Antika tutkusu sayesinde işlettiği kafe müzeye döndü

Elazığ'da kafe işletmeciliği yapan 50 yaşındaki Macit Kılıç, antika eşyalara olan merakından 43 yıldır topladığı yüzlerce eşyayı kafesinde sergileme kararı alınca kafe adeta bir müzeye döndü.

Antika tutkusu sayesinde işlettiği kafe müzeye döndü

Elazığ’da kafe işletmeciliği yapan 50 yaşındaki Macit Kılıç, antika eşyalara olan merakından 43 yıldır topladığı yüzlerce eşyayı kafesinde sergileme kararı alınca kafe adeta bir müzeye döndü.

Elazığ’da yaşayan ve önceden inşaat işçiliği yapan 4 çocuk babası Macit Kılıç (50), 2017 yılında bir kafe açmaya karar verdi. Bunun yanı sıra antika eşyalara olan merakı ile Kılıç, 1988 yılından 2007 yılına kadar aile içindeki ata yadigarı olan bütün antika eşyaları topladı. Hobi olarak başlayan antika merakı daha sonra tutkuya dönüşen Kılıç, piyasadaki antika eşyaları satın alamaya da başladı. Kılıç, zaman içerisinde terazi, Osmanlı takım koltuklar, eski saatler, taş plaklar gibi yüzlerce antika eşyaya sahip oldu. Kılıç, tüm topladığı ürünleri kafesinde sergilemeye başladı. Kafeye gelen ve adeta tarihin içerisinde çaylarını yudumlayan müşteriler, plaktan çalan eski şarkılarla ile nostaljik anlar yaşıyor.

Topladığı antika eşyaları ömrünün sonuna kadar koruyacağını belirten Macit Kılıç, “1988 ile 1989 yıllarında benim eski tarihi malzemelere, eski taş yapılı evlere merakım oldu. Bundan dolayı ben 2008 yılından bu yana eski malzemeleri toplamaya başladım. 2007 yılına kadar kendi malzemelerimi topladım. Hepsi eski olmakla beraber satın aldığım çok ürün oldu. 2017 yılında açmış olduğum kafede halkın görmesi için bunları sergiledim. Piyasadan topladım, satın aldım. Tabi halkın ve müşterilerin beğenisini kazandı. Müşteriler çok iyi karşılıyor. Gençler bilmiyor eskilerden anlamazlar, onlar belki biraz iyi karşılamıyor. Ama müşterilerimin geneli iyi karşılıyor. Topladığım eşyalardan terazi, Osmanlı takım koltuklar, eski saatler, eski taş plaklar var. Bazen taş plaklarımı açarım müşteriler geldiği zaman istiyorlar. Özellikle onların müşterileri vardır. Nostaljik eski taş plakları ve plaklarımı açıyorum dinliyorlar. Benim topladığım ürünler çok fazla olduğundan dolayı bayağı dışarıya İstanbul’a verdim” dedi.

“Benim için bu bir hastalık oldu”

Çocuklarının bu tür şeylere merakının olmadığını aktaran Kılıç, "Bende ailemden kalan çok eski bir tüfek ve saman üzerinden düğen var. Bir tane de patos kaldı. Müşteriler satın almak istiyor, ancak ben bunları satmıyorum. Ben ticaretini yapmıyorum. Merakım olduğu için topladım. Hediye etmiş olduğum tabi ki olmuştur. Düğün yapanlar gelip burada bahçede fotoğraf çekerler. İl dışından gelen veya dış ülkelerden gelen turistler buraya geldiği zaman benim dükkana da gelip mutlaka fotoğraf çekerler. Antika toplama merakım önceden hobiydi şimdi artık benim için bir tutku oldu. Ben ömrümün sonuna kadar bunları koruyacağım ve toplayacağım. Benim için bu bir hastalık oldu” diye konuştu.