Sosyal medya akran zorbalığını ciddi anlamda etkiliyor
Mardin Artuklu Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Deniz Işıker Bedir, akran zorbalığının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, sosyal medyanın da akran zorbalığını ciddi anlamda etkilediğini kaydetti.
Mardin Artuklu Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Deniz Işıker Bedir, akran zorbalığının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, sosyal medyanın da akran zorbalığını ciddi anlamda etkilediğini kaydetti.
Akran zorbalığı, son zamanlarda çocuklar ve gençler arasında giderek büyüyen bir sorun haline geliyor.
Akran zorbalığının fiziksel, sözel, sosyal ve sanal zorbalık gibi farklı türleri olduğunu belirten Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Deniz Işıker Bedir, bu konuda dikkat edilmesi ve yapılması gerekenler hakkında İLKHA'ya önemli açıklamalarda bulundu.
Bedir, akran zorbalığının sadece mağdurlar için değil, zorbalık yapan çocuklar ve olaya tanıklık eden diğer öğrenciler için de önemli sonuçlar doğurduğunu söyledi.
'Son yıllarda akran zorbalığının ilkokul seviyesine kadar indiğini gözlemliyoruz'
Akran zorbalığına genellikle fiziksel özellikleri farklı olan çocukların maruz kaldığına dikkat çeken Bedir, 'Malum olduğu üzere son dönemler akran zorbalığı çok sorun teşkil etmektedir. Çocuklar açısından bir ya da birkaç çocuğun bir çocuğa karşı saldırganca davranışlarına aslında biz akran zorbalığı diyoruz. Çocuklar arasında baktığımız zaman akran zorbalığına genellikle fiziksel özellikleri farklı olan çocuklar ya da etnik kökeni farklı olan çocuklar uğrayabiliyor. Örneğin, diş teli takan, kekeme olan, boyu çok uzun ya da çok kısa olan, kilolu ya da zayıf çocuklar daha fazla zorbalıkla karşı karşıya kalıyor. Bu durum özellikle ortaokul ve lise çağında yaygın görülse de, son yıllarda ilkokul seviyesine kadar indiğini gözlemliyoruz.' ifadelerini aktardı.
Bedir, akran zorbalığının en yaygın biçimlerinden biri olan sözel zorbalığın çocuklar üzerinde kalıcı izler bırakabileceğini kaydederek, 'Sözel zorbalık, çocukların kendilerini yetersiz ve değersiz hissetmelerine neden olabiliyor. Sürekli olarak hakarete, küçümsenmeye, alay edilmeye maruz kalan bir çocuk, zamanla içe kapanabilir, sosyal ortamlardan uzaklaşabilir ve kendine olan güvenini kaybedebilir. Bu süreç ilerlediğinde, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi ciddi psikolojik sorunlar ortaya çıkabiliyor.' dedi.
Sosyal dışlanmanın da çocuklar üzerinde derin etkiler bıraktığını belirten Bedir, 'İlişkisel ya da sosyal zorbalık dediğimiz durum, çocukları en çok yaralayan zorbalık türlerinden biridir. Bir çocuğun arkadaş grubundan dışlanması, okulda yok sayılması, etkinliklere dhil edilmemesi, oyunlara çağrılmaması gibi durumlar, çocuk üzerinde büyük bir duygusal yük oluşturuyor. Bu tür zorbalık, bazen fiziksel zorbalıktan bile daha derin izler bırakabiliyor, çünkü çocuk kendisini yalnız ve değersiz hissediyor.' ifadelerine yer verdi.
Son yıllarda internetin yaygınlaşmasıyla birlikte sanal zorbalığın da arttığını vurgulayan Bedir, 'Sanal zorbalık, çocukların maruz kaldığı en yeni ve yaygın zorbalık türlerinden biri. Sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte, çocuklar artık sadece okulda değil, internette de zorbalığa uğrayabiliyorlar. Örneğin, bir çocuğun fotoğrafına kötü yorum yapılması, küçük düşürücü mesajlar alması, iftiraya uğraması ya da özel fotoğraflarının izinsiz paylaşılması gibi durumlar sanal zorbalığın örnekleri arasında yer alıyor. Bu durum, çocuğun kendini değersiz hissetmesine, sosyal çevresinden uzaklaşmasına ve hatta ruh sağlığının ciddi şekilde zarar görmesine neden olabiliyor.' şeklinde konuştu.
'Zorbalığa maruz kalan çocuklar, içlerine kapanabilir'
Akran zorbalığına karşı en etkili çözüm yollarından birinin bilinçlendirme çalışmaları olduğunu belirten Bedir, okul yetilileri ve ebeveynlere düşen görevlere değinerek, 'Aileler çocuklarıyla açık ve sağlıklı bir iletişim kurmalı, onların yaşadığı sorunları dinlemeli ve destek olmalıdır. Zorbalığa maruz kalan çocuklar kendilerini ifade edebilecekleri güvenli bir alan bulamazlarsa, içlerine kapanabilir ve yaşadıkları sorunları paylaşmaktan çekinebilirler. Öğretmenler ve okul yönetimi de bu konuda duyarlı olmalı, zorbalık vakalarını ciddiye almalı ve psikolojik danışmanlarla iş birliği yaparak gerekli önlemleri almalıdır. Zorbalık yapan çocuğa da gereken rehberlik sağlanmalı ve onun da neden böyle davrandığı anlaşılmalıdır. Çoğu zaman zorbalık yapan çocuklar da aile içi sorunlar ya da şiddet gibi nedenlerle bu davranışları sergiliyor olabilir.' şeklinde kaydetti.