- Haberler
- Genel
- ASİMED Başkanı Eğilmez: 'Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, Gürcistan, Ermenistan'ın yerini ABD, Rusya ve kısmen de Avrupa Birliği almıştır'
ASİMED Başkanı Eğilmez: 'Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, Gürcistan, Ermenistan'ın yerini ABD, Rusya ve kısmen de Avrupa Birliği almıştır'
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, Türkiye'nin sınır komşularının değiştiğini belirterek, Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, Gürcistan, Ermenistan'ın yerini ABD, Rusya ve kısmen de Avrupa Birliği'nin aldığını söyledi.
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, Türkiye’nin sınır komşularının değiştiğini belirterek, Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, Gürcistan, Ermenistan’ın yerini ABD, Rusya ve kısmen de Avrupa Birliği’nin aldığını söyledi.
ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, “Günümüzde herhangi bir devletin kendisine çok yakın coğrafyaları dahi tek başına şekillendirmesi mümkün değildir. Bugün ABD bile Pasifiği, Körfez’i, Ortadoğu’yu istediği şekilde idare edemiyor. Avrupa, bırakın dünyadaki gelişmelerde etkin rol oynamayı, kendi sorunlarını dahi yönetemiyor. Bütün bu kaosun içerisinde Türkiye, Asya, Avrupa ve Ortadoğu arasında stratejik köprü olarak en önemli jeopolitik ülke konumundadır. ABD ve AB’nin Türkiyesiz bir Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar ve Rusya politikasının olamayacağı tartışılmaz bir gerçektir” dedi.
“Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, Gürcistan, Ermenistan’ın yerini ABD, Rusya ve kısmen de Avrupa Birliği almıştır”
Değişen dünyada birçok açıdan önemli bir yeri olan Türkiye’nin sınır komşularının da değiştiğini ifade eden Eğilmez, “Komşularımız artık Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, Gürcistan, Ermenistan değildir. Bunların yerini doğumuzda, batımızda, kuzeyimizde ve güneyimizde ABD, Rusya ve kısmen de Avrupa Birliği almıştır. Eski komşularımızdan sadece İran yerini muhafaza etmektedir. Dolayısıyla Türkiye çok daha dikkatli, çok daha birlik içerisinde ve güçlü olmalıdır" diye konuştu.
Ukrayna-Rusya savaşından Türkiye’nin de etkilendiğini belirten Eğilmez, “Aynı I. ve II. Dünya Savaşları gibi önemli olaylar sonucunda çok defa yaşandığı gibi Rusya-Ukrayna savaşı da tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de ciddi şekilde etkilemiştir. Savaşın birçok alandaki olumsuz etkisinin yanında aynı zamanda Türkiye’nin bu süreçte izlediği barışçıl ve dengeli dış politika, kendisinin yeniden dünya gündeminde yer almasında etkili olmuştur. Bu noktada Türkiye’nin sorunun en başından itibaren taraflara itidal çağrısında bulunması, her iki ülkeye de eşit mesafede durması, Rusya’ya yönelik yaptırımlara dahil olmaması, insani koridorların açılması konusunda izlediği politikalar da dahil olmak üzere harcadığı çaba sadece bölge için değil tüm dünya için son derece önemlidir. Bu durum Türkiye’yi özellikle uluslararası ilişkilerde yeni bir döneme taşımıştır. Türkiye’nin arabuluculuk ve garantörlük rolünün ön plana çıkmasının yanında Ukrayna’daki milyonlarca ton tahılın Türkiye’nin çaba ve organizasyonu ile dünyaya servis edilmesi, Türkiye’nin bölgede ve dünyada giderek daha da önemli bir hale gelen stratejik konumunun ne kadar önemli olduğunun kanıtıdır. Sonuç olarak Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Türkiye’nin bölgede izlediği denge ve tarafsızlık rolünün uluslararası kamuoyundaki yansımalarına bakıldığında Türkiye açısından yeni bir sayfanın açıldığını söylemek yanlış olmaz” diye konuştu.
“Türkiye, tüm dünya için çok önemli bir aktördür”
Eğilmez, “Türkiye, konumu itibarıyla yeni komşuları Avrupa, Rusya ve ABD’den çok daha fazla Karadeniz, Kafkasya, Akdeniz, Afrika’nın kuzeyi ve Ortadoğu’daki stratejik dengelerle ilgilenmek zorundadır. Bugün dünya küresel güçlerin sebep olduğu sorunlara tanıklık ediyor. En son yaşanan gelişmelerde görüldüğü gibi yukarıda belirttiğimiz bölgelerde Türklerin hakimiyeti sona erdirdikten sonra ciddi stratejik bir boşluk oluşmuştur. Bölgede önce Selçuklu, sonra da Osmanlı’dan sonra mutlak egemen bir güç var olamadı, kısmen hakim olanlar da bölgeye barışı ve adaleti getiremediler veya getirmek istemediler. Türkiye sadece Ortadoğu’da değil Balkanlar, Kafkasya, Karadeniz, Akdeniz ve Orta Asya’da da göz ardı edilmemesi gereken önemli bir güçtür. Nitekim Türk Devleti’nin önce Fırat Kalkanı, sonra Zeytin Dalı, sonra da Barış Pınarı harekatlarında gösterdiği üstün başarı, ardından Libya ve Kafkasya’daki güçlü varlığı ve etkin rolü Türkiye’nin gücünü ve siyaset arenasındaki önemini bir kez daha tüm dünyaya kanıtlamıştır. Tarih bize stratejik konumun, bir ülkenin ve dolayısıyla bir milletin kaderini belirlediğini göstermiştir. Türk Devleti de mutlaka bunun farkında olmalıdır. Türkiye için bölgesel güç terimi yetersiz kalır. Çünkü Türkiye etrafındaki bölgelerin tamamında güçtür. ABD dışında hiçbir ülke, Türkiye kadar farklı coğrafyalarda rol sahibi değildir” ifadelerini kullandı.
“Tarih Türkiye’yi çağırıyor”
Türkiye’nin önemli bir aktör olduğunun kaydeden Eğilmez, “Türkiye özellikle son dönemde değişen ve gelişen yeni politikası çerçevesinde varisi olduğu Osmanlı Devleti’nin eyaletleri ve bugünkü Türk devletinin de doğal uzantısı olan bölgeleri tarihi sorumluluklarının bilinciyle, ulusal güvenliği açısından güçlü bir motivasyonla takip ediyor. Türkiye, ne köprü ne de tampon bir ülkedir. Türkiye önemli bir aktördür. Biz de özellikle değişen komşularımızı Türk kamuoyuna tanıtmak ve bir kere daha hatırlatmak için haritalar, dosyaları yayınlayıp Türk kamuoyunun bilgisine sunmaya çalışıyoruz” açıklamalarında bulundu.