Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Gümüşcü'den aile ve çocuklar için uzaktan eğitim önerileri

Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsünden Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Gümüşcü, 'Yetişkinlerin çocuklar için bu yeni duruma uygun rutin oluşturması önem taşımaktadır' ifadelerini kullanarak, aileler ve çocuklar için uzaktan eğitim sürecine uyumu kolaylaştıracak önerilerde bulundu.

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Gümüşcü'den aile ve çocuklar için uzaktan eğitim önerileri
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsünden Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Gümüşcü, “Yetişkinlerin çocuklar için bu yeni duruma uygun rutin oluşturması önem taşımaktadır” ifadelerini kullanarak, aileler ve çocuklar için uzaktan eğitim sürecine uyumu kolaylaştıracak önerilerde bulundu.

Yeni tip korona virüs salgını ile mücadele sürecinde başlatılan uzaktan eğitim kapsamında milyonlarca öğrenci evden derslere başladı. Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsünden Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Gümüşcü de aileler ve çocuklar için uzaktan eğitim sürecine uyumu kolaylaştıracak önerilerde bulundu.

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Gümüşcü, “Yaşamda rutinlerin olması herkesin kendini güvende hissetmesi açısından önemlidir. Günlük, haftalık, aylık olarak yapılacakların belirlenmesi ve yapılan programa bağlı kalınması yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de güven vericidir. Salgın sürecinde yaşanılan belirsizlik, bilinmezlikle oluşan kaygı durumu ve bunlara bağlı olarak alışkanlıkların bozulması hem yetişkinleri hem de çocukları önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle yetişkinlerin çocuklar için bu yeni duruma uygun yeni davranış kalıpları oluşturması önem taşımaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, bu rutini oluşturmak için ilk adımı atarak uzaktan eğitim sürecini başlatmıştır. Okulların bir süre kapalı olacağı ve uzaktan eğitimin sürdürüleceği bilgisi yeni bir rutindir” ifadelerini kullandı.

Ailelerin bu kapsamda nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatan Gümüşcü, “Bu noktada ailelerin uygulayacakları; çocuklarının akşam yatma ve sabah uyanma zamanlarının okul zamanında olduğu gibi olması, ders öncesi kahvaltılarını yaptırmaları, sonrasında uzaktan eğitim için düzenlenmiş mümkünse sakin, uyaranın az olduğu bir ortam organize etmeleri ve başlangıçta çocuklarının yanında olarak süreci izlemeleri olarak sıralanabilir. Ders süreleri, okul zamanı süresinden daha kısa olacağı için çocukların takip etmeleri de daha kolay olacaktır. Ders aralarında verilen kısa süreli molalarda çocukların bu süreyi telefon ve tablet ile geçirmemeleri tekrar derse adapte olmaları açısından önemlidir. Bunun yerine çocukların evin içinde dolaşmaları, hareket etmeleri bazı aralarda meyve ve kuruyemiş gibi atıştırmalıklar tüketmeleri sağlanabilir. Aileler çocuklara ders bitiminde neler yapabileceklerini açıklamalı, oyun için zamanlarının olduğunu belirtmeli ve düzenli olarak ödev kontrolü yapmalıdır” açıklamasını yaptı.

Çocukların uzaktan eğitim sürecini verimli geçirmeleri için dikkat edilmesi gerekenleri de sıralayan Gümüşcü, şunları kaydetti:

“Evde, okul düzeni devam ettirilmelidir. Çocuklar uykularını almış bir şekilde uyanıp, kahvaltı yaptıktan sonra derse başlamalıdır. Çocukların ders zamanlarına hazır olarak başlamaları için hangi dersi izleyeceklerse onunla ilgili ders materyalleri yanlarında hazır bulundurulmalıdır. Not almaları gerekiyorsa bunu nasıl yapacakları öğretilmelidir. Ders konularının özetleri tekrarlanmalıdır. Verilen ödevleri zamanında yapmaları önemsenmeli, molalarda ne yapacakları önceden belirlenmelidir. Yatağını toplama, masasını düzenleme, dişlerini fırçalama gibi ev kuralları düzenli olarak uygulanmalıdır. Çocukların uyku, beslenme ve fiziksel hareket dengeleri iyi sağlanmalıdır.”

Çocukların evdeki boş zamanlarının planlanmasının önemli olduğunu da vurgulayan Gümüşcü, “Çocukların evde ders dışı zamanlarının da planlanması, belli bir programı takip etmeleri, değişen bu duruma alışmaları açısından önemlidir. Anne babadan birisinin evde olduğu bu günlerde günü birlikte planlamak eğlenceli olacaktır. Beraber film izlemek, kitap okumak, spor yapmak, yeni bir yemek tarifi denemek, dolap düzenlemek, temizlik yapmak, evcil hayvan varsa bakımına yardımcı olmak, çiçek dikmek gibi aktiviteler eğlenceli olduğu kadar çocuklara sorumluluk veren ve karar verme becerilerini destekleyen aktivitelerdir. Bunların yanı sıra; çocukların rekabet duygularını törpülemek, kaybettiklerinde kazananı tebrik etmeyi öğretmek, grup oyunu oynarken işbirliğinin önemini vurgulamak, sıra beklemeyi ve yeni bilgiler öğrenmelerine yardımcı olmayı sağlamaları açısından; kızmabirader, bil bakalım kim, hızlı ve dikkatli, puzzle, sorumluluk takvimi, gibi kutu oyunları oynanabilir” önerilerinde bulundu.

Ailelerin sabırlı olması ve çocukların sorularını cevapsız bırakmaması gerektiğini belirten Gümüşcü, “Çocuklar ve aileler için farklı bir sürecin yaşandığı bu dönemde, gündemle ilgili olarak kaygı, üzüntü, korku, çaresizlik gibi duygular yaşanabilir. Çocukların bu yeni duruma uyum sağlayamaması ve olumsuz davranışları gözlenebilir. Ancak yaşanılan bu durumu kabul ederek, gerçekçi bir iyimserlik içinde olup, sorumluluk almaları ve çözüm odaklı yaklaşımlarla, sorunlarla baş etme becerilerinin gelişmesine yardımcı olunabilir. Çocuklar yeni olaylara karşı tepkilerini çevrelerini, özellikle de anne ve babalarını gözleyerek gösterirler. Bu nedenle ailelerin sevecen ve ilgili olmaları, haberleri çocuklarla birlikte izlememeleri ancak gündem ile ilgili kısa ve gerçek bilgileri onlarla paylaşmaları, haberlerdeki aşı geliştirme çalışmaları gibi olumlu noktalara odaklanmaları, çocuklar konuşmak istediklerinde onları dinlemeleri, sorularını cevapsız bırakmamaları önemlidir” ifadelerini kullandı.

Aileler ve çocukların bu sürecin olumlu yönlerine odaklanması gerektiğini kaydeden Gümüşcü, önerilerine şöyle devam etti:

“Yaşanılan süreçte plan yapmanın ve yeni bir rutinin öneminden bahsettik. Ama bu noktada unutulmaması gereken bir durum da salgın döneminde yapılan planların esnek olması gerektiğidir. Yaşadığımız dönem beklenmedik birçok duyguyu içinde barındırmaktadır. Bu yüzden planlamadaki aksaklıklar umutsuzluğa yol açmamalıdır. Aileler ve çocuklar bu durumu geçici olarak görmeli ve bu zamanların olumlu yönlerine odaklanmalıdır. Uzaktan eğitim gibi her zaman yapılmayan bir uygulamanın deneyimlenmiş olması, aile olarak birlikte yapılacaklar listesi çıkartılıp bunların hangisinden en çok keyif aldıklarının konuşulması, aile bireylerinin birbirlerini daha iyi tanımaları için fırsat olarak görülebilir. Çocuklarda teknolojinin kullanımı her dönemde olduğu gibi bu süreçte de sınırlı ve ebeveyn gözetiminde olmalıdır. Son olarak evde herkesin ayrı zaman geçirmeye de ihtiyacının olduğu önemsenmeli, bu süreçten herkesin farklı kazanımlarla çıkacağı düşüncesine inanılmalı ve çocukların hayal kurmaya devam etmesi desteklenmelidir."