- Haberler
- Özel Haber
- HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Zengin: 'Ordu'da üniversite öğrencisi kızımızın uğradığı bıçaklı saldırıyı kınıyoruz'
HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Zengin: 'Ordu'da üniversite öğrencisi kızımızın uğradığı bıçaklı saldırıyı kınıyoruz'
HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, 'Ordu'da üniversite öğrencisi kızımızın uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntümüzün büyük olduğunu belirtiyor, bu insanlık dışı vahşeti kınıyoruz. İnsan onuruna yakışır hayat herkesin hakkıdır' dedi.
HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, “Ordu’da üniversite öğrencisi kızımızın uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntümüzün büyük olduğunu belirtiyor, bu insanlık dışı vahşeti kınıyoruz. İnsan onuruna yakışır hayat herkesin hakkıdır” dedi.
HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 85’inci yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Zengin mesajında, “Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıl dönümü. 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü, tüm dünyada kadınların daha insanca yaşama isteğini dile getirdikleri bir mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmaktadır. Bu anlamlı gün kadın sorunlarının gündeme getirilmesi, bu konuda bir farkındalık yaratılması ve çözümler bulunması yolunda önemli bir gündür. Çağdaş, demokratik, ileri bir toplum için kadınların güçlendirilmeleri, etkinlik alanlarının genişletilmesi, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk vb. alanlarda eşit fırsat ve olanaklardan yararlanmalarının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Kadınların kendi hakları uğrundaki mücadeleleri daha eşitlikçi bir toplum yaratılmasını sağlamak ve buna bağlı olarak da toplumun bütünü açısından demokratik bir anlam taşımaktadır. Bundan tam 85 yıl önce 5 Aralık 1934’te anayasamızda ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle Türk kadınları milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşmuşlardır. Diğer birçok batılı ülke ile kıyaslandığında Türk kadını seçme ve seçilme hakkını çok erken denebilecek bir tarihte kazanmıştır. Bu kararın ardından 1935 yılında yapılan seçimlerde 18 kadın vekil Meclise girmiştir. Bu rakam o dönem için yüzde 4.6’lık bir temsil oranı demektir. Ülkemizde 2019 yılına geldiğimizde 103 kadın milletvekili bulunmaktadır. Bugün ise Mecliste kadın temsil oranı yüzde 17.3’tür ve bakanların yüzde 12,5’i kadındır. Kadın ve erkeğin eşit yurttaş mücadelesinde gelinen noktada önemli yol katedilmişse de bugün nüfusumuzun 49,8’i kadınlardan oluşmasına rağmen kadınlarımızın fiili olarak ‘eşit yurttaş’ olamadıkları açıktır. Fırsat eşitliğinin sağlanamaması, kadın istihdamın arttırılmaması, siyasi karar alma mekanizmalarının içinde kadının yeterince yer alamaması, kadının insan haklarının ihlaline devam edilmesine neden olmaktadır” dedi.
Anadolu işgal altındayken düşman eli değmemiş Kastamonu’da 3 bin kadının işgalcilere karşı miting düzenleyerek Türk kadınının gücünü gösterdiğini hatırlatan Zengin, “Bundan tam 100 yıl önce Anadolu’nun büyük bir bölümü işgal altındayken düşman eli değmemiş birkaç ilimizden birisi olan Kastamonu’da 3 bin kadın bir miting düzenleyerek bu işgali Türk kadınları olarak tanımadıklarını tüm dünyaya duyurmuşlar ve gerekirse vatanı kurtarmak için kendilerinin de cepheye gideceklerini ifade etmiştir. 10 Aralık 1919 yılında bu eylem ’ilk Türk kadın mitingi’ olarak tarihe geçmiştir. Millî Mücadele’ye Türk toplumunu hazırlayan mitinglerdeki kadın faaliyetleri, 1919 yılı boyunca sürmüştür ve mitinglere büyük ölçüde kadınların katılımı olmuştur. Türkiye nüfusu 1913 yılında 16,5 milyon seviyesindeyken, 1927 yılına gelindiğinde nüfus 2,6 milyon düşerek 13,9 milyona gerilemiştir. Kadınlar ve çocuklardan oluşan bir ülke. Bir ülkeyi yeniden kalkındıran, var eden kadınlarımız. Onların o günkü ruh halini, bağımsızlık aşkıyla yanan yüreklerini hiçbir zaman unutmamamız ve unutturmamamız, gelecek nesillere aktarmamız gerekmektedir. Dünyada kadın istihdamı Sanayi Devrimi, Fransız devrimi gibi ekonomik nedenlerle oluşurken, ülkemizde savaş sonrası oluşmuştur. Kadınlarımız ülkesini ayakta tutmak için hayatın her alanında var olmuşlardır. Bizler biliyoruz ki, kadın gücünü yüreğinden alır. Yürekli bir kadını ne savaş durdurabilir ne ayrımcılık ne yoksulluk ne de felaketler! Kadınlarımız bilge olmak, güçlü olmak ve fikirleriyle var oluşun içinde yer almak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Zengin, Ordu’da kadına yönelik cinayetlerin sonuncusu olan Ceren Özdemir cinayeti hakkında da açıklamalarda bulunarak, “Haklarda eşitsizlik, kaynaklarda eşitsizlik, ekonomik faaliyet alanında eşitsizlik, sağlık ve bağlantılı hizmetlere erişebilmede eşitsizlik, şiddet kadınlarımızın yaşadığı sorunlardan sadece birkaçı. Ordu’da üniversite öğrencisi kızımızın uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntümüzün büyük olduğunu belirtiyor, bu insanlık dışı vahşeti kınıyoruz. İnsan onuruna yakışır hayat herkesin hakkıdır. Bunun için kadınların fıtratın farklılığı hakların eşitliği perspektifinde, haklarını tam ve eksiksiz olarak kullanmaları sağlanmalıdır. Gelin kadınların hayat şartlarının iyileştirilmesi ve çalışma şartlarının kolaylaştırılması yönünde seferber olalım. Bizler, HAK-İŞ olarak kadına dair her konuyu ele alıyor ve önceliğimiz sayıyoruz. Konfederasyonumuz başta olmak üzere bütün bağlı sendikalarımızdaki kadın komitelerimizle kadınların sorunlarını belirliyor, çare arıyoruz. Kadın üyelerimiz başta olmak üzere tüm üyelerimizin insanca yaşam hakkını kullanmaları için çalışmalar yapıyoruz. Toplumun tüm kesimlerini duyarlılığa, yeni adımlar atmaya çağırıyoruz. HAK-İŞ Kadın Komitesi olarak 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nde tüm kadınlarımızın bu özel günlerini kutluyor, yürekli kadınlarımızı hayatın her alanında ortaya koydukları emeklerinden, fedakârlıklarından dolayı tebrik ediyoruz. Neşet Ertaş’ın dediği gibi ‘Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu’. Dünya ‘İnsan’ Hakları Günümüz kutlu olsun” dedi.