Tüketim çılgınlığı, ihtiyacı olandan fazlasını almak ve gereksiz alışveriş yapmak şeklinde tanımlanabilir.
Geçenlerde nadir gerçekleşen bir akşam yemeğindeydik. Sürekli telefona bakan arkadaşlarım dikkatimi çekti. Konuşmaları bir markanın anlık veya gecelik indirimi üzerineydi. Sohbetin tek konusu alışverişti. Birbirlerine aldıkları ürünün resmini atmalar, linkini yollamalar derken, kırk yılda bir bir araya gelmişiz, sohbet alışveriş üzerine döndü durdu.
O günden sonra telefonuma sürekli reklam düşmeye başladı. Akıllı telefonların böyle bir özelliği olduğunu herkes bilir.
Büyük kasım indirimi. Efsane Cuma fırsatını kaçırma. Efsane kasım. Türkiye’nin beklediği indirim geliyor! Alış veriş listeni hazırla. Mağazaları takip et. Kaçırırsan üzülürsün! Efsane moda festivali…
Aynı günlerde bende zaruri bir ihtiyacım için bir kozmetik firmasına gitmiştim. Alacağımı aldım, tam kasada ödeme yaparken indirimli başka bir ürün dikkatimi çekti. Kasiyerler de zaten çoğu zaman indirimli ürünler hakkında sizi bilgilendirirler. Neyse, sözü uzatmayacağım. Ödemeye geçince iki ürün benim hesabımdan fazla tuttu. Meğer belli bir limitten sonra, indirimden yararlanabilecekmişim. Yani sizin anlayacağınız bir ürün daha almalıymışım. Ee, bir ürün daha alsam yine aynı fatura. Ama üç ürün almış olacağım. Kazançlı mı çıkacağım kazançsız mı? Sonuçta keseme zarar. Para benden çıkıyor. Sadece ihtiyacım olanı alıp çıktım. Aferin bana! Gereksiz harcama yapmamıştım. Mutlulukla evimin yolunu tuttum!
İndirimlerin en iyi olanı, şüphesiz sezon sonu indiriminden faydalanmaktır. İhtiyaç listesi hazırlamak ve uygun zamanı beklemek akıllıca. Bunu da atlamayalım, lütfen.
Tüketim çılgınlığını, reklamlar kadar ödeme kolaylıkları da tetiklemektedir. Peşin fiyatına on iki taksitle, ödemeler, alışveriş kredisi kullanıp üç ay sonra taksitle ödemeye başlamalar. Sözüm ona kolaylık, sanki para bizden gitmiyor gibi.
Tüketim çılgınlığı, alışverişle kalsa iyi. İnsanoğlu, doğayı, suyu, enerjiyi, doğal kaynakları, toprağı ve hayvanları hızla tüketiyor. Bununla birlikte, zihinsel sağlığımız, kültürel mirasımız ve sabrımız da , bu tüketim çılgınlığından nasibini alıyor.
Tüketim çılgınlığının, önüne geçmenin en etkili yolu, üreterek bu süreci denetim altına almaktır. Üreten birey, ürettiğinin değerini bilir ve bilinçli bir yaklaşım sergiler. Hayatımızdaki boşlukları doğru şekilde doldurduğumuzda -okuyarak , yazarak, sağlıklı beslenerek, ve spor yaparak, kendimizi geliştirerek- bu çılgınlığa bir dur diyebiliriz.
Yıl biterken, toplumumuzu bakalım hangi indirimlerin bekliyor. Ancak dikkatli olun, bu oyunlara gelmeyin. Emeğinizin sömürülmesine izin vermeyin ve kazancınızı daha faydalı alanlarda kullanın.