Bakan Selçuk ve Bakan Pekcan'ın taktir ettiği öğretmen girişimciliğiyle Türkiye'ye örnek oldu

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın girişimciliği nedeniyle takdir belgesiyle onurlandırdığı ve bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra mesleği bırakan Goncagül Keloğlu, girişimciliğiyle Türkiye'ye örnek oldu. Öğretmenliği bıraktıktan sonra ilk olarak 3 yaşındaki oğlu için ahşaptan oyuncak yapımına başlayan Keloğlu, yaptıkları oyuncaklar kısa sürede ilgi görünce KOSGEB sayesinde kurduğu iş yerinde seri üretime başladı.

Bakan Selçuk ve Bakan Pekcan'ın taktir ettiği öğretmen girişimciliğiyle Türkiye'ye örnek oldu

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın girişimciliği nedeniyle takdir belgesiyle onurlandırdığı ve bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra mesleği bırakan Goncagül Keloğlu, girişimciliğiyle Türkiye’ye örnek oldu. Öğretmenliği bıraktıktan sonra ilk olarak 3 yaşındaki oğlu için ahşaptan oyuncak yapımına başlayan Keloğlu, yaptıkları oyuncaklar kısa sürede ilgi görünce KOSGEB sayesinde kurduğu iş yerinde seri üretime başladı.

30 yaşındaki 1 çocuk annesi Goncagül Keloğlu, 2012 yılında Konya Selçuk Üniversitesi El Sanatları Teknolojisi ve Nakış Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Mezun olduktan sonra çeşitli kurumlarda kısa bir süre öğretmenlik yapan Keloğlu, ‘üretmek, ülke için yararlı olmak da öğretmek kadar kutsaldır’ düşüncesi ile öğretmenliği bırakarak kendi işini kurmaya karar verdi. Kendi bilgisini eşinin ahşap bilgisi ile birleştiren Goncagül öğretmen, ilk olarak KOSGEB tarafından açılan girişimcilik kursuna katıldı. KOSGEB’in girişimcilik kursunu başarıyla bitiren Goncagül Keloğlu, hazırladığı proje sayesinde 50 bin liralık hibe desteği almaya hak kazandı. İlk zamanlarda büfeden bozma küçük atölyede üretim yapan Goncagül Keloğlu, KOSGEB’den aldığı hibe destek sayesinde hem iş yerini yeniledi hem de yeni makine ve ekipmanlar aldı. Keloğlu, aldığı hibe destek sayesinde atölyesine farklı bir görünüm de kazandırdı. Atölyesinde çocukların oynayabileceği alanlar da oluşturan Goncagül Keloğlu, çocukların televizyondan ve sosyal medyadan biraz daha uzaklaşarak kaynaşmasını sağladı. Goncagül Keloğlu, atölyesinde ayrıca isteyen öğrencilere kendi kazançlarını kendilerinin sağlamaları için baskı dersleri de vermeye başladı.

Çocuğuna piyasada çeşitli kanserojen maddeler içeren oyuncaklardan almak yerine makine başına geçerek ahşaptan oyuncaklar ve zeka oyunları yapan Keloğlu’nun oyuncakları kısa sürede beğenilerek ünü ülke sınırlarını aştı. Türkiye’de 40 vilayete, dünyada ise 8 ülkeye yaptığı ürünleri gönderen Goncagül öğretmen, Türkiye’nin önde gelen kadın girişimcileri arasında yer alarak tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Girişimci Kadınlar Yönetim Kurulu Üyesi de olan Goncagül öğretmen, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan tarafından Yılın Girişimci Kadını olarak örnek gösterilerek takdir belgesi ile ödüllendirildi.

“İnsanlara üreterek daha faydalı olabileceğimi düşündüm”

Birkaç yıl öğretmenlik yaptıktan sonra istediği şeyin aslında üretmek olduğunu ve insanlara üreterek daha faydalı olabileceğini düşündüğünü söyleyen Goncagül Keloğlu, “Ben yaklaşık 4 yıl önce çok küçük büfeden bozma bir atölyede başladım marangozluk işine. Atanamamış bir öğretmendim, el sanatları ve tasarım nakış öğretmenliğinden mezun oldum. Birkaç yıl öğretmenlik yaptıktan sonra istediğim şeyin aslında üretmek olduğunu, insanlara üreterek daha faydalı olabileceğimi düşündüm. 4 yıl öncesinde eşimin de büyük desteğiyle bir CNC aletiyle bu işe başladık. Yaptığım ürünleri internet ortamında satışını yapmaya başladıktan sonra çok büyük bir talebin oluştuğunu gördüm. İnsanlara gerçekten güven duygusu vermişim ki şuanda 40 ile ve 8 ülkeye ürün gönderiyorum” dedi.

Kafeye çevirdiği mahkeme salonunun eski bir tarihi mekan olduğunu ifade eden Keloğlu, “Burası çok eskiden mahkeme salonu olarak kullanılıyordu. Daha sonra yıllarca depo olarak kullanılmış, ben buraya hem baskı, workshoplarımı yapabileceğim hem çocuklara zeka oyunlarını oynatabileceğim hem de atölyemde beraber çalışabileceğim, yukarısına da hadi bir sohbet edelim, vakit geçirelim diyebileceğim ortam haline getirmek istedim. Gerçekten şuana kadar çok büyük talep gördü. Bir tarafta haftanın belli günlerinde workshoplar düzenliyorum, baskı etkinlikleri, nakış ve iğne etkinlikleri, bir tarafta da gençlerimiz için burada zeka oyunları yapıyorum. Çocuklarımızı da düşündüm, onlar için de ahşaptan oyuncaklar yapıyorum. Hepsi elimizin emeği ve hepsi doğal, hepsi sağlıklı” diye konuştu.

“Oğlum için yaptığım ahşap oyuncaklar beğenildi, şimdi ihraç etmeye başladım”

3 yaşındaki oğlu için ahşaptan oyuncaklar yapmaya başladığını anlatan Keloğlu, “İlk olarak ahşaptan oyuncak yapmayı bun 3 yaşındaki oğlum için başladım. Piyasadaki yurt dışından gelen ürünlerin hep kalitesizliğinden ve doğal olmayışından dolayı kendim tamamen doğal, cevizlerle kayınlarla oyuncaklar yapmak istedim. Çokta bu oyuncaklar beğenildi, oğlumda çok sevdi. Bu yüzdende Türkiye’nin şuanda her yerine toptan ve perakende olarak ürünler gönderiyorum” şeklinde konuştu.

“Tarihi mahkeme salonunu nostaljik bir kafe haline getirdim”

Tarihi mahkeme salonunu nostaljik bir kafe haline getirdiğini söyleyen Keloğlu, “Burasını gerçekten güzel, nostaljik, herkesin kendisinden bir şey bulabileceği bir ortam haline getirmeye çalıştım. Burasını bir kafe yaptım. Ama bildiğimiz bütün kafelerden farklı. ‘Biraz sizden, biraz bizden, biraz hepimizden aslında, biraz geçmişten, biraz bugünden’ diyerek ortaya karışık çok naif, nostaljik, güzel esintiler veren bir kafe haline getirdim. Şuana kadar gelen tepkiler bana çok güzel”

Bakan Selçuk ve Bakan Pekcan tarafından taktir belgesiyle onurlandırıldı

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın girişimciliği nedeniyle takdir belgesiyle onurlandırdığı Keloğlu, şöyle konuştu:

“Ben pes etmedim, atanamamış bir öğretmenken şuanda kendi işimin patronuyum. Kastamonu’ya Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk geldiğinde bana, ’Sen çok değerlisin’ dedi. Bu benim için çok büyük bir onur oldu. Çünkü ‘Sen atanamamış bir öğretmen olmana rağmen sen çok güzel işler başardın, sen Türkiye’nin hatta dünyanın farklı yerlerine ürün gönderiyorsun. Bu bizim için en büyük onurdur’ dedi. Gerçekten bu benim için çok daha fazla bir onurdur. Çünkü şuanda atanamamış binlerce öğretmen var, pes etmiyorlar, bir şekilde ellerinden gelen emekleri veriyorlar. Bu da bence benim en büyük onurum. Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan hanımefendi geldi. Özellikle hediyelerimi kabul etti. Kendisi benimle onur duyduğunu ve çok mutlu olduğunu belirtti. Gerçekten bunlar bir kadının yaşadığı en güzel duygulardır”

“Kumda kahvemi de yapıyorum, marangozhanemde oyuncağımı da yapıyorum”

Kumda kahvede yaptığını, aynı zamanda marangozhanede oyuncaklar yaptığına işaret eden Keloğlu, şunları kaydetti:

“Ben burada kadının gücünü her anlamda kafede, teşhirde, sanatta yani her yerde göstermeye çalışıyorum. Kahvemi de yapıyorum kumda, marangozhanemde yani atölyemde oyuncağımı da yapıyorum.”

Keloğlu, “Herkesi tarihi mahkeme kafeye Kastamonu’nun hakiki salebini içmeye, Kastamonu’nun dibek kahvesini kumda kahve olarak içmeye bekliyorum” dedi.