Şeker hastalarında kiloya dikkat
Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, şeker hastalarında kilo problemine dikkat çekti.
Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, şeker hastalarında kilo problemine dikkat çekti.
Uzun zamandır yaygın olarak çeşitli obezite ameliyatlarının tüm dünyada yapıldığını belirten Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, 'Bu ameliyatların bir kısmı mide hacmini kısıtlamaya yönelik (tüp mide), bir kısmı besin emilimini azaltmaya yöneliktir (gastrik bypass). Şişman şeker hastalarında ameliyatın hemen sonrasında daha kilo vermeden büyük bir kesiminde şekerin düzeldiği ve insüline olan ihtiyacın ortadan kalktığı fark edilmiştir' dedi.
Obezite ameliyatı sonrasında şeker hastalığından kurtulmaya sağlayan başka etkenlerin olması gerektiği düşünülerek bu konuda detaylı araştırmalar yapılmaya başlandığını söyleyen Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, 'Bağırsakların yerini değiştirmenin bu etkilere neden olabileceği anlaşılmıştır. Obezite ameliyatı ile ince bağırsağın son kesimine geçen gıdanın arttığı, bu geçen gıdanın artışı ile doğru orantılı olarak ince bağırsağın bu kesiminde bulunan L hücresi denilen hücrelerden GLP-1 hormonun salgılanmasının da arttığı anlaşılmıştır. GLP-1 hormonundaki artışın da pankreasta insulin salgılayan beta hücre sayısını çoğalttığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak insülin üretimini artırdığı ve insülin cevabını güçlendirdiği anlaşılmıştır. Ayrıca GLP-1 karaciğer, kaslar ve yağ dokusunda insülin direncini ortadan kaldırdığı bu sayede hastaların ameliyat sonrasında kısa sürede daha kilo vermeden şeker düzenlemesinin yapılabildiği ve şeker hastalığından kurtulabildiği düşünülmektedir. Bunun üzerine ince bağırsağın son kısmından sindirilmemiş gıdaların daha çok geçmesine olanak verecek ameliyat modelleri geliştirilmiştir. Bu ameliyat yöntemlerine de şeker hastalığı ameliyatı denilmiştir' şeklinde konuştu.
Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, ameliyatla hastaların yaklaşık yüzde 90'ının şeker hastalığından tamamen kurtulduğunu belirterek, şunları söyledi;
'Şeker hastalığından kurtulduğu gibi şeker hastalığının ve şişmanlığın beraberinde getirdiği yüksek tansiyon, kalp hastalığı, kolesterol yüksekliği, dislipidemi, karaciğer yağlanması ve uyku apnesi gibi pek çok yandaş hastalığı tedavi edebilmektedir. Vücut kitle indeksi 30 ve üzerinde olan insülin depoları henüz tükenmemiş Tip 2 diyabet hastaları bu ameliyatı olabilirler. Ameliyata karar verildiğinde öncesinde bir takım tetkiklerle sizin ameliyatla düzelebilme şansınıza bakılmaktadır. Bu ameliyat şişmanlık ameliyatları gibi laparoskopik yani kapalı olarak yapılabilmektedir. Genel anestezi altında yapılmaktadır, yaklaşık 2-3 saat süren bir işlemdir. Karna açılan 5 delikten girilen aletlerle yapılabilmektedir. Birinci aşamada tüp mide ameliyatı yapılır. İkinci aşamada ince bağırsak ile kalın bağırsağın birleşim yerinden yaklaşık 250 cm mesafeden ince barsak kesilerek alt ucu mide ile bağlanır. İnce bağırsağın son kısmı mide çıkışına yaklaştırılır. İleum denilen bu ince bağırsağın son kısmı GLP-1 adı verilen ve pankreas dokusundan insülin salınımını uyaran bir hormon salgılar ve ince bağırsağın son kısmının mide çıkışına yaklaştırması bu hormonun salgısını arttırır. Mideye giren besin maddelerinin 2/3 ü bu yeni yapılan yoldan geçecektir. Üçüncü aşama ise alt ucu mide ile birleştirilen bağırsağın üst ucunun (safra ve pankreas salgıları getiren kısım) ince bağırsak ile kalın bağırsağın birleşim yerinden yaklaşık 80-100 cm' e bağlanmasıdır. Duodenum denen Oniki parmak bağırsağından GIP salınır. GİP insülin direncini arttıran bir hormondur. Gıdaların 2/3 ü yeni bağlantı yolundan geçtiği ve oniki parmak bağırsağından sadece 1/3 lük gıda geçtiği için GİP salınımı azalmaktadır. Hem hacim kısıtlayıcı hem emilimi engelleyen bir ameliyat yöntemidir.Ameliyat sonrasında her şey yolunda giderse birinci gün su içmeye başlamaktalar 2. veya 3. Gün sulu gıdalara geçilmektedir. Ekstra bir sorun olmazsa 3 veya 4. gün arasında taburcu edilmektedir. Bu ameliyatla şeker hastaları hem şeker hastalığından, hem fazla kilolarından hem de şeker hastalığının sebep olduğu diğer hastalıklardan büyük bir olasılıkla kurtulabilmektedir. Şişman tip 2 şeker hastasının pankreas rezervi tükenmemişse %90'ın üzerinde şeker hastalığından kurtulabilmektedir. Bu ameliyatın yapıldığı hastaların yaklaşık 5 yıllık takipleri sonucunda şeker hastalığının tekrar etmediği gösterildi. Bu ameliyatın şişmanlık ameliyatları ile benzer yönleri olduğu gibi farklı tarafları da mevcuttur. Bu farkların en önemlileri; Şeker hastalığını daha iyi kontrol etmesi; Devre dışı bırakılan ince barsak olmadığı için çok fazla emilim sorunu yaşanmamakta ve sonrasında çok fazla ilaç ve takviye tedavilere ihtiyaç olmamaktadır.'
Uzun zamandır yaygın olarak çeşitli obezite ameliyatlarının tüm dünyada yapıldığını belirten Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, 'Bu ameliyatların bir kısmı mide hacmini kısıtlamaya yönelik (tüp mide), bir kısmı besin emilimini azaltmaya yöneliktir (gastrik bypass). Şişman şeker hastalarında ameliyatın hemen sonrasında daha kilo vermeden büyük bir kesiminde şekerin düzeldiği ve insüline olan ihtiyacın ortadan kalktığı fark edilmiştir' dedi.
Obezite ameliyatı sonrasında şeker hastalığından kurtulmaya sağlayan başka etkenlerin olması gerektiği düşünülerek bu konuda detaylı araştırmalar yapılmaya başlandığını söyleyen Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, 'Bağırsakların yerini değiştirmenin bu etkilere neden olabileceği anlaşılmıştır. Obezite ameliyatı ile ince bağırsağın son kesimine geçen gıdanın arttığı, bu geçen gıdanın artışı ile doğru orantılı olarak ince bağırsağın bu kesiminde bulunan L hücresi denilen hücrelerden GLP-1 hormonun salgılanmasının da arttığı anlaşılmıştır. GLP-1 hormonundaki artışın da pankreasta insulin salgılayan beta hücre sayısını çoğalttığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak insülin üretimini artırdığı ve insülin cevabını güçlendirdiği anlaşılmıştır. Ayrıca GLP-1 karaciğer, kaslar ve yağ dokusunda insülin direncini ortadan kaldırdığı bu sayede hastaların ameliyat sonrasında kısa sürede daha kilo vermeden şeker düzenlemesinin yapılabildiği ve şeker hastalığından kurtulabildiği düşünülmektedir. Bunun üzerine ince bağırsağın son kısmından sindirilmemiş gıdaların daha çok geçmesine olanak verecek ameliyat modelleri geliştirilmiştir. Bu ameliyat yöntemlerine de şeker hastalığı ameliyatı denilmiştir' şeklinde konuştu.
Op.Dr.Mehmet Yalım Uçtum, ameliyatla hastaların yaklaşık yüzde 90'ının şeker hastalığından tamamen kurtulduğunu belirterek, şunları söyledi;
'Şeker hastalığından kurtulduğu gibi şeker hastalığının ve şişmanlığın beraberinde getirdiği yüksek tansiyon, kalp hastalığı, kolesterol yüksekliği, dislipidemi, karaciğer yağlanması ve uyku apnesi gibi pek çok yandaş hastalığı tedavi edebilmektedir. Vücut kitle indeksi 30 ve üzerinde olan insülin depoları henüz tükenmemiş Tip 2 diyabet hastaları bu ameliyatı olabilirler. Ameliyata karar verildiğinde öncesinde bir takım tetkiklerle sizin ameliyatla düzelebilme şansınıza bakılmaktadır. Bu ameliyat şişmanlık ameliyatları gibi laparoskopik yani kapalı olarak yapılabilmektedir. Genel anestezi altında yapılmaktadır, yaklaşık 2-3 saat süren bir işlemdir. Karna açılan 5 delikten girilen aletlerle yapılabilmektedir. Birinci aşamada tüp mide ameliyatı yapılır. İkinci aşamada ince bağırsak ile kalın bağırsağın birleşim yerinden yaklaşık 250 cm mesafeden ince barsak kesilerek alt ucu mide ile bağlanır. İnce bağırsağın son kısmı mide çıkışına yaklaştırılır. İleum denilen bu ince bağırsağın son kısmı GLP-1 adı verilen ve pankreas dokusundan insülin salınımını uyaran bir hormon salgılar ve ince bağırsağın son kısmının mide çıkışına yaklaştırması bu hormonun salgısını arttırır. Mideye giren besin maddelerinin 2/3 ü bu yeni yapılan yoldan geçecektir. Üçüncü aşama ise alt ucu mide ile birleştirilen bağırsağın üst ucunun (safra ve pankreas salgıları getiren kısım) ince bağırsak ile kalın bağırsağın birleşim yerinden yaklaşık 80-100 cm' e bağlanmasıdır. Duodenum denen Oniki parmak bağırsağından GIP salınır. GİP insülin direncini arttıran bir hormondur. Gıdaların 2/3 ü yeni bağlantı yolundan geçtiği ve oniki parmak bağırsağından sadece 1/3 lük gıda geçtiği için GİP salınımı azalmaktadır. Hem hacim kısıtlayıcı hem emilimi engelleyen bir ameliyat yöntemidir.Ameliyat sonrasında her şey yolunda giderse birinci gün su içmeye başlamaktalar 2. veya 3. Gün sulu gıdalara geçilmektedir. Ekstra bir sorun olmazsa 3 veya 4. gün arasında taburcu edilmektedir. Bu ameliyatla şeker hastaları hem şeker hastalığından, hem fazla kilolarından hem de şeker hastalığının sebep olduğu diğer hastalıklardan büyük bir olasılıkla kurtulabilmektedir. Şişman tip 2 şeker hastasının pankreas rezervi tükenmemişse %90'ın üzerinde şeker hastalığından kurtulabilmektedir. Bu ameliyatın yapıldığı hastaların yaklaşık 5 yıllık takipleri sonucunda şeker hastalığının tekrar etmediği gösterildi. Bu ameliyatın şişmanlık ameliyatları ile benzer yönleri olduğu gibi farklı tarafları da mevcuttur. Bu farkların en önemlileri; Şeker hastalığını daha iyi kontrol etmesi; Devre dışı bırakılan ince barsak olmadığı için çok fazla emilim sorunu yaşanmamakta ve sonrasında çok fazla ilaç ve takviye tedavilere ihtiyaç olmamaktadır.'