Tes-İş Genel Başkanı Akma'dan çağrı: 'Santraller binlerce işçinin geçim kapısı'
Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş) Genel Başkanı Ersin Akma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile yaptıkları görüşmeye değinerek, Binlerce işçinin geçim kaynağı ve birer milli servet olan santrallerin faaliyetlerinin tamamen durdurulmasının çalışanlar, aileleri ve santrallerdeki teçhizat ve ekipman açısından oluşturacağı sıkıntıları dile getirdik dedi.
Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş) Genel Başkanı Ersin Akma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile yaptıkları görüşmeye değinerek, 'Binlerce işçinin geçim kaynağı ve birer milli servet olan santrallerin faaliyetlerinin tamamen durdurulmasının çalışanlar, aileleri ve santrallerdeki teçhizat ve ekipman açısından oluşturacağı sıkıntıları dile getirdik' dedi.
Kütahya'ya gelen Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş) Genel Başkanı Ersin Akma ve Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erden, kapatılan termik santrallerle ilgili açıklamalarda bulundu. Akma, 'Sendika olarak çevrenin korunması temelinde emisyon değerlerini yasal sınırların altında tutarak santrallerin düşük kapasite ile çalışmalarının, gerekli koşulları sağlayarak geçici çalışma belgesi almalarının ve daha sonra gerekli tüm şartları yerine getirerek tam kapasite çalışmalarının mümkün olabileceğine inanıyoruz' dedi.
Akma, kapatılan termik santrallere ilişkin yaptığı açıklamada, Elektrik Piyasası Kanunu'nun ilgili maddesinin elektrik üretim santrallerine tanıdığı çevre muafiyeti süresinin dolması nedeniyle Kütahya Seyitömer ve Tunçbilek, Kahramanmaraş Afşin, Sivas Kangal, Zonguldak Çatalağzı termik santrallerinin faaliyetinin tamamen, Manisa Soma termik santralinin faaliyetinin ise kısmen durdurulduğunu anımsattı. Ersin Akma, mühürlenen termik santrallerdeki işçilerin mağdur edilmemesi için çalışacaklarını ve konuyu takip edeceklerini, santrali işleten şirket yetkililerinin de benzer açıklamalar yaptıklarını vurgulayarak, 'Sendika olarak çevrenin korunması temelinde emisyon değerlerini yasal sınırların altında tutarak santrallerin düşük kapasite ile çalışmalarının, gerekli koşulları sağlayarak geçici çalışma belgesi almalarının ve daha sonra gerekli tüm şartları yerine getirerek tam kapasite çalışmalarının mümkün olabileceğine inanıyoruz. Böylece çevrenin korunmasının yanı sıra çalışanların mağdur edilmeyeceği, santrallerin faaliyet dışı kalmaları nedeniyle teçhizatın zarar görmeyeceği bir çözümün bulunması mümkün olacaktır' şeklinde konuştu.
Akma, üyelerin herhangi bir hak kaybına uğramaması için 2 Ocak'ta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan ile görüştüklerini belirterek şunları kaydetti:
'İş yerlerinde çalışan işçilerin herhangi bir mağduriyet yaşamaması için alınması gereken önlemleri görüştük. Binlerce işçinin geçim kaynağı ve birer milli servet olan santrallerin faaliyetlerinin tamamen durdurulmasının çalışanlar, aileleri ve santrallerdeki teçhizat ve ekipman açısından oluşturacağı sıkıntıları dile getirdik. Başka iş yeri ve iş imkanı olmayan bu bölgelerde ekonomilerin olumsuz bir şekilde etkileneceğini, hatta göçlerin yaşanabileceğini anlattık. Kapatılan her bir santralin emisyon değerlerini ve faaliyetlerine devam edebilme koşullarını görüştük ve üyelerimizin iş ve işletme toplu iş sözleşmesinden doğan kazanılmış haklarının korunması talebimizi kendilerine ilettik.'
Tes-İş Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erden ise '6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun geçici 8. Maddesinin elektrik üretim santrallerine tanıdığı çevre muafiyeti süresinin 31 Aralık 2019 tarihinde dolması nedeniyle faaliyeti tamamen veya kısmen durdurulan termik santrallerde; 3 bin 372'si üyemiz olmak üzere yaklaşık 5 bin işçi çalışmaktadır. Bağlı kömür işletmelerinde çalışan 8 bin işçi de dikkate alındığında bu santraller sayesinde yaklaşık 13 bin işçi istihdam edilmektedir. Son derece karmaşık bir sisteme ve ekipmana sahip olan termik santrallerin özellikle donma tehlikesi oluşturan soğuk kış aylarında faaliyet dışı kalması geri dönülmez hasarlara neden olabilecektir. Santrallerdeki tribünler çalışmadıklarında ağırlıkları nedeniyle sehime maruz kalmaktadır. En ufak bir sehim yeniden çalışma durumunda tribünler yataklarından ayrılarak büyük hasarlara neden olabilmektedir. Malzemelerin sehim yapmaması için dönmesi ve bazı kısımlarda yağ ve suyun sirkülasyonu gerekmektedir. Nitekim santrallerde bağımsız ısıtma tesisatı bulunmamakta, santral ve tesisat, tribün ara buharları ile ısıtılmaktadır. Atölye, idari idari binalar, sosyal tesisler, kullanma suları ile degazör, fuel oil ve motorin istasyon ve hatları, ham su tankları gibi ekipmanların ihtiyacı da bu ısıtma sisteminden karşılanmaktadır. Faaliyete uzun süreli ara verilmesi durumunda kolektör bölgelerindeki ve kazanların belli bölgelerindeki suyun tamamını boşaltmak mümkün olmadığından donma derecelerinde geri dönüşü olmayan ciddi risklerle karşı karşıya kalınmaktadır' ifadelerini kullandı.
Kütahya'ya gelen Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş) Genel Başkanı Ersin Akma ve Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erden, kapatılan termik santrallerle ilgili açıklamalarda bulundu. Akma, 'Sendika olarak çevrenin korunması temelinde emisyon değerlerini yasal sınırların altında tutarak santrallerin düşük kapasite ile çalışmalarının, gerekli koşulları sağlayarak geçici çalışma belgesi almalarının ve daha sonra gerekli tüm şartları yerine getirerek tam kapasite çalışmalarının mümkün olabileceğine inanıyoruz' dedi.
Akma, kapatılan termik santrallere ilişkin yaptığı açıklamada, Elektrik Piyasası Kanunu'nun ilgili maddesinin elektrik üretim santrallerine tanıdığı çevre muafiyeti süresinin dolması nedeniyle Kütahya Seyitömer ve Tunçbilek, Kahramanmaraş Afşin, Sivas Kangal, Zonguldak Çatalağzı termik santrallerinin faaliyetinin tamamen, Manisa Soma termik santralinin faaliyetinin ise kısmen durdurulduğunu anımsattı. Ersin Akma, mühürlenen termik santrallerdeki işçilerin mağdur edilmemesi için çalışacaklarını ve konuyu takip edeceklerini, santrali işleten şirket yetkililerinin de benzer açıklamalar yaptıklarını vurgulayarak, 'Sendika olarak çevrenin korunması temelinde emisyon değerlerini yasal sınırların altında tutarak santrallerin düşük kapasite ile çalışmalarının, gerekli koşulları sağlayarak geçici çalışma belgesi almalarının ve daha sonra gerekli tüm şartları yerine getirerek tam kapasite çalışmalarının mümkün olabileceğine inanıyoruz. Böylece çevrenin korunmasının yanı sıra çalışanların mağdur edilmeyeceği, santrallerin faaliyet dışı kalmaları nedeniyle teçhizatın zarar görmeyeceği bir çözümün bulunması mümkün olacaktır' şeklinde konuştu.
Akma, üyelerin herhangi bir hak kaybına uğramaması için 2 Ocak'ta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan ile görüştüklerini belirterek şunları kaydetti:
'İş yerlerinde çalışan işçilerin herhangi bir mağduriyet yaşamaması için alınması gereken önlemleri görüştük. Binlerce işçinin geçim kaynağı ve birer milli servet olan santrallerin faaliyetlerinin tamamen durdurulmasının çalışanlar, aileleri ve santrallerdeki teçhizat ve ekipman açısından oluşturacağı sıkıntıları dile getirdik. Başka iş yeri ve iş imkanı olmayan bu bölgelerde ekonomilerin olumsuz bir şekilde etkileneceğini, hatta göçlerin yaşanabileceğini anlattık. Kapatılan her bir santralin emisyon değerlerini ve faaliyetlerine devam edebilme koşullarını görüştük ve üyelerimizin iş ve işletme toplu iş sözleşmesinden doğan kazanılmış haklarının korunması talebimizi kendilerine ilettik.'
Tes-İş Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erden ise '6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun geçici 8. Maddesinin elektrik üretim santrallerine tanıdığı çevre muafiyeti süresinin 31 Aralık 2019 tarihinde dolması nedeniyle faaliyeti tamamen veya kısmen durdurulan termik santrallerde; 3 bin 372'si üyemiz olmak üzere yaklaşık 5 bin işçi çalışmaktadır. Bağlı kömür işletmelerinde çalışan 8 bin işçi de dikkate alındığında bu santraller sayesinde yaklaşık 13 bin işçi istihdam edilmektedir. Son derece karmaşık bir sisteme ve ekipmana sahip olan termik santrallerin özellikle donma tehlikesi oluşturan soğuk kış aylarında faaliyet dışı kalması geri dönülmez hasarlara neden olabilecektir. Santrallerdeki tribünler çalışmadıklarında ağırlıkları nedeniyle sehime maruz kalmaktadır. En ufak bir sehim yeniden çalışma durumunda tribünler yataklarından ayrılarak büyük hasarlara neden olabilmektedir. Malzemelerin sehim yapmaması için dönmesi ve bazı kısımlarda yağ ve suyun sirkülasyonu gerekmektedir. Nitekim santrallerde bağımsız ısıtma tesisatı bulunmamakta, santral ve tesisat, tribün ara buharları ile ısıtılmaktadır. Atölye, idari idari binalar, sosyal tesisler, kullanma suları ile degazör, fuel oil ve motorin istasyon ve hatları, ham su tankları gibi ekipmanların ihtiyacı da bu ısıtma sisteminden karşılanmaktadır. Faaliyete uzun süreli ara verilmesi durumunda kolektör bölgelerindeki ve kazanların belli bölgelerindeki suyun tamamını boşaltmak mümkün olmadığından donma derecelerinde geri dönüşü olmayan ciddi risklerle karşı karşıya kalınmaktadır' ifadelerini kullandı.