Mersinli kadınlardan 'Kadın Şiddetine Sıfır Tolerans' yürüyüşü
MERSİN (İHA) – Mersinli kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 'Kadına Şiddete Sıfır Tolerans' yürüyüşü yaptı. Bisikletli kadınların da destek verdiği yürüyüşte, 100 metre uzunluğunda turuncu pankart taşındı.
MERSİN (İHA) – Mersinli kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında ‘Kadına Şiddete Sıfır Tolerans’ yürüyüşü yaptı. Bisikletli kadınların da destek verdiği yürüyüşte, 100 metre uzunluğunda turuncu pankart taşındı.
Mersin’de, başta Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Barosu olmak üzere birçok sivil toplum örgütü tarafından, ‘Kadına Şiddete Sıfır Tolerans’ adıyla yürüyüş düzenlendi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında gerçekleştirilen yürüyüşte kadınlar, kadına yönelik şiddete tepkilerini attıkları sloganlarla dile getirdiler.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın Aile ve Çocuk Dairesi Başkanlığı, Mersin Barosu, Mezitli Belediyesi, Yenişehir Belediyesi, kadın dernekleri ve STK’lar tarafından organize edilen yürüyüşe, çok sayıda kadın ile CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen ve Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz katıldı.
Mersin caddeleri turuncuya döndü
Öğle saatlerinde, merkez Yenişehir ilçesindeki Forum Alışveriş Merkezi önünde toplanan kadınlar, başlarına ya da bileklerine bağladıkları turuncu kurdelelerle renkli görüntüler oluşturdular. Kadına yönelik şiddetin son bulması çağrılarının yer aldığı pankartlar açan kadınlar, buradan Adnan Menderes Bulvarı üzerindeki Özgecan Aslan Barış Meydanı’na kadar yürüdüler. Mersin Büyükşehir Bandosu eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüşte, güzergah boyunca slogan atarak, kadına yönelik şiddeti protesto eden kadınlara, erkekler de destek verdi.
Kortejin önünde, bisikletlerini turuncu kurdelelerle süsleyen ve aynı renkte giyinen kadınlar yer alırken, tamamı siyah kıyafetli çok sayıda kadın da 100 metre uzunluğunda turuncu bir pankart taşıdı. Yürüyüşün sona erdiği Özgecan Aslan Barış Meydanındaki ağaçların da turuncu kurdelelerle süslenmesi dikkat çekti.
Kadınlar, meydanda bir süre slogan attıktan sonra saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşını okudular.
“Kadına uygulanan şiddet, toplumsal düzeni ortadan kaldırıyor”
Daha sonra bir konuşma yapan Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Mersin Şube Başkanı Hülya Aslan, “2015 Şubat’ında katledilen Özgecan Aslan’ın adını alan bu meydanda, duygularımız yüklü, yüreğimiz yanık, haykırışımız derindir” diyerek sözlerine başladı. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve Mirabel kardeşlerle ilgili bilgiler veren Aslan, kadına karşı şiddetle mücadelenin cinsiyet farkı gözetmeden yapılması gerektiğinin altını çizdi. “Şiddetin her türlüsüne sıfır tolerans diyoruz” diyen Aslan, 10 Aralık İnsan Hakları Gününe kadar kadına yakışır muamelenin şiddet olmadığını anlatmak için seslerini daha da yükselteceklerini söyledi. Toplumsal huzur için şiddetin hiçbir türüne gecik vermeyeceklerini belirten Aslan, “Kadına uygulanan şiddetin, özünde toplumsal düzeni ortadan kaldırdığı gerçeğini hepimiz her yerde açıkça görebiliyoruz. Toplumsal huzurun kilit taşı olan kadınların katledilmeleri ve şiddete maruz bırakılmaları, ülke geleceğini paranoyal bir tabloya kaydırmakla kalmayıp, mutsuz ve amaçsız yarınların resmini de çiziyor” dedi.
Kadının toplumsal statüsünün artırılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Aslan, İstanbul Sözleşmesinin de uygulanmasını isteyerek, “Kadın cinayetlerine, tecavüze, şiddete alışmayacağız. Mücadelemiz; kadın cinayetlerine, şiddete karşı insanca yaşayabileceğimiz bir gelecek içindir” diye konuştu.
“Şiddet karşısında susmuyoruz”
Yürüyüşe katılan tüm gruplar adına konuşan Mersin Barosu Başkan Yardımcısı Fatma Demircioğlu ise Türkiye’nin, İstanbul Sözleşmesini ilk ve çekincesiz imzalayan ülke olduğunu anımsatarak, “Türkiye, kadına yönelik şiddetle mücadelede ‘şiddete sıfır tolerans’ prensibi ile hareket edeceğinin sözünü vermiştir. Ancak gelinen noktada kadın cinayetlerinin artarak devam ettiğini görmekteyiz. Şiddetle mücadelenin başarılı olabilmesi için devletin üzerine düşen sorumlulukları titizlikle yerine getirmesi ve İstanbul Sözleşmesini ruhuna uygun bir şekilde, bütüncül bir yaklaşımla uygulaması gerekmektedir. Devletin, öncelikle eğitim sisteminde yapılacak değişiklikle ana sınıfından başlayarak kadının anne ve bakım sağlayıcı şeklindeki geleneksel rollerinin vurgulanmasına son verilerek, kadın ve erkeğin aile ve toplumdaki rollerinin eşit olduğu, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının bir insanlık suçu olduğunun eğitim müfredatında acilen yer almasını sağlaması gerekmektedir. Şiddetin ortadan kaldırıldığı bir dünya oluşturabilme gücüne sahip olduğumuzu biliyoruz ve şiddet karşısında susmuyoruz. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için her alanda mücadele edeceğimizi bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunuyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından etkinlik sona erdi.