Kadın doğum uzmanı Prof. Çoksüer Korona virüsüne karşı hamilelere uyarıda bulundu
Diyarbakır'da Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı olan Prof. Dr. Hakan Çoksüer korona virüsüne karşı alınacak tedbirler için uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Çoksüer, 'Kadın doğum uzmanı olduğum için hamile insanlarda da görülebilir. Bunlarda da eğer tedbir alındığı zaman hiçbir sıkıntı oluşturmaz, çok fazla korkmaya gerek yok. Hamilelik esnasında yakalandığında bu virüsün bebeğe geçişi söz konusu değildir' dedi.
Diyarbakır’da Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı olan Prof. Dr. Hakan Çoksüer korona virüsüne karşı alınacak tedbirler için uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Çoksüer, “Kadın doğum uzmanı olduğum için hamile insanlarda da görülebilir. Bunlarda da eğer tedbir alındığı zaman hiçbir sıkıntı oluşturmaz, çok fazla korkmaya gerek yok. Hamilelik esnasında yakalandığında bu virüsün bebeğe geçişi söz konusu değildir” dedi.
Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı olan Prof. Dr. Hakan Çoksüer, son dönemlerde Çin’de başlayıp tüm dünyada etkisini gösteren ve şimdiye dek Türkiye’de her hangi bir risk oluşturmayan korona virüsüne karşı önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Çoksüer, hamilelik esnasında yakalandığında bu virüsün bebeğe geçişinin söz konusu olmadığını, fazla tedirgin olmaya gerek olmadığını ve tedavisinde ise sıtma tedavisinde kullanılan klorokin fosfat tedavisi etkin olduğunu belirterek, bu çalışmanın yeni, güncel bir çalışmanın virüsten korunma yollarından biri olduğunu ileri sürdü.
“Korona virüsünün hamilelik esnasında bebeğe geçişi söz konusu değildir”
Korona virüs, özellikle vahşi hayvan pazarında çalışanlarda saptanması üzerine artık vahşi hayvanlarla alakalı olduğu tespit edilmiş olduğunu belirten Prof. Dr. Hakan Çoksüer, dünyada çok ciddi anlamda büyük salgın haline gelmiş olduğunu söyledi. Prof. Dr. Çoksüer, “Kuluçka süresi bu virüsün 2 günde 14 güne kadar değişebilmekte. Yani bu süre zarfında hasta enfeksiyonu aldığı halde klinik belirti vermeyebilir. O yüzden bu tür hastalarda virüs alındıktan sonra belirti vermeyebilir. Buna dikkat etmek gerekiyor. Biz bu hastaların kliniğine baktığımızda daha çok grip şeklinde gösteriyor kendini. Grip, ateş, öksürük ve nefes darlığı şeklinde gösteriyor. Ölüm oranı çok yüksekmiş gibi göstermekte. Fakat her hastada ölüm oranları aynı değil. Normal bir insanda özellikle bağışıklık sistemi güçlü olan insanlarda korona virüsten bağlı ölüm oranları çok daha az. Fakat bağışıklık sistemi zayıf olanlarda ölüm oranları çok daha fazla. Özellikle yaşlı hastalarda, özellikle kemoterapi alan hastalarda astım hastalarında. Kadın doğum uzmanı olduğum için hamile insanlarda da görülebilir. Bunlarda da eğer tedbir alındığı zaman hiçbir sıkıntı oluşturmaz, çok fazla korkmaya gerek yok. Hamilelik esnasında yakalandığında bu virüsün bebeğe geçişi söz konusu değildir. O yüzden çok fazla tedirgin olmaya gerek yok. Tedavisine bakıldığında spesifik bir tedavisi yok. Herhangi bir bilinen aşı geliştirilmemiş. Fakat son yıllarda özellikle 17 şubat 2020 yılında çok detaylı yapılan bir çalışmanın değerlemesine baktığımızda sıtma tedavisinde kullanılan klorokin fosfat tedavisi etkin olduğu bulunmuştur. Bu çalışma yen, güncel bir çalışma virüsten korunma yolları. Allah’a şükürler olsun, şuan ülkemizde korona virüs vakası yok. Bu bizim için ülkemizin gerçekten aldığı önlemlerin çok başarılı olduğunu gösteriyor” dedi.
“Normal maske takmanın hiçbir faydası yok, aksine normal maske takmanın enfeksiyon riskini daha da artırıyor”
Korunma yollarından bir tanesi bir kere kalabalık yerlerde bulunulmaması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Çoksüer, “AVM gibi, hayvan pazarı ya da pazar yerlerinde çok fazla kalabalık olan ortamlarda bulunmamak gerekiyor. Özellikle nezle, grip gibi soğuk algınlığı olanlarda, öksürük ateş gibi seyreden hastalarda mümkün olduğu kadar mesafe en az 1 metre uzaklıkta olmak gerekiyor. Ve bu hastalarda tabi son zamanlarda biz bakıyoruz çoğu kişi bu hastalıkta korktuğu için maske takıyor. Normal maske takmanın hiçbir faydası yok. Tam aksine normal maske takmanın enfeksiyon riskini de artırabileceği yönünde bilgiler mevcut. Çünkü siz normal maske taktığınız zaman maskenin yanları boş olduğu için yanlardan o enfeksiyonu alabiliyoruz, korona virüsü alabiliyoruz. Enfekte olan korona virüs hastaları takmasında fayda olabilir. Çünkü diğerine daha az enfekte edebilme açısından. O yüzden biz bu hastalara normal maske yerine N95 dediğimiz yani yanları tamamen kapalı olan maskelerin takılması çok çok önemli. O yüzden çünkü biz görüyoruz ki maske satışında bile çok ciddi kara borsan olduğunu görüyoruz. O yüzden maske takma, tedirgin olup normal maske takmanın hiçbir anlamı yoktur. Tedirgin olmasınlar, normal maske takmasınlar. Diğer önemli nokta el yıkama. El yılama sadece basit el yıkama olmaz. Bu el yıkamayı çok iyi bir şekilde en az 20 saniye elleri ovuşturarak dirseklere kadar, bu çok önemli yani biz sadece elimizi direk yıkadık olmuyor. Günde en 5-6 kere el yıkama yapmamız gerekiyor. El yıkama burada korunmada en önemli noktalardan bir tanesi. Tuzlu suyla gargara yapma enfeksiyonu önlemez. Fakat şöyle önemli bir nokta var. Eğer siz enfeksiyonu kısa sürede almışsanız tuzlu suyla gargara yaptığınızda o enfekfe olan korona virüsü siz ne yapmış oluyorsunuz dışarı lavaj atmış oluyorsunuz. Sigara içmek çok tehlikeli. Özellikle bu dönemde salgın varsa. Çünkü niye, sigara içenlerde biz biliyoruz ki akciğerde ki mukozada çok ciddi anlamda bozulma oluyor. Bozulmaya bağlı olarak bu sıkıntılar olabiliyor. O yüzden Sigara içenlerde daha fazla risk olabiliyor. Lütfen sigarada uzak dursunlar. Evlerini çamaşır suyuyla iyi bir şekilde temizlenmesi, çamaşır suyuyla temizlendiği zaman enfeksiyona karşı korumuş oluyoruz” şeklinde konuştu.
“Hayvansal gıdaların iyi pişirerek tüketmelerini öneriyoruz”
Yine son zamanlarda özellikle Japon bilim adamlarının yapmış olduğu bir açıklamada bol su içmenin önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hakan Çoksüer, sözlerine şöyle devam etti:
“Bol su içmenin mantığı şu, enfeksiyona karşı bizi koruyor. Buda önemli. Japon bilim adamları bunun açıklamasında şunu söylüyor. Diyor ki, bol su içtiğinizde siz eğer o enfeksiyonu almışsanız o enfeksiyon daha boğazdayken siz su içmeyle o mikrobu mideye indirmiş oluyorsunuz. Böylece akciğer geçini engellemiş oluyorsunuz. Eğer mideye geçtiyse biliyorsunuz mide asidi o enfeksiyonu tamamen öldürüyor. Böylece vücudumuzdaki ağız mukozasında olan enfeksiyonu böylece akciğere geçişini engelliyor. Sağlık bakanlığının almış olduğu önlemler çok çok başarılı ve çok önemli. Biz burada bakıyoruz sağlık bakanlığı çok ciddi önlemler almış. Ne tür önlemler almış. Biz biliyoruz ki dünya sağlık örgütüyle beraber paralel önlemler almış. Yani buda sağlık bakanlığın bu konuda ne kadar çok ciddi vatandaşlarını korumak için çok ciddi önlemler olduğunu görüyoruz. Ve aynı zamanda korona virüse özgü olarak profesyonel bilim kurgu oluşturmuş. Dünya sağlık örgütüyle entegre olarak çok aktif çalışmakta. Aynı zamanda yurt dışında gelen vatandaşlar özellikle gerek havayolları gerek deniz yoluyla gerekse sınırlılarımıza karayoluyla gelen vatandaşları daha giriş çıkışlarda çok ciddi anlamda kontrol edilmekte. Kendim hekim olarak sağlık bakanlığında çalışan bu konuda emek veren herkese teşekkür ediyorum. Burada yine ben kendim kadın doğum uzmanı olduğum için gebelerde bu virüse tabi yakalanma riski biraz daha fazla. Çünkü biz biliyoruz ki bağışıklık sistemi biraz daha zayıflayabilmekte. Bu hastalarda özellikle gebelerin birazcık daha dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle kapalı alanlarda uzak durması gerekiyor. Özellikle bol su içmeleri gerekiyor, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirici gıdalar almalarını biz öneriyoruz. Özellikle yeşillikli gıdalar, C vitaminli ağırlıklı gıdalar ve uyku düzenine dikkat etmeleri gerekiyor. Ve tabii biz burada hayvanların hayvansal gıdaların iyi pişirerek tüketmelerini öneriyoruz.”