Vajinal akıntı kanser nedeni olabilir
Kadınlarda anormal vajinal akıntı ve cinsel ilişki sırasındaki kanama, dünyada her iki dakikada 1 kadının hayatını kaybettiği rahim ağzı kanseri belirtisi olabiliyor.
Kadınlarda anormal vajinal akıntı ve cinsel ilişki sırasındaki kanama, dünyada her iki dakikada 1 kadının hayatını kaybettiği rahim ağzı kanseri belirtisi olabiliyor.
Kadın üreme organlarından rahmin hazneye açılış kısmından gelişen bir kanser türü olan rahim ağzı kanseri kötü sonuçlar doğuruyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından dünyada 2 milyondan fazla kadında rahim ağzı kanseri olduğu ve her gün 650’den fazla kadının rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Her 2 dakikada 1 kadın, rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Anormal vajinal akıntı ve cinsel ilişki sırasındaki kanama rahim ağzı kanserinin belirtileri olabiliyor.
Rahim ağzı kanseriyle ilgili merak edilenleri anlatan Liv Hospital Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Coşkun Şimşir, her yıl 490 bin yeni rahim ağzı kanseri olgusuna tanı konulduğunu belirterek, “Rahim ağzı kanseri tanısı koyulan tüm kadınların yaklaşık yüzde 50’si 35 ile 55 yaşları arasındadır. Ancak, kansere dönüşen öncül hastalıkları ve ara evreleri olması ve bunların kansere dönüşmeden teşhis ve tedavisinin mümkün olması da unutulmamalıdır” dedi.
Rahim ağzı kanserinin, 50 yaş altı kadınlarda görülen ikinci en yaygın kanser olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Coşkun Şimşir, “Pap smear testinde anormal bulgular saptanması, anormal vaginal akıntı olması, pelvik ağrı, cinsel ilişki sırasında kanama veya lekelenme olması rahim ağzı kanserini düşündüren belirtilerdir” diye konuştu.
HPV virüsü kansere dönüşebilir
Şimşir, Papilloma virüs (HPV) yani insan siğil virüsünün uzun süreli enfeksiyonu sonucu kanser oluşabileceğinin altını çizerek, “ Bu virüse genellikle ilk cinsel ilişkiyi takip eden birkaç yıl içerisinde yakalanılır. HPV yetişkin hayatta eşlerden birbirine bulaşır. Eşlerden birisinin daha önceden aldığı virüs onda bir hastalık yapmazken, özellikle bayanlarda daha sık olmak üzere cinsel bölgede siğillere ve rahim ağzının, dış genital bölge ve üreme yollarının (vulva,vajen) kanser ve kansere dönüşebilen hastalıklarına dönüşebilir. HPV virüsü vücuda bulaştığında yaklaşık yüzde 90 kişide 2 yıl içerisinde vücut tarafından temizlenmektedir. Ancak geri kalan insanlarda yıllar içerisinde infeksiyon sonrası kanser öncesi yaralar gelişebilmekte ve yaklaşık 10 ile 15 yılda kansere dönüşebilmektedir. HPV tip 16 ve 18 rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık yüzde 70’ine neden olmaktadır. Cinsel hayata çok erken yaşta başlanması ve çok partner değiştirilmesi,5 yıldan fazla doğum kontrol hapı kullanılması,sigara içilmesi rahim ağzı kanser riskini artıran nedenlerdir” şeklinde konuştu.
25 yaşından sonra her yıl düzenli olarak test yaptırılmalı
Hücrelerin kansere dönüşmeden erken dönemde yakalanmasının tarama testiyle mümkün olduğunu söyleyen Şimşir, tarama yani Pap Smear testinin jinekolojik muayenenin bir parçası olduğunu belirtti. Testin rahim ağzı duvarındaki anormal hücrelerin kanser öncülleri veya rahim ağzı kanserine dönüşmeden saptanmasına yardımcı olduğunu vurgulayan Şimşir, jinekoljik muayene ve tarama testinin 25 yaşından sonra her yıl düzenli olarak yapılması gerektiğini kaydetti.
HPV enfeksiyonunu engelemenin koruyucu tıp yaklaşımla mümkün olduğunu aktaran Şimşir, “Korunma yollarından birincisi olan tekeşlilik korunmada çok önemli bir rol oynar. İkincisi aşı olunmalıdır. Üçüncüsü yılda bir düzenli pap smear testi yaptırmalıdır” dedi.
Aşı ile visüre bağışıklık kazanılıyor
HPV virüsüne bağışıklık kazanma adına aşı yaptırılabildiğini kaydeden Şimşir şu ifadeleri kullandı:
“9 yaştan itibaren 55 yaşına kadar çocuk , genç kız ve kadınlara yapılmaktadır. İdeal olanı aşının ilk cinsel ilişki öncesi yapılmasıdır. Erken yaşta yapılmaya başlanmasının nedeni hem çocukluk yaş grubunda bağışıklık sisteminin daha aktif olması hem de çocuklarımızın hastalıkla karşılaşma riskinden ve evlenme çağlarından önce bu virüse karşı bağışık kılınmasının amaçlanmasıdır. Daha önce virüs enfeksiyonu tespit edilmiş olan kadınlarda da virüs yeterli bağışıklık bırakmadığından aşı yapılması tavsiye edilir. Türkiye’de de iki çeşit HPV aşısı mevcuttur. Aşı herkese, herhangi bir test yapılmaksızın yapılabilmektedir.HPV aşıları güvenlidir, canlı virüs içermezler, bu nedenle hastalığa neden olmaz. Sadece koruyucu etkisi vardır. ayrıca tedavi edici özelliği yoktur.Aşılar , 6 ay içinde 3 doz olarak koldan uygulanmaktadır. Aşı yapıldıktan sonra smear testi taramasına devam edilmelidir çünkü aşının kapsamadığı HPV türleri olabilir”