Ege İnci'nin Yazar Emre Gülüm İle Röportajı

Ege İnci'nin Yazar Emre Gülüm İle Röportajı

Ege İnci’nin Yazar Emre Gülüm İle Röportajı

KISACA KENDİNİZİ TANITIR MISINIZ?

Hedefleri, hayelleri, idealleri, mefkuresi olan bu toprağın, bu memleketin kendi halinde bir evladıyım.Şimdilik sekiz, dokuz kadar kitap neşredebildim.Ama hedeflerim arasında en azami 60 70 kitap var.Bazılarına başladım, bazıları fikir olarak şu anda durmaktadır.Zaman faktörünün, açtığı perspektif doğrultusunda bu eserleri neşredip yayınlacağım.Eldeki şiir birikimi çok fazla olduğu için önceliğim şimdilik şiir kitaplarını bitirmek.Hikaye, çocuk hikayesi, roman, tarihi araştırmalar, felsefik dediğimiz düşünceler bağlamında uğraştığım, didindiğim eserler var.

NE KADAR ZAMANDIR YAZIYORSUNUZ?

Aslında yazma işi, okuma denizine dalmak ile alakalı.Ne kadar erken yaşlarda okumaya başlarsa insan, kelime dağarcığı o kadar gelişeceği için, düşünce gücü de gelişecektir.Düşünce gücü geliştikçe insan, yaşadığı olayları, duyguları yazabilme yetisi de kuvvetlenecektir.Orta okul döneminden beri, yazma üzerine çalışmaktayım.Şimdilerde yirmi beşli yaşlarda olmama rağmen, neşredilen sekiz dokuz kitap var.
Yazma süreci de insan gibi zaman içerisinde olgunlaşmaktadır.Yazılan yazı ve düşüncenin gelişimi ile daha kalite dediğimiz kokulu eserler elbetteki ortaya çıkacaktır.

YAZMANIZDA EN BÜYÜK ETKEN NEDİR?

Bunun cevabını vermek oldukça kolay bir kelamdır.Büyük bir medeniyetin temelleri üzerinde yaşayan bir topluluk olarak, bu medeniyetin bir evladı olarak, yazmak mücadele etmek elzemdir.Tarihinde büyük işler başarmış bir milletin ferdi olmak bile, yazmamız için bize yeterli gelecek derecede bir ilham noktası olacaktır.Bu hakikatlar diyarında, ilim bizim için; yolumuza ışık feneri olmuştur.Şunu şöylemek gerekir ki; yüzlerce eser, kitap kaleme alsak bile bir Osmanlı münevverinin ancak çırağı olabiliriz.Bu söylemde şunu görmeliyiz ki, ecdadın, sanatta, ilimde, ulaştığı nokta zirvedir.Yazmak için, bu topraklarda, medeniyetimizi, tanımamız gerekir.Medeniyetimizi tanıdıkça üretmenin,  ne kadar önemli olduğunu kavramış olacağız.

KİTABINIZDA DAHA ÇOK HANGİ YAŞ GRUPLARINDA İLGİ ÇEKİYOR?

Şu an itibariyle şiir endeksli kitaplar yazsamda bir çok kaleme alınmayı bekleyen fikrim var.Romanlar, hikayeler, çocuk hikayeleri, tarihi araştırmalar, fikri yazılar  hepsi fikirsel bazda hazır.Ama eldeki şiir birikimini öncelikle değerlendirip diğer eserleri de vakti gelince kaleme almayı düşünüyorum.Bu eserler tamamlanınca da, şunu şöyleyebilirim ki, kitaplarım o vakitte, herkese hitap edecek noktada farklılıklarla tezahür edecektir.

YAZARKEN İLHAM ALDIĞINIZ ŞEY NEDİR?BİR KİŞİ OLABİLİR BİR NESNE OLABİLİR.O İLHAM PERİNİZ SİZE NE OLUNCA GELİYOR?

Yazarken ilham aldığım şey, nizami alemi, ilayi kelimatullahı kızıl elma olarak belirlemiş bir milletin ferdi olmak diyebilirim.İlham perisi diye bir şey varsa, onu köklerimizde bulmak doğru olur.Selçuklu mirası, Osmanlı mirası her araştırıldığında ortaya büyük fikirler çıkartıyor.Divan edebiyatını okuduğunuzda, orada ilahi aşkı görüyorsunuz.Yunus Emre’yi okuyunca, sade duru bir şekilde, sevgi tanecikleri karşınıza çıkıyor.Cemil Meriç’i, Nurettin Topçu’yu okuduğunuzda aslımızı, kendimizi hatırlıyoruz.Cemil Meriç diyor ya, ‘’Düşünmek savaşmaktır’’bu bağlamda düşündükçe kendinizi farklı yollarda kalemle de olsa görevli hissediyorsunuz.

BEĞENDİĞİNİZ VE KİTAPLARINI OKUDUĞUNUZ BİR YAZAR VAR MI?

Elbetteki, bu toprakların büyük şahşiyetleri var.Bunları okumamak, bu büyük şahşiyetleri tanımamak bizim ayıbımız olur.Necip Fazıl’ın İman ve Aksiyon eseri beni etkileyen bir eser olmuştur.Aynı zaman yine Necip Fazıl’dan İdeolocya Örgüsü muazzam bir eserdir.Bize okullarda ütopya adında yabancı tandanslı bir çok kitap okuma tavsiyesi yapılır.1984 eseri, Güneş Ülkesi eseri, Yeni Atlantis eseri ve birçok eser yabancı yazarların kaleme aldığı eserlerdir.Aslında Necip Fazıl’ın ortaya koyduğu İdeolocya Örgüsü, muazzam bir ütopya eseridir.Keşke okullarımızda ütopya konusu gelince bu eserde işlense, güzel olurdu.Necip Fazıl’ın ortaya koyduğu eserdeki ütopya’dan bazı parçalara da millet olarak Selçuklu ve Osmanlı ile zaman zaman da ulaşmışız.Reeliteye yakınlığı olan da bir eser.Kızıl Elma kokulu güzel bir eser.
Hayati İnanç hoca divan edebiyatının yürüyen kalesidir.Onun ‘’Can Veren Pervaneler’’ adındaki kitap serisi oldukça harikulade bir eserdir.Arada defalarca bakıp okuğudum kitaplardır.
Sezai Karakoç’un ‘’Diriliş Muştusu’’ eseri oldukça insanı uyandıran bir eserdir.Bu eserde, medeniyet formlarımızı bularak ruhumuzu diriltmemiz gerektiğini anlıyoruz.Maddeci batıdan, materyalist batıdan uzak kendimizi arayışımızı bu eserde bulmak mümkündür.

PEKİ YAZARLARLA GÖRÜŞME İMKANINIZ OLDU MU?BİR ARAYA GELDİNİZ Mİ HİÇ?

Maalesef yazarlarla şairle pek görüşme tanışma fırsatım olmadı.Gerçekten bu toprağın büyük şahsiyetlerle tanışmam eserleri aracılığıyla oldu.İmkanım olsa tabiki, büyük şahsiyetlerle buluşup hasbihal etmek, onların fikirlerini dinlemek, onlardan ilham almak isterdim.O şahsiyetlerin çıraklığını bile yapacak imkan olsa elbetteki, gelişme sürecimize büyük katkılar sağlacaktır.

KONULARINIZI NEYE GÖRE SEÇİYORSUNUZ?

Genel olarak, aşk, sevgi, vatan, millet, tasavvuf tarzı konuları işliyorum.Ufkumuzu geniş tutmayı alıştırırsak her mihvalde yazmak için de mücadele edebiliriz.Bu saydığım çeşitlemeler, bu toprakların ruhundaki ana maddelerdir.Bu medeniyetin çeşmesinden bir su içercesine medeniyetimizi tanımaya başlarsak, ufkumuz daha genişleyecektir.
Mayasını tanıyan insan, yetiştiği toprağın hakikatlarını anlar.Anadolu’nun mayasını tanıyan insan, eserlerini bu formda üretmek için uğraşır.


PEKİ SON OLARAK BURADAN OKURLARINIZA SESLENMEK İSTERSENİZ NE DERSİNİZ?

Söylemek istenecek söz elbetteki çoktur.Ama şu konu mühimdir ki, vatanımızı, milletimizi, medeniyetimizi sevmemiz şarttır.
İki farklı dünyayı temsil eden insanlarız.Thomas Hobbes diyor ki ‘’İnsan insanın kurdudur.’’
Asırlar sonra bu medeniyetten bir ses yükseliyor; İsmet Özel diyor ki ‘’İnsan insanın umududur.’’
İşte durduğumuz yer İsmet Özel’in durduğu yerdir.Onlar bireyselleşme gibi farklı tabiler ile karşımıza çıksa da biz vahdet diyen bir inancın mensubuyuz.
O ihtişamlı büyük tarihi noktaya tekrar vahdet inancı ile, birlik olma şuuru ile çıkabiliriz.
Kendimizi tanıyalım, kendimizi anlayalım.Kendimizi tanımassak, Batı, batı diyerek batmaya başlarız.Zaten ne olduysa kendimize küstüğümüz asırlarda yeise kapılarak yönümüzü kaybetmemizden olmuştur.
Diriliş olacaktır.Elbet yakındır.Yeniden bir medeniyet doğacaktır.O güne kendimizi hazırlayalım.Yarınlarımız için mücadele edelim.

Yorumlar 2
osman Gulum 23 Şubat 2021 19:32

Yegenim Emrenin calismalarinda basarilar dilerim .

Merthan Öztürk 16 Şubat 2021 17:34

Emre arkadaşıma başlarılar diliyorum. Gittiği yol çok güzel yoldur tasavvuf Osmanlı nın ayaklarını eselerinde çokca görürüz devam et kardeşim benim yolun açık olsun

Bakmadan Geçme