KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: 'Türkiye Yüzyılı hedefleri bizim de hedefimizdir'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Adıyaman'da yaptığı açıklamada, 'Türkiye Yüzyılı olma noktasında 2023, 2053 ve 2071 hedefleri, KKTC'nin de hedefidir' dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: 'Türkiye Yüzyılı hedefleri bizim de hedefimizdir'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Adıyaman’da yaptığı açıklamada, “Türkiye Yüzyılı olma noktasında 2023, 2053 ve 2071 hedefleri, KKTC’nin de hedefidir” dedi.

GAP Gazeteciler Birliğinin davetlisi olarak Adıyaman’a gelen ve “Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler Çerçevesinde Mavi Vatan ve Kıbrıs” konulu konferans verecek olan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konferans öncesi önemli açıklamalarda bulundu. Adıyaman Valiliği ve Adıyaman Belediyesi ziyaretlerinin ardından Tarihi Tuz Hanı’nı gezen Cumhurbaşkanı Tatar, burada Türkiye Yüzyılı, Mavi Vatan konusunda KKTC’nin önemi ve Türk Devletleri Teşkilatına üyelik ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Tatar, Türkiye’nin 2023, 2052 ve 2071 hedeflerinin aslında kendi hedefleri de olduğunu vurgulayarak, “Türkiye Yüzyılı olma noktasında 2023, 2053, 2071 hedefleri, esasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de hedefi anlamındadır. Çünkü bu coğrafyadaki varlığımızı sürdürürken milli birlik ve beraberliğin çok önemli olduğunu buradan belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Türk askerinin çekilmesi, Türkler için sonun başlangıcı olur”

‘İki devlet’ politikasının, Türk varlığı için çok önemli olduğunu dikkat çeken Tatar, “Rumlar her zaman kendi akıllarında, hayallerinde olanı hayata geçirmek istiyor. Enosis’e kapının kapanmadığı şekliyle bir anlaşma, tatlı sözlerle, verilen vaatlerle, hayal ürünleriyle Kıbrıs Türklerini o yapı içerisine çekmektir. Oynanan oyun, Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği’nde olmadığı için federal bir anlaşmadan sonra söyleyecekleri ve hep söyledikleri, ‘Sıfır asker, sıfır garanti’. Türkiye’nin garantörlük haklarının sonlandırılması, Kıbrıs’ın garantörünün Avrupa Birliği olması ve oradaki güvenliği Avrupa Birliği mekanizmalarının korumasını istiyorlar. Dolayısıyla Türk askerinin çekilmesiyle artık yeni bir dönemin başlaması, o dönemde de Türklerin sonunun başlangıcıdır. Bu hep böyleydi, bundan sonra da o şekilde bir irade ortaya çıkarsa öyle olacaktır. Dolayısıyla bizim yeni siyasetimiz, yani iki devletin iş birliğinin önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Kuzeydeki Türk devletinin egemen olması, egemen bir devletin ana vatanı Türkiye Cumhuriyeti’yle her türlü anlaşma yapma hakkı vardır. Gerek savunma, gerek garantörlük, gerek Türk askerinin oradaki varlığının devamı, dolayısıyla bu noktalardaki milli hassasiyetlerimizin sürdürülebilmesi, Mavi Vatan’da hakkımızın hukukumuzun korunması, göklerde hava sahasında fırsatları bağlamında çok önemlidir. Oradaki hakimiyetimizin sürmesi bakımından bu ’iki devlet politikası’ fevkalade önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti tarafından, en üst düzeyden, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu ileri iradeyle son dönemde çok önemli değişimler gerçekleştirildi. Türk Devletleri Teşkilatını anayasal adımız olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle de üye kabul edilmemiz daha da bizim bu mücadelemizin pekiştiği anlamındadır” şeklinde konuştu.