Dünyada mutluluğu bulamayanların dijital dünyası 'Metaverse'

Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, son günlerin en popüler tartışma konusu Metaverse'nin neden olabileceği olumsuzluklara değinerek dünyada kaosa neden olabileceğini söyledi.

Dünyada mutluluğu bulamayanların dijital dünyası 'Metaverse'

Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, son günlerin en popüler tartışma konusu Metaverse’nin neden olabileceği olumsuzluklara değinerek dünyada kaosa neden olabileceğini söyledi.

Dünyanın karşı karşıya bulunduğu en büyük tehditler arasında gösterilen dijitalizmle ilgili tespit ve çıkışları ile dikkat çeken Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, son günlerin en çok konuşulan gündem maddelerinden birisi olan “Metaverse” konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Tuncay Dilci, Metaverse’yi evren ötesinde tasarlanmış yeni bir dünya düzeni olarak tanımlayıp, “Metaverse, şu anda üzerinde en çok konuşulan korulardan bir tanesi. Evren ötesinde tasarlanmış yeni bir Dünya’yı ifade etmektedir. Metaverse kavramı içerisinde olumsuz gelişmelere paralel olumlu, insanı gerçek hayattan uzaklaştıran yönler de mevcuttur. Popüler bir kavram gibi görülse de insanlığı, sanki orada olmamız gerekiyormuş gibi bir dayatmadan da bahsedilebilir. Bu yönde bir algı geliştirilmek isteniyor” dedi.

Dünyada mutlu olamayanların dünyası

Dilci, Metaverse’nin dünyada mutluluğu elde edemeyenlere dönük bir yaşam sunduğunu ifade edip, “Metaverse, Covid-19 ne ise arka planda insanlığı gerçek hayattan uzaklaştırarak evlerde hapsetmenin sonucu olarak ekran içerisinde bir yaşam biçimine zorlama, ileri aşamasında gıda dışında beslenme, insana ait özelliklerin, sosyo-kültürel faaliyetlerin yaşandığı, bu dünyada mutlu olmayan insanlara dönük bir yaşam alanı sunması bakımından önemli” dedi.

“Metaverse bir oyun değil”

Dilci, Metaverse’nin bağımlılık yapan dijital oyunların çok daha ötesinde farklı bir dünya düzeni olduğunu vurgulayıp, “Metaverse, her şeyden önce bir oyun değil. Dijital bağımlılık kapsamında biz oyunu sadece dijital dünyadaki şekli ile insanların sadece hipnotik tekniklerle sanal bir dünyada etkileşim içerisinde olması ve kendisini kaybetmesi olarak yorumluyoruz, ama burada oyunun ötesinde yeni bir dünya düzeni tasarlama ve yeni bir yaşam biçimi organizasyonu, dijital, sanal, uçsuz bucaksız, şu anki algılarımızın ötesinde yeni bir evren algısından bahsedebiliriz” dedi.

“Yeni bir toplumsal değişimin başındayız”

Metaverse’yi yeni bir toplumsal değişimin başlangıcı olarak değerlendiren Dilci, “Sosyolojik anlamda toplumu yeni bir dijisist yaşam biçimine doğru yönlendirme bu anlamda yeni bir kimlik kazandırma, yeni bir yaşam biçimine fırsat veriyoruz şeklindeki yönlendirmelerle değer yargılarında değişmeler ve bağımlılığın yaşam biçimine dönüşmesi şeklinde de ifade edebiliriz. Yani yeni bir toplumsal değişimin başındayız diyebiliriz. Metaverse, kavramının içerisinde psikolojik etkilenmeler de söz konusu. Normal hayatta acı çeker veya bir şekilde asosyal kişilikler, toplumsal entegrasyonu sağlayamamış, gerçek yaşamdan uzaklaşmış kişilerin sığınma limanını oluşturabilecek bir alan ihtiva etmektedir. Bu açıdan Covid ile ortaya çıkan yalnızlaşma ve yabancılaşma ve gerçek dünyadan uzaklaşma sunumunun bir nevi hayata geçirilmesi ve sanal dünyaya insanları hapsetme durumudur.” dedi.

“İnanç sisteminde tahribata yol açar”

Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, oluşturulmak istenen bu dijital sistemin inanç sistemini ve inançlara bağlı değerlerde tahribata neden olabileceğini dikkat çekerek şunları söyledi:

“Psikolojik manada inanç sistemlerini tehdit edecek bir takım içerikleri de barındırmaktadır. İman ve itikat, dijital dünyanın yerlilerinde algı tahribatına neden olacak. İnanç boyutunda sapkınlık veya saptırmalara, Allah kavramını farklı bir boyutta sunma şekli ile kafa karışıklığına ve inanç sisteminde tahribat oluşturarak yeni bir inanç biçimine zorlayacak bir durum söz konusu. İman ve itikat anlamında inanç sisteminin tahrip olması ile birlikte değer yargıları da zedelenecektir. Örneğin; dinimizde var olan yardımlaşma, zekat, ibadet kavramları üzerine yeni tartışmalar ortaya koyacaktır. Dolayısıyla meta adı üstünde tamamen materyalist bir yaşam biçimini sanal dünyadaki kazanımlara indirgenmiş materyalist yaşam biçimini dayatacaktır. Bu yönüyle hemen arkasından ekonomik anlamda da içtimai hayatta yeni fırsatlarda getirecek fakat beraberinde gerçek dünyadan kaçışlar ve uzaklaşmalarla beraber sermaye neredeyse yer değiştirerek sanallaşacaktır. Dolayısıyla istihdam ve yeni para kazanma imkanlarıyla zaman, mekan kavramı ortadan kalkmış olacak. Bu zamanın ulus devletleri üzerinde oluşturacağı metaverse tasarımları ve sunumları özellikle yönetim, hükümetler ve halk arasında tüm dünyada var olabilecek kaos ve kargaşa durumu söz konusu olabilir.”