Meme Kanserine 'İzsiz' Dokunuş!
Meme kanseri, dünyada en sık görülen kanser türlerinden. Her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanıyor.
Meme kanseriyle karşılaşan kadınlar, sağlığı ve ailesinin yanı sıra ruhsal durumunu yakından etkileyecek ameliyat sonrası estetik görüntünün bilinmezliğinin endişesini yaşıyor bir yandan da. Ancak artık üzülmeye gerek yok! Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, 15 Ekim Dünya Meme Rekonstrüksiyon Farkındalık Günü kapsamında robotik cerrahinin de katkısıyla artık günümüzde koltuk altından sadece 5 santimlik kesiyle izi dahi kalmayan cerrahi operasyonların mümkün hale geldiğini söylüyor. İşte meme kanserine ‘izsiz' dokunuşun ayrıntıları…
Gerek dünyada gerekse ülkemizde hemen her kadının kabusu meme kanseri. Genetik yatkınlığın yanı sıra çevresel faktörler ve yaşam alışkanlıklarında yapılan hatalar da riski artırıyor. Günümüzde her sekiz kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri ile tanışırken, hastalıkla mücadeleye bir de meme kaybının yol açtığı psikolojik sıkıntıların eklenmesi süreci iyice zorlaştırıyor. Ancak günümüzde teknolojideki baş döndürücü gelişmeye hekimlerin tecrübesi de eklendiğinde artık eski sancılı dönemlerden ‘iz' bile kalmayabiliyor. Acıbadem Üniversitesi Meme Araştırma Enstitüsü Başkanı, Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, erken tanı ve tedavideki gelişmeler sayesinde günümüzde her 3 kadından 2'sinin memesinin korunabildiğini belirtirken “Memenin tümüyle alınması gereken durumlarda ise plastik cerrah ile işbirliği yapılarak kozmetik amaçlı eşzamanlı rekonstrüktif işlemler (onarım) uygulanabiliyor. Ancak geliştirilen teknikler sayesinde doğala yakın bir meme görüntüsü sağlansa da, mastektomi işlemi büyük kesilerle gerçekleştiği için memede dışarıdan bakıldığında izler belli oluyordu. İşte bu soruna çözüm arayan tıp dünyası, günümüzde en gelişmiş cerrahi yöntem olarak nitelendirilen robotik cerrahiye yöneldi ve büyük başarı kaydetti. Dünyada halen sadece birkaç merkezde meme kanserinde meme alınma işleminde robotlar devreye girmeye başladı. Ülkemizde de ilk kez robotla meme başı koruyucu mastektomi ameliyatı hastanemizde tarafımdan gerçekleştirildi” diyor.
Tümör oluşma riski de büyük oranda önleniyor
Klasik cerrahide mastektomi yöntemi meme altına uygulanan büyük kesilerle gerçekleştiği için dışarıdan bakıldığında izler belirgin olarak görülüyor. Robotik cerrahide ise tüm işlemler koltuk altından 5 santimlik bir kesiyle gerçekleştiği için memede hiçbir iz olmuyor. Üstelik cerrahi işlem yapılacak olan alanın robot sayesinde 12 kat büyütülmesi ile operasyon çok daha incelikle tamamlanabiliyor. Prof. Dr. Cihan Uras böylece tümör oluşma riskinin de büyük oranda önlenebildiğini vurguluyor. Robotik cerrahi ile ameliyatın laparoskopik cerrahide olduğu gibi, ‘port' adı verilen tek bir boru yoluyla yapıldığını belirten Prof. Dr. Cihan Uras “Buna karşın robotik cerrahide yüksek çözünürlüklü 2 adet fiber optik kamera operasyon alanını 3 boyutlu ve en az 12 kat büyütülmüş şekilde konsola taşıyor. Bu sayede ameliyat sahasını çok daha ayrıntılı ve net olarak görebiliyoruz. Ayrıca robotun kendi ekseni etrafında 540 derece dönebilen robotik aletleri insan elinin uzanamayacağı yerlere ulaşabiliyor. Böylelikle hekimlere açık ameliyatla yapılacak hareketlerin çok daha ilerisinde hareket kabiliyeti sunuyor. Her aşaması büyük bir hassasiyetle gerçekleşen operasyon hastaya da hem ameliyat esnasında hem de ameliyat sonrası iyileşme döneminde büyük avantajlar sağlıyor” diyor.
Pek çok önemli faydası var
Robotik cerrahinin gerek hekime gerekse hastaya çok büyük faydaları var. Ameliyatta daha iyi kanama kontrolü olması, daha az enfeksiyon riski, ameliyat sonrasında daha az ağrı, hastaneden daha kısa sürede taburcu olma, meme cildi üzerinde iz olmaması, daha kısa sürede iyileşme ve günlük hayata dönüşün yanı sıra, ameliyat sonrası radyoterapi ve kemoterapi gereken hastaların bir an önce tedaviye başlayabilmeleri de faydalardan sadece birkaçını oluşturuyor.