Boşanma süreci travmaya dönüşmeden çözülmeli
Türkiye'de yılda 130 bin civarında çiftin boşandığını belirten Uzman Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, çiftlerin bu sıkıntılı süreci bir travmaya dönüşmeden çözmeleri gerektiğini söyledi.
Türkiye’de yılda 130 bin civarında çiftin boşandığını belirten Uzman Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, çiftlerin bu sıkıntılı süreci bir travmaya dönüşmeden çözmeleri gerektiğini söyledi.
Medline Adana Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, yaptığı açıklamada istatistiklere göre ülkemizde yılda 130 bin civarında çiftin boşandığına işaret ederek, "Bu tablo ise bize her sene ortalama 250 binden fazla insanın yaşam şeklinin değiştiğini söylüyor. Üstelik bu rakamlara çocuklar dahil edilmiyor. Söz konusu sayıların yüksekliği boşanma olayının psikolojik olarak ele alınmasının önemini gösteriyor" dedi.
Boşanmaların kadın, erkek ve çocukları farklı şekillerde etkilediğini anlatan Psikolog Karaçiçek, "Hayatımızda bütün büyük değişiklikler sancılı olur. Burada mühim olan bunu gerçekten isteyip istemediğiniz ve buna ne kadar hazır olduğunuzdur. Boşanan çiftlerin bu sıkıntılı süreci bir travmaya dönüşmeden çözmeleri gerekir” diye konuştu.
"Boşanma da hayatın bir gerçeği"
Psikolog Karaçiçek, boşanma sürecinin çiftlerin hayatlarında yaşayabilecekleri en üzücü tecrübelerden birisi olduğunu vurgulayarak, "Ancak yaşanan sorunların boyutları ve derinliğine göre boşanma, kimi zaman verilmesi gereken en sağlıklı karar da olabilir. Burada esas önemli olan çiftin doğru bir karar verip vermediğinden emin olmaları, tüm çözüm yollarını denediklerini bilmeleri ve sonrasında pişmanlık duymamalarıdır” dedi.
Psikolog Karaçiçek, boşanmanın da evlilik kadar hayatın gerçeklerinden olduğunu hatırlattı.
"En doğru kararı çiftin kendisi verecektir"
Boşanmaya karar verildiğinde işe aile ve arkadaşların da karıştığını ancak bu kararın doğruluğu ile ilgili cevabın sadece ilgili bireyler tarafından verilebileceğini söyleyen Psikolog Karaçiçek, şunları kaydetti:
“Evlilikte sürekli mutsuz ve üzgün hissediyorken ‘Aman çocuklar mutsuz olmasın’ diye birlikteliği sürdürmeye çalışmak sağlıklı bir yol değildir. Mutsuz ve sorunlu bir evliliğiniz varsa, çocuklar bu süreçten daha olumsuz etkilenir. Siz pek öyle zannetmeseniz de çoğu zaman çocuklar bir şeylerin yolunda gitmediğinin zaten farkındadırlar.”
"Başka sorunlar ortaya çıkabilir"
Boşanmanın her iki taraf için çoğu zaman önemli problemleri de beraberinde getirdiğini ifade eden Psikolog Karaçiçek, “Bunlar genellikle yalnızlık duygusu, ekonomik sıkıntılar, toplumsal konumda değişiklikler, arkadaş ortamlarından uzaklaşmak, kendine olan güvenin yitirilmesi şeklinde olur" dedi.
"Acele kararlar almak sıkıntı oluşturur"
Bireylerin boşanmanın hemen ardından her şeyle birden ve aynı anda mücadele etmeye kalkmaması gerektiğini kaydeden Psikolog Karaçiçek, şöyle devam etti:
“Boşanmayı bir kayba benzetmek mümkündür. Bu kaybın yaşanması nedeniyle bir yas süreci olacaktır. Söz konusu dönemde alınacak kimi kararlar ise bireyin yeni hayatını şekillendirecektir. Moral bozukluğunun yoğun olduğu dönemde bu tarz davranışlar uygun değildir. Özellikle önemli kararları bir süre beklendikten ve duruma alıştıktan sonra almak daha doğru olacak."
"En fazla çocuklar etkileniyor"
Çocukların boşanmadan ebeveynlere göre çok daha fazla etkilendiklerini belirten Psikolog Karaçiçek, şunları kaydetti:
"Çocukluk her biri birbirinden farklı dönemlerden oluşur. Her yaşın ihtiyaçları ve algılamaları farklı düzeydedir. Her şeye rağmen çocuklar, anne-babalarının boşanmasının ardından bu durumu 2 sene sonra kabullenmeye başlarlar ve 6 yıl sonra durum artık normalleşir. Boşanan çiftin, karar aşamasından başlayarak her dönemde çocuklarına karşı açık ve dürüst olması önemlidir. Bu karar, çocuğa anne ve baba tarafından birlikte söylenmeli ve onun olaya tepki göstermesi doğal karşılanarak durumu hemen kabullenmesi beklenmemelidir. İlerleyen dönemlerde ise çocukta davranış sorunları oluşuyorsa mutlaka profesyonel bir destek alınmalıdır.”
"Yeni ilişkilerde kuralları siz belirleyin"
Boşanma sürecinin ardından bireylerin kendini iç dünyasına kapatıp yeni insanlarla tanışmaktan çekinmemesi gerektiğini söyleyerek sosyalleşmenin önemine değinen Psikolog Karaçiçek, “Yeni ilişkilerde sınırlarınızı ve kurallarınızı kendiniz belirleyin. İlişkilerde aceleci davranmayın, geçmişle kıyaslamayın. Eski eşinizin hayatınıza müdahale etmesine izin vermeyin. Çocuklarınızla mutlaka görüşün ve onlarla bolca kaliteli zaman geçirin. Bu durum hem size hem de çocuklarınıza duygusal açıdan iyi gelecektir” dedi.