Sosyal medyada çevrim içi tacize dikkat
İngiltere'de sosyal medya yasalarının ele alındığı panele katılan Sosyal Medya Uzmanı ve Stratejist Alaattin Çağıl, çocukları çevrim içi ortamlardan zarar görmesinin engellenmesi gerektiğini söyledi.
İngiltere’de sosyal medya yasalarının ele alındığı panele katılan Sosyal Medya Uzmanı ve Stratejist Alaattin Çağıl, çocukları çevrim içi ortamlardan zarar görmesinin engellenmesi gerektiğini söyledi.
Sosyal medya yasalarının ele alındığı bir panele konuşmacı olarak katılan Sosyal Medya Uzmanı ve Stratejist Alaattin Çağıl, İngiltere hükümetinin, çocukları çevrim içi ortamın zararlarından korumak için sosyal medya şirketlerini, kullanıcıları korumada yasal olarak sorumlu tutmak için çalışma başlatıldığını belirtti.
Çağıl, "Sosyal medya üzerinden çevrim içi yasa dışı materyallerle karşılaşan kişiler bu şekilde muhatap olmaya devam ederlerse bu ciddi bir sorun teşkil eder" dedi.
Alaattin Çağıl, katılımcı olarak panelde yer alan kişilerin çevrim içi olarak tehdit edici, küfürlü ve nefret dolu mesajlara verdikleri cevaplarda ortaya çıkan durumu kendisiyle paylaşmalarını da istedi. Katılımcılardan 13. sınıf öğrencisi, konuyla alakalı yapmış olduğu söylemde, "İğrenç olmasına rağmen, fiziksel şiddet olmadığı sürece bu durum bizim için sorun değil. Fikir özgürlüğü" derken, 8. sınıfta okuyan bir öğrenci ise, "Tutuklanabileceğini sanmıyorum. Sosyal medyada hiçbir şey olmuyor, kimse başını belaya sokmuyor, pek çok insan kötü şeyler söylüyor; ama bir şey olduğu yok" diye konuştu.
"184 kişi üzerinde akademik çalışma başlattım"
2014 yılında 184 kişiden oluşan ve 11-18 yaş arası sosyal medya kullanıcıların bulunduğu akademik bir çalışma başlattığını ifade eden Çağıl, örnekler arasında ırkçı, homofobik ve kadın düşmanı materyaller; şiddet tehditleri, potansiyel taciz ve imaja dayalı cinsel tacizi öne süren yayınlar gibi bir dizi değişkenlerin olduğunu söyledi.
Altın Palmiye ödülü alarak dikkatleri üzerine çeken Çağıl, "Birçok çocuk, sosyal medya tacizcileri için herhangi bir ciddi sonuç doğuracak kurbanlar olarak görülüyor. Bu da diğer çalışmalarda gerçeği gözler önüne seriyor. Bazıları polisin siber suçlarla uğraşırken zaman kaybetmeyeceğini düşünüyor ki bu durum daha da vahim görülebilir. Diğerleri, nefret dolu veya tehdit edici içeriğin sosyal medyada hoşgörülü olduğunu ve normal olarak çok yaygın olarak görüldüğünü iddia etti. Kadınlara yönelik çevrim içi suistimal örneği verildiğinde, örneğin; bir noktaya kadar bunu doğruladığı da görülüyor. Küçük yaştaki çocuklar, bu tür eylemlere polisin müdahale etmesi gerektiğini söylemelerine rağmen, yaşça daha büyük olan diğer gençler ise bu durumun pek de ciddiye alınmaması gerektiğini ve bunun sıradan bir şey olduğunu söylemeleri gerçekten çok vahim bir durum. Çocuklar büyüdükçe ve çevrim içi olarak daha fazla zaman harcadıklarında herhangi bir belirgin sonuç olmadan paylaşılan daha büyük miktarda müstehcen materyal görüyorlar ve yasa dışı olamayacağını düşünüyorlar. Bu, istismarı tekrarlayan veya paylaşan gençler için değil, aynı zamanda destek aramanın bir anlamı olmadığını düşünen mağdurlar için de kötü bir haber" dedi.