Bakan Albayrak: 'Türkiye, yeni bir ekonomik modele geçiyor'

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 'Çok zor bir süreci milletimizin ve paydaşlarımızın direnci ve desteğiyle geride bıraktık. Oluşturulmak istenen tüm panik ve korku havasını dağıttıktan sonra artık kolları yeniden sıvıyoruz. Uluslararası piyasalara güven ve bu anlamda her türlü şeffaflıkla iletişim noktasında bu süreci yürütmeye devam edeceğiz. Bu yıl değişim için çok daha etkin bir şekilde sahada olacağız. Değişim tüm Türkiye olarak hepimizden başlıyor. Türkiye, yeni bir ekonomik modele geçiyor. Bunu tüm paydaşlar olarak anlamamız lazım. Bir üst lige çıkmak istiyorsak topyekün tüm paydaşlar olarak değişmek zorundayız' dedi.

Bakan Albayrak: 'Türkiye, yeni bir ekonomik modele geçiyor'

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Çok zor bir süreci milletimizin ve paydaşlarımızın direnci ve desteğiyle geride bıraktık. Oluşturulmak istenen tüm panik ve korku havasını dağıttıktan sonra artık kolları yeniden sıvıyoruz. Uluslararası piyasalara güven ve bu anlamda her türlü şeffaflıkla iletişim noktasında bu süreci yürütmeye devam edeceğiz. Bu yıl değişim için çok daha etkin bir şekilde sahada olacağız. Değişim tüm Türkiye olarak hepimizden başlıyor. Türkiye, yeni bir ekonomik modele geçiyor. Bunu tüm paydaşlar olarak anlamamız lazım. Bir üst lige çıkmak istiyorsak topyekün tüm paydaşlar olarak değişmek zorundayız” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Programı (YEP) 2020-2021-2022’nin lansman toplantısında açıklamalarda bulundu. Hazine ve Maliye Bakanlığı Maliye Yerleşkesi konferans salonunda Yeni Ekonomi Programı hakkında bilgi veren Albayrak, ‘Değişim Başlıyor’ mottosuyla çıkılan yolda tüm paydaşların değişimin öncüsü olması gerektiğini vurguladı. Enflasyonla mücadele hedeflerine ulaşmak için ithalatı frenlemeye yönelik adımlar atılması gerektiğini de söyleyen Albayrak, “Bu yıl bütçe dengesinde program hedefinin biraz üzerinde kaldık. Ekonomideki yavaşlama nedeniyle gelirlerimizin hedeflerimizin altında kalması bu sonuçtaki önemli faktörlerden birisi oldu. Ancak şunu özellikle vurgulamak isterim ki böylesi zor bir dönemde ekonomiyi desteklemek, cari açığı azaltmak, enflasyonla mücadelede hedeflerimize ulaşmak için özellikle ithalatı frenlemeye yönelik adımlar atmamızda kaçınılmaz. Önümüzdeki dönemde de gerek duyulduğunda üretime dayalı ekonomik dönüşümü finanse etmeliyiz. Bütçe imkanlarını yine gerekirse kullanacağız. Ancak bunları yaparken her halükarda bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3 limitinde ve bunun altında tutacağız. 2019’da bu manada bütçe açığını milli gelir oranında yüzde 2,9 oranında kapatmayı hedefliyoruz. 2020’de aynı oranı sürdürmeyi; 2021’de bu oranı 2,5’e, 2022’de ise bu oranı yüzde 1,5’e düşürmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda vergi adaleti sağlayacak; daha çok kazanandan daha çok, az kazanandan az vergi alınmasının önünü açacak ve gelirleri artıracak uluslararası uygulamaları örnek alan bir vergi reformları ile ilgili adımları da atmayı amaçlıyoruz. Kamuda giderleri azaltmaya yönelik güçlü bir politika setini uygulayacağız. KİT’lerin verimlilikleri artacak ve kamu maliyesinde yükler azalacak şekilde yeniden planlıyoruz. Kamu kaynaklarının kullanımının etkinliğini takip etmeyi kolaylaştıracak, şeffaflığı ve hesap verebilirliği kolaylaştıracak program bazlı performans esaslı bütçelemeyi Strateji ve Bütçe Başkanlığıyla birlikte inşallah hayata geçireceğiz. Mali açıdan sürdürebilirliği sağlamak ve kamu maliyesine olan yükü azaltmak amacıyla sosyal güvenlik sistemini güçlendirici politikaları hayata geçireceğiz. Vergi reformuyla birlikte vergi tahsilat performansımızı artırmak amacıyla hem insan kaynağı hem de organizasyon anlamında çok önemli değişiklikler yapıyoruz. Vergi denetimcilerimize sektör bazlı eğitimler veriyoruz. Farklı coğrafi bölgelerde vergi tahsilat performansını haftalık olarak takip etmemizi sağlayan bir sistem kurduk. İlaveten kamu yatırım harcamalarının ve teşvik programlarının etkinliğini artırıcı bir değişim programı başlattık. Geçtiğimiz sene sözünü verdiğimiz ’Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi’ kurumsallaştı. Bakanlığımız bünyesindeki Kamu Mali Yönetim ve Dönüşüm Genel Müdürlüğü olarak hizmete başladı. Kamu yatırım ve harcamalarıyla teşvik uygulamaların etkinliğini artırmaya yönelik çalışmaları sürdürüyor. Gerek yer, gerek orta vadeli mali planın hazırlanmasına ve uygulanmasına yönelik çalışmalar hem bakanlığımız hem de Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yakın işbirliği ve koordinasyon içerisinde yürütülüyor ve yürütülmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

“Ülkemiz için sürdürülebilir ve doğal büyüme oranı yüzde 5 olarak devam edecek”

Bakan Albayrak, 11. Kalkınma Planı’nda yer alan bazı alanların Hazine ve Maliye Bakanlığı ve YEP kapsamında da önemli olduğunu belirterek, “Tüm alanlardaki hedeflerimizle uyumlu, kazanımlarımızı riske atmayacak bir büyüme planlamasını da bu program çerçevesinde tamamladık. Büyümede geçtiğimiz sene YEP çerçevesinde koyduğumuz yüzde 2,3’lük hedefin biraz uzağında kalacağız. Özellikle ikinci çeyrekte yaşanan tekrar seçimle birlikte ötelenen ekonomideki bir çeyreklik büyümeye etkisini görmüş olduk. 2,3’lük hedefin altında kalmanın baz etkisini de dikkate alarak, 2020 yılının bir önceki yıldaki 3,5’luk rakamı düzenleyerek yüzde 5 büyümeyle başlayıp, program boyunca ülkemiz için sürdürülebilir ve doğal büyüme oranı yüzde 5’lik büyüme konusunda devam etmeyi hedefliyoruz. Başta enflasyon olmak üzere hedeflerimizde yakaladığımız başarı faizlerde ve risk primimizde düşüşü beraberinde getirdi ve 2020 yılında bu düşüş güçlenerek, artarak devam edecek. Ertelenen harcamaların devreye alınması ve sonrasında gelecek stokların artışıyla birlikte piyasalarda arzu edilen canlanma artarak devam edecek. Yılın ikinci yarısından itibaren de kapasite arttırıcı yatırımların başlamasını düşen faizlerle birlikte görmeye başlıyoruz. Yapılan çalışmalar sadece bu sürecin başlı başına yüzde 4’lük bir büyümeyi doğal seyrinde sağlayacağını gösteriyor. Proje bazlı yatırım, teşvik sistemi başta olmak üzere AR-GE, yenilikçilik ve teknolojik dönüşümle yüksek katma değerli ürünlerin üretimine ekstra destek vereceğiz. 11. Kalkınma Planı’nda yer alan kimya, ilaç, tıbbi cihaz, makine, elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları olarak belirlenen imalat sanayi sektörleri bakanlığımız olarak da Yeni Ekonomi Programı’nın ruhunda da öncelikli alanlarımız olacak” açıklamasını yaptı.

“Fiyat artışına sebep olmayacağız”

Şirketleri büyümeme yönünde teşvik eden düzenlemeleri revize edeceklerinin sinyalini veren Albayrak, “İvme, finansman paketi ve benzeri araçlarla cari açığın düşürülmesine katkı veren, katma değerlerin teknolojik üretim yapan firmaları ve projeleri öncelikle teşvik edeceğiz. Varlık fonu, petrokimya, madencilik ve yerli kaynağa dönük enerji alanları başta olmak üzere, özel sektör işbirlikleriyle tüm bu çerçevede sabit sermaye yatırımlarında daha etkin rol oynayacağız. Ayrıca kapsamlı olarak bir mevzuat taramasını bu süreçte başlattık. Şirketleri, büyümeme yönünde teşvik eden, büyümeden kaçındıran düzenlemeleri de gözden geçirerek düzenleyeceğiz. Büyümeyle ilgili çok kapsamlı çalışmalar yaptık. Farklı görüşleri dinledik ve yüzde 5’lik büyümeyle bütçeye baskı oluşturmayacak birikimin reel alanını da hesaba katarak fiyat artışına da neden olmayacağız” diye konuştu.

“Ekonomik alandaki toparlanmayla birlikte iş gücüne katılım ve istihdam alanlarındaki gelişmeyi göreceğiz”

İstihdam kaybının büyük kısmının inşaat sektöründe yaşandığını söyleyen Albayrak, “Beklenen kredi desteğinin olmaması, hedeflenen büyümenin altında kalmamız ve özellikle inşaat sektöründeki konut arz fazlası nedeniyle yoğun bir istihdam kaybının yaşandığı bu alanlarda beklediğimiz iyileşmeyi bu yıl göremedik. 2019 yılını yüzde 12,9’luk bir işsizlik oranıyla kapattıktan sonra 2020’de 11,8’e, 2021’de 10,6’ya, 2022’de de 9,8’e düşürmeyi hedefliyoruz. Ekonomik alandaki toparlanmayla birlikte iş gücüne katılım ve istihdam alanlarındaki gelişmeyi göreceğiz. Program dönemi boyunca istihdamdaki kişi sayısının yıllık ortalama 1 milyon 66 bin kişi artarak, işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesi sağlanacak. İstihdam teşviklerinin analizleri yapılarak, teşviklerin ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanmasını sağlayacağız. İstihdamda kredi şartlarının uygun hale gelmesi, inşaatta da talebin canlanmasını ve arz fazlasının azalmasını göreceğiz. Nitekim, son bir yıldaki istihdam kaybının yaklaşık 3’te 2’si inşaat sektöründen. Tamamlanmaya yakın yapıların bitirilmesinin desteklenmesiyle özellikle kısa dönemde bu alandaki istihdama olumlu bir katkı sunacağız” dedi.

“Orta vadede işsizlikle mücadele edeceğiz”

Tarımda sulama ve sera yatırımlarının destekleneceğini söyleyen Albayrak, orta yaş grupları, kadınları ve gençleri de istihdama katabilmek için projelerden bahsetti. Albayrak, “Tarımda sulama ve sera yatırımlarının desteklenmesiyle tarımda arzı artırmaya yönelik zamanında verilen uygun fiyat ve yapılan alımlarla tarımda da işsizliğin azalması sağlanacak. Bireysel tüketimin artması, uygun kredi şartları, stok yatırımlarıyla sanayi ve hizmet sektöründe ve turizm alanında istihdamı artıracaktır. Gençlerde istihdam piyasasında talep edilen mesleklere yönelik günümüzün özellikle çok popüler bir alanı olan kodlama ve benzeri alanlardaki hedef olan sertifika ve meslek edindirme programlarıyla maksimum genç istihdam edilerek bu rakamları da azaltacağız. Yapısal işsizlikle yeni eğitim sisteminin yetkinlik bazlı seçme yerleştirme, meslek seçimiyle ilgili, yeni mesleklere yönelik program ve yönlendirmeleri, orta yaş gruplar, kadınlar ve gençlere yönelik girişimcilik ve meslek kazandırma programlarıyla orta vadede işsizlikle mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Dolarizasyona dair tedbir setini devreye alacağız”

İstanbul Finans Merkezi’nin 2021 yılının sonuna doğru devreye gireceğini söyleyen Albayrak, “Programın son alanını finansal istikrar için devreye alacağımız politika setleri ve aksiyonlar oluşturuyor. Program dönemi boyunca finansal istikrarın güçlendirilmesi, tasarrufların artırılması öncelikli hedeflerin başında olacak. Bunun yanında finansal sitemin sermaye piyasası bacağını güçlendirmek için çalışacağız. Uygulanacak olan vergi, teşvik ve kamu finansman politikaları yoluyla ülke kaynakları cari dengeyi güçlendirecek yerli ve katma değeri yüksek üretime yönelecek. Bu hedefler doğrultusunda kredi kanallarının açılmasını sağlayacağız. Dolarizasyona karşı tedbir setini devreye alacağız. Bankalarımız için temiz bir sayfa başlangıcını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Artık gerçek meseleleri olan, finansman sağlama işine döneceklerini düşünüyoruz. Yılda 60 ile 100 milyar TL büyüklük sağlayacak tamamlayıcı emeklilik sistemi, sosyal tarafların mutabakatıyla kurularak özellikle sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketini devreye sokacağız. İstanbul Finans Merkezi’ni de 2021 yılının sonuna doğru devreye alacağız” şeklinde konuştu.

“Topyekun değişmek zorundayız”

YEP hakkında dönütlerin olumlu ve destekleyici olduğunu söyleyen Albayrak, Türkiye’nin bir üst lige çıkabilmesi için yeni programın tüm paydaşlarca benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Albayrak, “Geçtiğimiz sene bu zamanlarda YEP’i açıkladığımızda ayakları yere basan, sorunları doğru tespit ve teşhis etmiş, doğru politikaları öngören bir program yaptığımız şeklinde geri dönüşler aldık. Bugün bu çerçevede bu programa baktığımızda yeni bir başlangıca ‘Bismillah’ diyoruz. Çok zor bir süreci milletimizin ve paydaşlarımızın direnci ve desteğiyle geride bıraktık. Oluşturulmak istenen tüm panik ve korku havasını dağıttıktan sonra artık kolları yeniden sıvıyoruz. Uluslararası piyasalara güven ve bu anlamda her türlü şeffaflıkla iletişim noktasında bu süreci yürütmeye devam edeceğiz. Bu yıl değişim için çok daha etkin bir şekilde sahada olacağız. Değişim tüm Türkiye olarak hepimizden başlıyor. Türkiye, yeni bir ekonomik modele geçiyor. Bunu tüm paydaşlar olarak anlamamız lazım. Bir üst lige çıkmak istiyorsak topyekun tüm paydaşlar olarak değişmek zorundayız. Reel sektörümüzü ve bütün paydaşlarımızı ülkenin her yerinde bu bilinçle ulaşacağız” dedi.