Onlar okuyamadı ama çocukları gelecek nesilleri okutuyor
Okuma yazma bilmeyen anne, ilkokul mezunu babanın bin bir güçlükle okutup yetiştirdiği 14 çocuğu, bugün eğitimden turizme farklı sektörlerde önemli mevkilerde iş sahibi oldu. Ramazan Bayramı sebebiyle Hatay'da baba ocağında bir araya gelen Avcı kardeşler, gurur yaşattıkları anne ve babalarının elini öperek, bayramlaşıp hasret giderdiler.
Okuma yazma bilmeyen anne, ilkokul mezunu babanın bin bir güçlükle okutup yetiştirdiği 14 çocuğu, bugün eğitimden turizme farklı sektörlerde önemli mevkilerde iş sahibi oldu. Ramazan Bayramı sebebiyle Hatay'da baba ocağında bir araya gelen Avcı kardeşler, gurur yaşattıkları anne ve babalarının elini öperek, bayramlaşıp hasret giderdiler.
Hatay Antakya'da yaşayan İbrahim-Medine Avcı çiftinin 14 çocuğu dünyaya geldi. Bugün 75 yaşında olan baba İbrahim ve 70 yaşındaki anne Medine Avcı, zor koşullarda güçlüklerle, binbir emekle çocuklarını büyütüp yetiştirdi. Okuma yazma bilmeyen anne ve ilkokulu bitirebilmiş babanın tüm çabası, geçinebilmenin yanında çocuklarının eğitimi oldu. Yaş aralıkları az olan çocuklarını okutabilmek için büyük gayret sarf eden Avcı Çifti, aradan geçen mücadele dolu uzun seneler sonrası emellerine ulaşmayı başardı.
Anne ve baba okuyamadı, çocukları eğitim kurumları açtı
Avcı çiftinin, üniversite mezunu çocuklarından her biri zaman içerisinde çeşitli sektörlerde önemli mevkilerde iş hayatına atıldı. Farklı şehirlerde 17 şubesi bulunan Radikal Eğitim Kurumlarının sahibi Erdal Avcı, Teknokent Koleji sahibi iş adamı Emrullah Avcı, KYK Şube Müdürü Heysem Avcı, Maliye Uzmanı Hüseyin Avcı, yurt dışında otel işletmeciliği yapan iş adamı Zeynel Avcı ve Hasan Avcı ile diğer kardeşler, anne ve babalarının gurur kaynağı oldular.
Baba ocağına bayram ziyareti
Hatay'da ve farklı şehirlerde yaşayan Avcı kardeşler, her bayram olduğu gibi bu Ramazan bayramında da baba ocağında bir araya geldiler. Gurur yaşattıkları anne ve babalarının elini öperek, bayramlaşıp hasret giderdiler.
14 çocuk, 40 torun sahibi olmakla büyük mutluluk yaşadığını ifade eden anne Medine Avcı, çocuklarını büyütürken yaşadığı zorlukları anlattı. 'Eskiden maddi ve manevi bir destek bulamıyorduk. Zorluk çektik tabi ki ama pişman değilim, çok mutluyum. Çalıştık, çabaladık, yorulduk ama değdi. Eskiden çeşme yoktu, dereden getiriyordum suyu. Dışarıda ısıtıyordum, elimde çamaşır yıkıyordum. Dağa gidip odun da topladım, pamuk toplamaya da gittim, yani her işi yaptım. Erkekler büyüdüğünde, küçülen kıyafetleri, küçük çocuklarıma veriyordum. El makinam vardı, onunla kıyafetleri dikerdim' dedi.
Baba İbrahim Avcı ise kendisinin okuyamadığı için pişman olduğunu bu yüzden çocuklarını okutabilmek için çok çaba gayret ettiğini söyledi. Avcı, 'Aklım başıma geldikten yani 20 yaşlarına geldikten sonra okuyamadım diye pişman oldum. Ben o zamanlarda 'Allah izin verirse çocuklarımı okutacağım' dedim. Çok şükür, evlatlarımın her biri üniversite, yüksek okul mezunu. Hepsi iş sahibi, herkesin evi barkı var. Bütün çocuklarımın doğum günlerini, hangi ayda, yılda hepsini biliyorum.' diye konuştu.
Radikal Eğitim Kurumları sahibi olan oğlum Erdal Avcı ile ilgili anısını paylaşan baba İbrahim Avcı, 'Erdal'ı bazen azarladım. Okuduğu üniversitede kalmasını istiyordum fakat o mezun olduktan sonra ayrıldı. Bir öğretmeni vardı kendisine dedim ki 'Ben Erdal'dan memnun değilim. Kalsaydı öğretim üyesi olur, doçent ya da profesör olarak devam ederdi'. O da bana 'Erdal öyle küçümsenecek biri değil. Şubeleri olan eğitim kurumu var, matematik kitaplarının yazarı oldu Erdal' dedi. 'Öyleyse teşekkür ediyorum, o da güzel bir şey' dedim. Erdal olsun, diğer evlatlarım olsun her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyorum' dedi.
Avcı kardeşlerden KYK Şube Müdürü Heysem Avcı da, ciddi zorluklar yaşadıklarını ama geniş ailenin güzel olduğunu belirterek, '14 çocuklu ailenin ortancası yani 7. çocuğum. Erkek çocukların da beşincisiyim. Ailede ilk üniversite okuyan ben oldum, sonrasında hep birbirimizi destekleyerek okuduk. Ciddi zorluklar yaşadık. 16 metrekarelik iki odada toplam 16 kişi yaşadık. Düşünün yatarken biri diğerinin üzerine uzanıp yatıyordu. Annem karnında, sırtında, çadır da bebeği pamuk toplardı. O günleri anıyoruz, ama güzel günlerdi. Ailenin birlikteliği, sofraya beraber oturulması onun güzelliği unutulmaz. Büyük aile zordur ama güzellikleri çok fazladır' dedi.