Prof. Dr. Ekinci: 'Sakal-ı Şerîf bereketlenmek üzere toplanırdı'
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, 'Her asırdaki Müslümanlar Sakal-ı Şerîf'i ibâdet edilecek değil, bereketlenecek, peygamberi hatırlatacak vesileler olarak görmüştür' dedi.İslamiyet'te...
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, “Her asırdaki Müslümanlar Sakal-ı Şerîf’i ibâdet edilecek değil, bereketlenecek, peygamberi hatırlatacak vesileler olarak görmüştür” dedi.
İslamiyet’te bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi, bu sene ramazanın 26’ıncı gecesi olan 21 Haziran Çarşamba’yı perşembeye bağlayan gece idrak edilecek. ‘Sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği’ bu kutlu gece vesilesi ile birçok Cami’de Sakal-ı Şerîf ziyareti yapılabilecek.
Sakal-ı Şerîf’in önemi ile ilgili bir açıklama yapan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Hazret-i Peygamber’in eşyalarının bereketlenmek için toplandığını belirterek, “Hazret-i Peygamber’in eşyası, hatta kestiği tırnak ve saçlar, arkadaşları Sahâbe-i kiram tarafından teberrük edilmek (bereketlenmek) üzere toplanırdı. Nitekim Hazret-i Peygamber’in sakalından Amr bin Âs’ın nezdinde saklanan birkaç taneyi vefatında gözlerinin üzerine konmasını vasiyet etmişti. Kur’an-ı kerimde, Hazret-i Yakub’un görmeyen gözlerinin, Hazret-i Yusuf’un gömleği sürülerek açılması hâdisesine kıyasen, Müslümanlar Hazret-i Peygamber’in eşyasına şifa ve sair maksatlarla müracaat etmiştir. Hastalananlar, Hazret-i Ayşe’deki gömleği öper; Ümmü Seleme’deki bir tutam saçın konduğu suyu içerdi. Hâlid bin Velid, bütün muvaffakiyetlerinin başında taşıdığı bir sakal-ı şerîf sâyesinde olduğunu söylemiştir. Her asırdaki Müslümanlar, bu eşyayı ibâdet edilecek değil, teberrük olunacak, yani bereketlenecek, peygamberi hatırlatacak, zikir ve salavat söylenecek vesileler olarak görmüştür. Bu sayede Hazret-i Peygamber’e ait eşya titizlikle saklanarak sonraki nesillere intikal etmiştir. Bu sakalın kimden kime intikal ettiğini gösteren silsilenâmeler de beraberinde hıfz edilmiştir” diye konuştu.Sakal-ı Şerîf gibi kıymetli eşyaların, özel kutularda muhafaza edildiğini vurgulayan Ekinci, “Bu gibi mukaddes eşyanın muhafazasına da itina edilmiştir. Hürmeten ziynetli kutular içinde muhafaza edilmiş; kat kat süslü bezler içine sarılmıştır. Bu âdetin nereden geldiği bizce malum değildir. Ama her açılışı, ziyaret için bekleyenlerin ruhen hazırlanmasına, bu arada salavat getirmesine sebebiyet verdiği için makbuldür” ifadelerini kullandı.