Gazeteciler canları pahasına Gazze'yi terk etmeyip, soykırımı aktarmaya çalışıyorlar

Malatya'da eski Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde toplanan hekimler ve sağlık çalışanlarının buradan düzenledikleri yürüyüş, Kernek Karagözlüler Camii bahçesinde son buldu.

Gazeteciler canları pahasına Gazze'yi terk etmeyip, soykırımı aktarmaya çalışıyorlar

Gazze'de şimdiye kadar şehit edilen gazetecilere dikkat çeken hekimler ve sağlık çalışanları, "Biz mücahit olmak sadece cephede savaşmak diye biliyorduk ama Gazze bize mücahit doktorların, sağlık çalışanlarının, öğretmenlerin gazetecilerin ve ismini sayamadığımız daha birçok meslek grubunun olduğunu gösterdi" diye belirttiler.

Hekimler ve sağlık çalışanları, Gazze'de devam eden soykırıma karşı düzenledikleri "sessiz yürüyüş" eylemlerini 61'inci haftada da sürdürdü.

Malatya'da eski Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde toplanan hekimler ve sağlık çalışanlarının buradan düzenledikleri yürüyüş, Kernek Karagözlüler Camii bahçesinde son buldu.

Basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan Prof. Dr. Ahmet Selim Özkan, "Dün 10 Ocak Dünya Gazeteciler Günü'ydü. 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 200'ün üzerinde gazeteci hayatını kaybetti. Savaşta gazeteciye dokunulmaz, savaşta çocuğa dokunulmaz, kadına dokunulmaz. Savaşta hastaneye, doktora, sağlık çalışanına dokunulmaz idi. Bunu söyleyen Batı idi. Bunu ortadan kaldıran yine Batı aklı oldu. O yüzden Batı'nın aldatmaları, Batı'nın dünya insan hakları günü, çocuk hakları günü, kadın hakları günü aldatmacalarının bugün tarihin çöplüğüne gittiğini gördüğümüz gündür. Gazeteciler dışında sağlık çalışanları ve hekim kardeşlerimiz ne yazık ki Gazze'de şehit oluyor" dedi.

Daha sonra topluluk adına basın açıklamasını, Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisi Mehmet Sinan Kılınç yaptı.

"Zulme karşı elinden ve dilinden geleni esirgemeyenlere selam olsun!"

Gazze halkına ve sağlık çalışanlarına selam göndererek açıklamasına başlayan Kılınç, "Selam olsun canlarıyla, kanlarıyla vatanlarında kalmanın ve özgürlüğün bedelini ödeyen izzet sahibi, civanmert Gazze halkına! Selam olsun şehadet rüyasıyla, ölüm pahasına mesleklerinden vazgeçmeyen Gazze’nin şeref ve haysiyet timsali hekim ve sağlık çalışanlarına! Selam olsun zulme karşı elinden ve dilinden geleni esirgemeyen, kararlılıkla protestolara ve boykota devam eden vicdanlı insanlara!" dedi.

"7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde şehit edilen gazeteci sayısı 203 oldu"

Kılınç, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde Gazze'de yaşanan bir saldırıyı hatırlatarak, "Dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde, işgal ordusu, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat bölgesindeki El-Cedid'de, çok sayıda gazetecinin bulunduğu alanı kuşattıktan sonra buradakileri hedef aldı. Bir evden sedyede yaralı bir kişinin yardım görevlileri eşliğinde hızla taşınmaya çalışıldığı sırada, yakınlarında bulunan Anadolu Ajansı'nın (AA) Gazze'deki serbest kameramanı Said Ebu Nebhan, ekipmanlarıyla haber takibi yaparken, siyonist işgalciler tarafından uzun namlulu silahla hedef alındı. Ebu Nebhan'ın şehit edilmesiyle, siyonist işgal rejimin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şehit edilen gazeteci sayısı 203 oldu.

Kılınç, işgalci siyonist rejimin, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi'nde yaptığı katliamlarda 17 bin 841'i çocuk, 12 bin 298'i kadın olmak üzere şehit sayısının 46 bin 537'e, yaralıların sayısı ise 109 bin 571'e yükseldiğine dikkat çekti.

"Gazeteciler de diğer meslek grupları gibi canları pahasına Gazze'yi terk etmedi "

"Gazeteciler de diğer meslek grupları gibi canları pahasına Gazze'yi terk etmedi ve şehit olma pahasına yaşatılan vahşet, katliam ve soykırımı bizlere aktarmaya çalıştılar." Diyerek devam Kılınç, "siyonist çetelerin gazetecileri katledilmesinin asıl sebebi, yaptıkları soykırımın üstünü örtmek, yani kamuoyuna aktarılmasını engellemekti. Biz mücahit olmak sadece cephede savaşmak diye biliyorduk ama Gazze bize mücahit doktorların, sağlık çalışanlarının, öğretmenlerin gazetecilerin ve ismini sayamadığımız daha birçok meslek grubunun olduğunu gösterdi." dedi.

"Gazze'deki sağlık krizini büyük bir endişe ve öfke ile takip etmekteyiz"

Gazze'deki dehşet verici ablukanın 463. gününde olduklarını belirten Kılınç, "Bugün, 11 Ocak 2025. Gazze'deki dehşet verici ablukanın 463'üncü gününde, sessiz yürüyüşümüzün 61'inci haftasında bildirimizi okumak için toplanmış bulunuyoruz. Bizler, memleketimizin dört bir yanında görev yapan hekim ve sağlık çalışanları olarak Gazze'deki sağlık krizini bir yılı aşkın bir süredir büyük bir endişe ve öfke ile takip etmekteyiz," ifadelerini kullandı.

"450 günü aşkındır kardeşlerimizin mazlumluğuna şahit olmaktayız"

Kılınç, Gazze'deki saldırıların insani yardım girişi ve dağıtımına engel olduğuna, kasten organize edilmiş bir kıtlığa sebep olduğuna ve sağlık sisteminin sistemli saldırılarla yerle bir edildiğine tanık olduklarını belirterek, "Gazze'nin her yerinde; insansız hava araçlarıyla, keskin nişancılarla, hava ve kara bombardımanıyla; sivil çocuklara, kadınlara ve erkeklere yönelik katliamlar gerçekleştiriliyor. Yüzde 70'i kadın ve çocuklar olmak üzere 46 binden fazla insan israil saldırılarında hayatını kaybetti. Yerleşim alanlarının kasıtlı olarak yok edildiğine şahit olduk. 450 günü aşkındır evlerinden sürülen, güvencesiz koşullar altında yaşamaya zorlanan kardeşlerimizin mazlumluğuna şahit olmaktayız" diye kaydetti.

"Uluslararası kamuoyunu ve devletleri israil üzerindeki baskıları arttırmaya davet ediyoruz!"

Geçtiğimiz hafta işgal askerleri tarafından alıkonulan Dr. Hüsam Ebu Safiyye'den halen bir haber alınamadığını belirten Kılınç, "Hekimler olarak vakarlı ve onurlu duruşuyla direnişin sembollerinden biri olan Dr. Hüsam'ın serbest bırakılması çağrımızı yineliyoruz. Uluslararası kamuoyunu ve devletleri bir kez daha israil üzerindeki baskıları arttırmaya davet ediyoruz!" dedi.

"Bu soykırıma seyirci kalacak değiliz!"

Kılınç, soykırımın sonuçlarının önlenmesi ve iyileştirilmesinde sağlık sisteminin, hastanelerin ve sağlık çalışanlarının rolünün büyük önem arz ettiğini vurguladı. "Sağlık çalışanları ve sağlığı koruyanlar olarak değerlerimiz, en az teknik becerilerimiz kadar önemlidir. Bu soykırıma seyirci kalacak değiliz! Bu nedenle memleketimizin her tarafından yükselen seslerimizi; sivillerin hedef alınmadığı, güvenli koşullarda çalışabilmeyi talep eden Gazze'li meslektaşlarımızın sesleriyle birleştiriyoruz" ifadelerini kullandı.

"Acil bir şekilde kalıcı ateşkes sağlansın!"

Kılınç, uluslararası toplumu, devletleri ve ilgili yönetimleri Gazze halkına karşı yapılan soykırım ile ilgili bir kez daha uyararak, "Acil bir şekilde kalıcı ateşkes sağlansın! Gazze'deki abluka kaldırılsın! İnsani ve tıbbi yardımların ve tıbbi yardım sağlayacak heyetlerin Gazze’ye girişi sağlansın! Hastanelere yönelik saldırılar durdurulsun! Sağlık tesisleri ve sivil altyapı korunup tahrip olanlar yeniden inşa edilsin!" dedi.

"Herkesi bu apaçık zulme karşı her şeyi yapmaya ve özellikle boykota davet ediyoruz"

Son olarak, Kılınç, Gazze halkının yaşamını korumaya yönelik uluslararası bir siyasetle, İsrail'e yönelik somut siyasi ve iktisadi yaptırımlar yoluyla bu sonuçlara ulaşılabileceğini belirtti. "Bizler tüm toplumların ve devletlerin üzerine düşen görevi yapmasını bekliyoruz; herkesi bu apaçık zulme karşı elinden, dilinden gelen her şeyi yapmaya ve özellikle boykota davet ediyoruz. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sabırla ve azimle, zulme karşı duranlar olacağız!" ifadelerini kullandı.