Dicle'de doğa harikası kanyon keşfedilerek turizme kazandırılmayı bekliyor

Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde doğa harikası kanyon, keşfedilerek turizme kazandırılmayı bekliyor.

Dicle'de doğa harikası kanyon keşfedilerek turizme kazandırılmayı bekliyor

Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde doğa harikası kanyon, keşfedilerek turizme kazandırılmayı bekliyor.

Bölgeye huzur ve güven ortamının hakim olmasıyla doğal güzellikler bir bir gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum olarak atanan Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanının kentte hizmet ve yatırımları devam ederken, huzur ve güveni yaşayan bölge insanı tarihi yapıtlarla dolu doğa harikası yerlerin turizme kazandırılmasını istiyor. Dicle ilçesinde yaklaşık 70 kilometrelik kanyon da keşfedilmeyi bekliyor. Yeşil ve mavinin buluştuğu doyumsuz manzarası, temiz ve bol oksijenli havasıyla görenleri kendine hayran bırakan, tarihi mekanlarıyla, yürüyüş yollarıyla, barajıyla ziyaretçilerine hoş bir vakit geçiren kanyon turizme kazandırılmayı bekliyor. Doğa harikası kanyon Dicle ilçesindeki Kral Kızı Barajı’ndan başlayıp, Eğil kıyısından Dicle’ye bağlı kırsal Değirmenli Mahallesi’ne kadar uzanıyor.

Kanyonunun turizme kazandırılmasını istediklerini belirten kırsal Pekmezciler Mahallesi sakinlerinden Halil Baytok, “35 yıldır Dicle’nin en güzel tarihi yerlerinde bulunmaktan gurur duyuyorum. Buraya her zaman gönül huzuruyla gelip resimleri alıyorum. Burada Kral Kızı bir anıtımız var. Kral kızı buradan sevdiği için kralından kaçıyor. Kaçtıktan sonra kral emir veriyor. Askerleriyle birlikte onu kovalıyorlar. Kral kızı arkasına dönüp bakıyor ki, askerler tam yaklaşmışken Allah’tan bir dilekte bulunuyor ’Allah’ım sen beni taş eyle’ diye ve Allah onları taş ediyor. O gün bugündür bize anlatılan, kulaktan kulağa gelen bir Kral Kızı anıtımız var. İsmi de Kuma Kral diye geçiyor. Kum anıt demek, yani heykel şeklinde bir şey demek. Tabii daha arka bölümlerde de asker figüründe, peri bacaları gibi taşlaşmış insanlar var. Çok güzel şeyler var. Arkamda gördüğünüz yapıtlarsa çok eski uygarlık, yani tarihi bilinmemekle birlikte binlerce yıl önce burada yaşayan insanlar burada kendilerine ev yapmışlar. Kayadan oyma evler, merdivenler var. Burası keşfedilmeyi bekleyen tarihi yer. Bir doğa cenneti. Çok güzel bir yer. İnsan figürlerinde anlatılacak şekilde iki insan yüzü var. Ayrıca insan kafası heykeli de var. Çok güzel yerlerimiz, kaynak sularımız da var. Biz bu konuda ilgili bütün yetkililerden buraya el atmalarını, burayı daha güzel bir yer haline getirmelerini istiyoruz. Çok güzel doğa cenneti, çok güzel tarihi manzaralar, çok güzel yerlerimiz var. İnşallah bunu devletimizle, milletimizle, yetkililerimizle burayı kontrol altına alabiliriz” dedi.

Vatandaşların kanyona gelerek güzel vakit geçirmelerini istediklerini ifade eden Halil Baytok, “Arkada gördüğünüz tarihi taş yapıt, eski uygarlıklarla ilgilidir. Asur dönemlerinden daha öncedir. Müslümanlar burayı fethetmeye geldikten sonra tam bu kayalığın üstündeki arka tarafta çok eski bir cami vardır. 1200’lü yıllarda yapılmış. Müslüman olarak mezar taşlarımız da vardır. Bir köy Müslüman olarak buraya yerleşilmiş. Ama Müslümanlardan önce de taş devrinde kalma oyma evler, merdivenler, hamamlar olduğunu görmüşüz. Sürekli kuruma altına alınması için elimizden geleni yapmışız ama gene de tarihtir. Koruma altına alındıktan sonra inşallah burası daha da güzel bir çevreye kavuşur. Bir de 70 kilometre kanyonumuz var. Dicle Kral kızından başlayıp Değirmenliye kadar 70 kilometre bir kanyon var. Kanyonlarda hepsinden Eğil’den geçiyorsun. Her yer tarihi yerler. Hepsi tarihi dokularla örülü çok güzel yerlerimiz tüm milletimize, insanlarımıza, vatandaşlarımıza hem buraya gelmelerini, hem burayı görmelerini ve hem burada güzel bir vakit geçirmelerini isteriz” şeklinde konuştu.

Doyumsuz manzaraya sahip alanda çeşitli tatlı su balıklarının da olduğunu kaydeden Baytok, “Değerli dostlarımız, değerli halkımız, değerli Türkiye vatandaşlarımız, burası doğal güzellikleriyle çok güzel bir kanyonumuz. Hem doğa yeşilliğiyle, hem suyuyla, berrak içilebilecek şekilde tertemiz, hiçbir kanalizasyon girmeden, el değmeden çok doğal, temiz bir kanyonumuzdur. Burada tarihi yerlere hiç kimsenin yıpratmaması için kadar önem veriyoruz ki, elimizden geleni bugüne kadar yapmışız. Dedelerimizden, atalarımızdan bize kalan mirastır. Bu miras biz hem korumak için hem de yetkililerden yardım etmek için burada doğ yürüyüşleri, tarihi yerleri göstermek için, insanlarımızın buraya gelmesi için, temiz bir hava, temiz bir oksijen almaları için buralar çok önem veriyoruz. İnşallah bundan sonra daha güzel şeyler yaşayabiliriz. Burada yetişen kuş türlerimiz vardır. Burada çok güzel balıklarımız da vardır. Kaya balıkları çıkıyor buradan, sazan balığı da var burada. Gördüğünüz gibi bugün tarihi yerlerimizi, dokularımız anlattık ama buradaki doğal güzellikleri anlatırken burada balık türlerimizden bahsetmiştik. Tabii ben de satmak niyetinde olmadığım için balıkları yakalayıp böyle eş, dostlara bazen hediye olarak gönderiyoruz, bazen biz yiyoruz” ifadelerini kullandı.