The Economist Dergisinin 'Lokum' Benzetmesi Yaptığı Türk Dizileri

The Economist Dergisi, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin ardından en çok dizi ihraç eden ülkenin Türkiye olduğunu haberleştirdi.

The Economist Dergisinin 'Lokum' Benzetmesi Yaptığı Türk Dizileri

The Economist Dergisi, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin ardından en çok dizi ihraç eden ülkenin Türkiye olduğunu haberleştirdi.

The Economist Dergisi, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin ardından en çok dizi ihraç eden ülkenin Türkiye olduğunu haberleştirdi. Londra merkezli dergi, Türkiye’nin ülke imajının güçlenmesinde dünya çapında izlenen Türk dizilerinin katkısının büyük olduğunu iddia etti.

“Türk Lokumu”
Türkiye’ye yönelik sıklıkla eleştirel başlıklar kullanan The Economist Dergisi’nin 17–23 Şubat 2024 tarihlerinde piyasaya çıkan sayısında “Türk Lokumu” başlığıyla Türk dizleriyle ilgili bir makale yayımlandı.
The Economist Türkiye’nin televizyon dizi sektöründe elde ettiği başarı hikâyesinin şaşırtıcı olduğunu “en büyük üçüncü televizyon dizisi ihracatçısı beklediğiniz gibi çıkmadı” ifadesiyle okuyucularına duyurdu. İngiliz uluslararası ilişkiler ve ekonomi dergisinde televizyon dizilerinin Türkiye’nin imajı için önemli bir yumuşak güç enstrümanı olduğu da ima edildi.

Dergi, küresel izleyici kitlesine ulaşmış olan Türk yapımı televizyon dizilerinin uluslararası ilişkilerde Türkiye’ye kazandırdığı yumuşak gücü tarihsel atıflarla ve çarpıcı örneklerle ifade ediyor. Özellikle 16. yüzyılda Avrupalıların “Muhteşem” lakabını taktıkları Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ordularıyla giremediği Güney Amerika ve Batı Avrupa’ya Türklerin günümüzde diziler ile girdiğini belirterek ülkenin böylelikle sert güç ile ulaşılamayan yerlere yumuşak güç ile ulaştığını gündeme getiriyor.

Görsel-işitsel medya alanında küresel izleyici eğilimlerini ölçen Parrot Analytics ve Glance ile Türkiye’den İstanbul Ticaret Odasının yaptıkları araştırmaların verilerine yer veren makalede Türkiye’nin, günümüzde ABD ve İngiltere’nin ardından dünyanın en büyük üçüncü televizyon dizisini yurt dışına satan ülke olduğunun altı çiziliyor. Küresel veri firması Parrot Analytics’in verilerinden faydalanan çalışma, 2020 ile 2023 yılları arasında Türk dizilerine yönelik küresel talebin %184 artış yaşadığını gösteriyor. İstanbul Ticaret Odası’nın yayımladığı raporlara atıfla “Türkiye’nin televizyon dizisi ihracatından 2022 yılında 600 milyon dolar kazandığı” tahminine yer verilen makalede bazı uzmanların, Türkiye’nin dizi ihracatının yakında milyar doları bulacağına dair öngörülerine de yer verildi.

Bilinenin aksine Türk dizilerinin sadece Orta Doğu’da değil Avrupa ve Latin Amerika’da da popüler olduğunun altını çizen dergi, 2023 yılında Suudi Arabistan ve Mısır gibi Orta Doğu’nun büyük ülkelerinin yanı sıra Latin Amerika ile güçlü bağlara sahip Avrupa ülkesi İspanya’nın Türk dizilerinin en önemli 3 ithalatçısı olduğuna dikkatleri çekiyor.

Türk Dizilerinin Tercih Edilmesinin Sebepleri

Türk dizilerinin neden bu kadar çok izlendiğinin sebepleri üzerine de kafa yoran The Economist dergisi, Türk dizilerinin küresel ölçekte beğeni kazanmasının sebeplerini şu şekilde detaylandırıyor.

1.Göze Hitap Ediyor
The Economist dergisi, “Bu dizileri bu kadar izlenmeye değer kılan nedir?” diye soruyor ve cevabı “Birincisi, göze hitap etmeleri” ifadesiyle açıklıyor. Dergiye göre “Türk dizileri göz alıcı manzaralara, lüks kostümlere ve yakışıklı oyunculara sahipler”. Yani dizilerdeki prodüksiyonların başarısı Türk yapımlarını öne çıkartıyor.

2.İnançları Ötekileştirmiyor
Dergiye göre özellikle Arap izleyiciler, Türk dizilerinin Müslümanları, Hollywood’un sıklıkla yaptığı gibi terörist ya da taksi şoförü olarak değil, kahraman olarak tasvir etmesini takdir ediyor.

Küresel göçler, antiemperyalist hareketler, küresel medyanın manipülasyonları gibi sebeplerden ötürü İslam karşıtlığının arttığı günümüzde Türk dizilerinin Müslümanlar için kendilerini ifade etme aracı olduğuna dikkat çekiyor.

Yine Parrot Analytics’e atıf yapan dergi, dünya nüfusunun büyük bir kısmının Covid-19 nedeniyle evlerinde olduğu Mayıs 2020'de, Türkiye’nin kamu yayıncısı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) yapımı Diriliş Ertuğrul’un dünya genelinde en çok talep gören dördüncü dizi olduğunu hatırlatıyor. Dergi dönemin Pakistan başbakanı İmran Han’ın, Diriliş Ertuğrul dizisini kutsal değerlere yapmış olduğu atıflar nedeniyle övdüğünü hatta bu dönemde ülkenin ikinci büyük şehri Lahor’da Ertuğrul’un bir heykelinin dikildiğini anlatılıyor.

3.Sansür Yönetmenleri Yaratıcı Olmaya Zorluyor
The Economist dergisi, Türk otoritelerin “sansür” uyguladığını iddia ederek “Türk dizilerinde alkol şişelerini bulanıklaştırıyor, müstehcen içerikli sahneleri yasaklıyor ve karakterlerin öpüşmesine ceza kesiyor” ifadelerini kullanıyor. Değerlendirmede sansürün sektöre etkisini ise “yönetmenleri yaratıcı olmaya zorluyor ve hatta izleyiciler için cinsel gerilimi artırabiliyor. Özlem dolu arzulu bakışlar sevişme sahnelerinin alternatifi olarak ekrana yansıyor” şeklinde aktarılıyor.

4.Türk Dizileri Dünyada Popüler Kültürün Belirleyicisi Oluyor
The Economist Dergisi Türk yapımlarının çok satan kitaplara ilham olduğu ifade ederek, istenilen patlamayı yapamayan dizilerin bile ünlü isimler tarafından izlendiğini vurguluyor. Dergiye göre, New York Times’ın çok satan romanlarından olan Yours Truly’nin (Saygılarımla) yazarı Abby Jimenez, kitabının erkek kahramanını, “Sen Çal Kapımı” dizi filmdeki bir karakterden esinlenerek tasarlamıştır. Dergi ayrıca “Kara Para Aşk” dizisi hayranları arasında dünyaca ünlü Arjantinli futbolcu Lionel Messi ve ABD’li şarkıcı Barbra Streisand’in de olduğunu vurguluyor.

5.Müstehcenlik ve Şiddetten Bıkan Küresel İzleyici Kitlesi
Makalenin araştırmalarından faydalandığı bir başka televizyon veri firması Glance’e göre, 2023'ün ilk yarısında İspanya’da seyredilen en popüler üç dizi, Türk dizilerinden oluştu. Değerlendirmede bu durum, İspanyolların ve çoğunlukla aynı dili konuşan Latin Amerikalıların “pembe dizi” izleme alışkanlıklarının olmasına bağlanmıştır. Diğer taraftan dergi bazı izleyicilerin Türk dizilerine gösterdiği ilgiyi batı televizyonlarındaki müstehcenlik ve şiddete “biraz ara” verme isteğinin öne çıkması şeklinde açıklamaktadır.

6.Yüksek Prodüksiyon
Derginin atıf yaptığı araştırmaların sonuçlarına göre, İspanyolca konuşan izleyiciler, Türk içeriklerinin yüksek prodüksiyon değerine ilgi duyuyor. Tedarikçiler, Latin Amerika’daki pembe dizileri, Türk dizileri ile karşılaştırdığında yapım bakımından “ucuz göründüğünü” söylüyor. “Yargı” dizisinin 2023 yılında en iyi “pembe dizi” kategorisinde dünyaca ünlü Emmy ödülü kazandığının da altını çizen tedarikçiler, Türk dizilerindeki yapım kalitesinin dünya ölçeğinde olduğunu belirtiyor.

7.Bölümlerin Süreleri Güncellenerek Bölüm Sayısı Artırılabiliyor
Dergi, Türk dizilerinin yayıncılar için de çok faydalı olduğunu söylüyor. Türkiye’de diziler haftada bir yayınlanıyor ve üç saate kadar sürebiliyor. Ancak yabancı ülkelere satıldıklarında daha fazla bölümlere ayrılıp, daha sık, bazen günlük olarak yayınlanabiliyor. Televizyon kanalları dizileri yüzlerce bölüme yayabiliyor. Kore dizileri sadece 13 reklam saati sürerken Türk dizileri yaklaşık 200 saate kadar uzayabiliyor.

8.Dublaj İmkânı
Dergi, yaptığı analizde bazı izleyicilerin kendi dillerinde yeterince içerik bulamadıklarından yakındığını belirtiyor. Oysa dergiye göre Türk dizilerine İspanyolca dublaj yapmak hiç de zor değil çünkü tek bir versiyon İspanya ve Latin Amerika’nın büyük bölümüne dağıtılabiliyor. Lehçe ya da Yunanca gibi daha az konuşanı olan diller için televizyon kanalları altyazı gibi daha ucuz çözümlere başvuruyor.

9.Dijital Platformların Yaygınlaşması
Teknolojik gelişmeler yayın hizmetlerinin sunumunda yeni imkânlar getirmiştir. The Economist dergisi de Netflix’te yayımlanan Kulüp dizisi üzerinden örnek vererek dijital platformların Türk içeriklerini dünyanın dört köşesine ulaştırdığını belirtiyor. Dergi ayrıca internet üzerinden yayın yapan bu tür platformların geleneksel televizyon kanallarına göre daha hassas konuların hikayelerini senaryolaştırarak daha kısa bölümlerden oluşan dizi filmlerle izleyiciye ulaştırdıklarını ifade ediyor.

10.Davranış Kalıpları Türk Dizilerine Talebi Etkiliyor
Türk dizilerinin dil ve inanç bakımından Türkiye’den farklı coğrafyalarda da talep görmesini sorgulayan The Economist, Georgia Üniversitesi’nden Carolina Acosta-Alzuru’nun görüşüne yer verdiği değerlendirmede, Türkler gibi Latin Amerikaların da duygularını doğrudan ifade ettiklerine dikkat çekerek, “Bu yüzden melodram her iki kültürde de işe yarıyor” ifadesi ile bu durumu açıklıyor.

Değerlendirme
The Economist Dergisi gibi küresel okuyucu kitlesine sahip bir dergide yayımlanan makalenin Türk dizilerini mercek altına alması önemlidir. Aynı şekilde Türk dizilerinin ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan dünyaca ünlü yayın kuruluşlarının yayın akışında yer alması Türk içeriklerin geldiği yeri gösteren kayda değer bir ilerlemedir. Medya endüstrisindeki küresel izleyici talebini ölçen Parrot Analytics ve Glance gibi kuruluşlar ile Türkiye’de İstanbul Ticaret Odasının verilerini temel alarak ayrıca alanla ilgili uzmanların değerlendirmelerine de başvurularak hazırlanan makale akademik açıdan da yararlanılabilecek kaynak niteliğindedir.

The Economist dergisi söz konusu makalede Türk dizilerinin uluslararası alanda Türkiye’nin imajının güçlenmesine yardımcı olduğunu Bulgaristan örneğiyle açıklamaya çalışıyor. Bulgaristan’da, Türkler hakkında olumsuz ifadeler duyarak büyüyen şahsın görüşlerine başvuran dergi Türk dizilerinin bu algının değişmesinde rol oynadığını ifade ediyor. Türklere karşı ön yargılarından dolayı eskiden Yunanistan’da tatil yapan Bulgaristan vatandaşlarının artık Türkiye’ye daha sık gitmelerini ülkede yayımlanan Türk dizilerine atfediyor. Bu bağlamda The Economist dergisi Türk dizilerinin Türkiye’nin imajını özellikle Osmanlı hinterlandında önemli yönde etkilediğini belirtiyor.

Öte yandan The Economist dergisi Türk görsel-işitsel yayıncılık sektöründe düzenleme ve denetleme görevinin Avrupa Birliği Görsel İşitsel Medya Direktifine (2010) göre yapılmasını görmezden gelmiş ve ısrarla konuyu “sansür” ifadesiyle açıklamayı tercih etmiştir. Oysaki sansür medya içeriklerinin yayımlanmadan önce kontrol edilmesidir ki bu Osmanlı döneminden beri Türkiye’de yasaklanmıştır. Türkiye’de üretilen televizyon dizileri öncelikli olarak yine Türkiye’de yayın yapan televizyonlarda gösterime girdiği için yayınlandıktan sonra izleyicilerden şikâyet gelmesi ya da rutin denetimlerde ihlal tespit edilmesi durumunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından incelenmektedir. RTÜK hedef kitlesi Türk izleyiciler olan televizyon içeriklerini ulusal ve uluslararası mevzuata göre takip etmekte ve gerekli durumda farklı kategorilerde yer alan seyircileri olumsuz etkilerden korumak için yaptırımlara başvurmaktadır. Bu bakımdan The Economist dergisi Türk dizilerinin dünya çapında ilgi görmesi, Türkiye’nin imajına olumlu katkı sağlaması, Osmanlı hinterlandında asırlardır yapılan Türkiye ve Türklük karşı dezenformasyonların boşa çıkartılması gibi alanlarda sağladığı etkiye yönelik olumlu ifadeler kullanırken, 1994 yılından beri yürürlükte olan görsel işitsel medya sektöründeki düzenleme ve denetlemeye yönelik çalışmaları “sansür” ifadesiyle ötekileştirmiştir.

Dr. Ahmet AKALIN
RTÜK Üst Kurul Uzmanı