekler? Çaremiz kalmadı.' ifadelerini kullandı.